"CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ALTAY ÖZÜR DİLEMELİ"
Ümit Özdağ, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın mahkemenin kararına ilişkin "İYİ Parti içine atılmış bir fitne, fesat, nifak tohumudur." sözleriyle ilgili olarak şunları kaydetti:
"Doğrusu çok şaşırdım. Sayın Grup Başkanvekili Engin Altay acaba İYİ Parti tüzüğünü okudu mu? Acaba ihraç kararı ve ekindeki belgeleri okudu mu? Sanıyorum bu iki soruya Engin Altay'ın vereceği cevap 'Hayır'dır. Mahkemenin kararı... Hayır, onu da okumadı. Bu üç kararı, belgeyi okumadan böyle bir açıklama yapmak, en basit ifadeyle kasaba politikacılığıdır. CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, yerlerine kayyum atanan terör örgütüyle bağlantılı HDP'li belediye başkanlarının hukukunu savunuyor. Meclis Genel Kurulunda HDP'li milletvekillerinin hukukunu savunuyor da Türk milliyetçisi, Atatürkçü Ümit Özdağ'ın hukukunu savunmuyor. Aksini bilmediği halde, siyasi iftirayla infaz ediyor.
Engin Altay, beni AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın fitne aracı gibi gösteriyor. Böyle bir terbiyesiz suçlama, Engin Altay'ın ne hakkıdır ne de haddidir. Kendisine Türk milleti önünde en derin ve içten teessüflerimi bildiriyorum. Engin Altay, Ümit Özdağ'a yapılan ve yapılabilecek en büyük hakareti yapmıştır. Engin Altay, benim AKP'ye ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'a karşı 2002'den bu yana verdiğim akademik ve siyasi mücadelenin onda birini vermiş bir siyasetçi değildir. 16 Nisan kirli referandum gecesi ben Türk halkının oylarının hesabını YSK önünde ve YSK Başkanı'nın odasında YSK Başkanı'ndan sorarken ne Engin Altay ne de arkadaşlarından bir tanesi oradaydı."
CHP Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan'ın, "İYİ Parti'nin varlığı Cumhuriyet Halk Partisi sayesindedir." açıklamasını da hatırlatan Özdağ, "İYİ Parti varlığını ne CHP'ye borçludur ne de CHP'nin korumasına muhtaçtır." dedi.
Engin Altay'ın açıklamasının "seviyesiz" olduğunu ifade eden Özdağ, Altay'dan özür beklediğini belirtti.
"HDP, EN FANATİK ERMENİ VE YUNAN PARTİSİ KADAR TÜRKİYE DÜŞMANI BİR YAPIDIR"
HDP'nin gerçek bir siyasi parti olmadığını ileri süren Özdağ, HDP ve öncülerinin bir terör örgütüyle emir-komuta zinciri içinde olan, Kandil'den ve İmralı'dan aldıkları talimatları yaşama geçiren, terörist başı Abdullah Öcalan'ın talimatlarını yaşama geçirdikleri birçok kez mahkeme kararıyla sabit bir yapılanma olduğunu söyledi.
HDP gibi siyasi parti benzeri bir yapının ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinden birisinin parlamentosunda varlığını sürdürmesinin mümkün olmadığının altını çizen Özdağ, "HDP, en fanatik Ermeni ve Yunan partisi kadar Türkiye düşmanı bir yapıdır." diye konuştu.
HDP'nin, Türkiye'nin milli birliğine açık düşmanlık yaptığını savunan Özdağ, "HDP, Türkiye'nin düşmanlarının yanında yer almaktadır. Türkiye en ağır tehditle karşı karşıya kaldığı zaman HDP'nin siyasi kadroları, bu ülkeyi, bu devleti ve bu milleti arkadan vuracaklardır, düşmanla iş birliği yapacaklardır. Bu çerçeveden bakıldığı zaman HDP ile ilgili atılması gereken adım, bu partinin kapatılması olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Ümit Özdağ, yasaların HDP'ye karşı uygulanmadığını iddia ederek, "HDP, yasaların uygulanması durumunda kapatılır. Bir gün dahi açık kalamaz. Çünkü terör örgütüyle organik bağı, emir komuta içerisinde olduğu, dağa eleman götürdüğü, dağa teçhizat götürdüğü, bunların hepsi açıktır." ifadesini kullandı.
"HUKUKİ CEHALET BÖYLE BİR ŞEY"
Özdağ, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'nun, mahkeme kararına ilişkin "Türk yargısının bu konudaki hızına hayran olduk. Keşke birçok konuda da aynı şekilde hızlı karar verseler." açıklamasıyla ilgili değerlendirmesi sorulan Özdağ, "Hukuki cehalet böyle bir şey. Demek ki hukuku genel sekreterden öğrenmiş. 30 günlük dava 28 gün içerisinde karara bağlanmış. Bir dava, bir soruşturma daha var, o da kendisiyle ilgili yürüyen diğer soruşturma. Bir de onun sonucunu beklemek lazım." yanıtını verdi.
İYİ Parti'nin bütün faaliyetlerine katılacağını bildiren Özdağ, "Parti, partiye oy veren bütün seçmenlerden oluşur. Ben, İYİ Parti seçmeninin bu karardan nasıl büyük bir sevinç duyduğunu, karar ortaya çıktığı saatten beri yaşıyorum. Eğer herkes kendi üstüne düşeni yaparsa ve hukukun üstünlüğünü kabul ederse, aynı konuda iki kez hüküm kurulamaz. En temel hukuk kaidesidir bu. Bundan sonrasına birlikte bakarız." diye konuştu.