24 yaşındaki Manolya Oktay estetik kurbanı oldu annesi isyan etti: Öleceğini bilsek hiç gelir miydik?

24 yaşındaki Manolya Oktay burun estetiği olmak istediğini annesine söyledi. Annesi de İstanbul'da bir özel hastane ile anlaştı. Anlaşma netleştikten sonra aile Fransa'dan İstanbul'a geldi. Genç kız ameliyata alındı. Ameliyat sırasında anestezi yapılan genç kız yaşamını yitirdi. Hastane aileye bir de 165 bin TL'lik fatura kesti. Ailesi isyan etti.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :20 Ocak 2021 , 07:00 Güncelleme Tarihi :20 Ocak 2021 , 07:00
24 yaşındaki Manolya Oktay estetik kurbanı oldu annesi isyan etti: Öleceğini bilsek hiç gelir miydik?

İÇİNDEKİLER

24 yaşındaki Manolya Oktay burun estetiği olmak istediğini annesine söyledi. Annesi de İstanbul'da bir özel hastane ile anlaştı. Anlaşma netleştikten sonra aile Fransa'dan İstanbul'a geldi. Genç kız ameliyata alındı. Ameliyat sırasında anestezi yapılan genç kız yaşamını yitirdi.

Aile, 165 bin liralık hastane faturasını ödedikten sonra kızlarının öldüğünü öğrenmiş ve sinir krizi geçirmişti. Anne Adalet Oktay (47) ve baba Ali Oktay (51), SABAH'a konuştu:

"DOKTORLAR BİZİ OYALADI"
Aynı gün ameliyat olup, taburcu olacaktı. Fakat, ameliyattan çıkmasını beklerken fenalaşmış, yoğun bakıma kaldırılmış. Ne olduğunu anlamaya çalışırken doktorlar sürekli yalan yanlış bilgiler vererek bizi oyaladı.

Soru sorduğumuz herkes bizi azarladı. Günlerce yoğun bakımda hiçbir haber alamadık.

"KIZIMIZIN KARNI ŞİŞTİ"
Günler sonra yoğun bakımdaki Manolya'mızı gördüğümüzde karnı şişmişti. Bir terslik olduğunu anladık. "Kızımızın ateşi var" diyorduk, doktorlar azarlıyordu. Beyin cerrahı, "Manolya iyi olacak. Bugün çıkar yarın çıkar" sözleriyle umut verdi.

"Çocuğun durumu iyiye gidiyor, odaya çıkartacağız" gibi sözlerle bizi oyaladılar. Sonra "Durumu kritik"ten başka şey söylemediler. 33 gün kızımızın iyi olacağını söylediler.

HASTANE PARA DERDİNE DÜŞTÜ
Bir gün hastane yetkilisi çağırdı. Tedavinin uzun süreceğini söyleyip, bize hastane yakınlarında bir otelde süit tahsis ettiler. Üç gün sonra yine bizi bir gün hastaneye çağırdılar. Para tahsil etmek istediler. Para derdine düşüp bir sürü evrak imzalattılar.

Sonra "Manolya'yı hastaneden alın ve gidin" diyerek bizi gönderdiler. Kızım ölmüştü. Resmen kandırdılar. Taş kalpli görevliler, kızımızın cansız bedenini gösterdiler. Yaşadıklarımız gerçek olamazdı. Kızımız basit bir estetik ameliyat için yattığı hastaneden ölü olarak çıkıyordu.

"KIZIMIZIN MEZUNİYETİNİ GÖREMEDİK"
Şanlıurfa'ya götürüp kızımızı gömdük. Avukat olacaktı. Mezun olacaktı. Mezuniyetini göremedik. Gencecik kızımızın cansız bedenini, kedi gibi, kapının önüne koydular. "Siz ne bilirsiniz?" diye dalga geçtiler.

Başka Manolyalar ölmesin istiyoruz. 24 yaşındaki kızımızı toprağa verdik, Fransa'ya gittik. Her yerde Manolya'mızı arıyoruz. Evimize giremedik. Taşınıyoruz. Bizi umutlandırdılar. "Bitkisel hayattan çıkıp iyi olacak" dediler. "İyi ki bu hastanede komaya girdi. Başka bir hastanede olsa çoktan ölürdü" diye hava attılar. Canımızı aldılar.

Kızımız hayat dolu bir gençti. Yaşama sevinciyle dolu gözleri umutla bakan biriydi. Hayali avukat olmaktı. Bir adım kalmıştı okulunu bitirmesine. Öleceğini bilseydik ta Fransa'dan İstanbul'a gelir miydik?