Akşam Gazetesi Yazarı Kurtuluş Tayiz, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Başkan Erdoğan'a yönelik sarf ettiği "Sözde Cumhurbaşkanı" sözünü A Haber'de yayınlanan "Canan Barlas ile Gündem" programında yorumladı.
Akşam Gazetesi Yazarı Kurtuluş Tayiz açıklamaları şöyle;
"KONGRE BASKINI VE "SÖZDE CUMHURBAŞKANI" SÖZLERİ…"
ABD'deki Kongre baskını, ABD'deki seçimler sonrasında bugüne kadar yaşanan gelişmeler aslında bir turnusol kâğıdı işlevi gördü. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sadece yeni seçilen Başkan Biden'ı değil yardımcısını dâhi tebrik etti. Fakat Türkiye'ye gelince konuşmalarında Sayın Cumhurbaşkanı'na (Erdoğan) 'sözde Cumhurbaşkanı' diyerek aslında millet iradesini tanımadıklarını, millet iradesine hakaret ettiklerini gösteriyorlar. Bu tabii mandacı zihniyetlerinin bir yansıması. Bir defa bunu bilelim. Fakat nasıl ABD'deki olaylar karşında Türkiye'deki büyük medya kuruluşları ve o sizin sorunuzla bağlantılı olarak da yine bu medya kuruluşlarında küreselcilerle bağlantılı ekonomik zincirlerin bir parçası ya da iz düşümü olarak faaliyet gösterdiklerini de bilelim.
15 TEMMUZ VE KONGRE BASKINI GÖNDERMESİ
O akşam ne oldu? Türkiye'de büyük medya kuruluşları 6 Ocak Kongre baskını akşamı yani bugüne kadar 'bu FETÖ 15 Temmuz'da darbe yaptı diyerek' birilerini ikna etmeye çalıştığımız; yani 250 şehidimiz var, uçaklar bombalamış, parlamento binası bombalanmış, Külliye bombalanmış bunu darbe olarak kabul ettiremedik. Bunu böyle kabul etmeyen mırın kırın kabul etmeyen düşük dille ile seslendirenler Kongre baskını sonrası demokrasinin değerlerinden, insan haklarından, özgürlükten, milletin seçim hakkından, seçilmişlere duyulacak saygıdan bahseden yayınlara kesintisiz olarak yer verdiler.
"KILIÇDAROĞLU ÖZÜR DİLEMEK ZORUNDADIR"
Fakat bir gün, iki gün geçti aradan ana muhalefet partisi bugün Türkiye Cumhuriyeti seçmenine, milli iradeye büyük bir hakaret içeren bir ifade kullandı. 'Sözde Cumhurbaşkanı' yani; medyanın çok büyük bir kesimi taraflı olmazsa bu sözden dolayı CHP Genel Başkanı'nın özür dilemesi gerekirdi. Bu baskıyı aslında medyanın ortaya koyması gerekiyordu. Fakat böyle küçük bir kesim bu skandal ifadeyi bile eleştirince karşı taraftan herhangi bir yansımasını alamıyorsunuz. Niye? Çünkü medyanın büyük bir kesimi bunu normal karşılıyor. Siyasi bir polemik gibi lanse ediyor. Eğer bahsettiğimiz demokratik değenlere sahip bir siyasal sisteme inanıyorsak bu sözü eden ana muhalefet başkanı dahi olsa çıkıp kamuoyu önünde özür dilemek zorundadır.