Büyük Birlik Partisinin (BBP) kurucu Genel Başkanı merhum Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin ölümüne ilişkin, arama çalışmalarında ihmallerinin bulundu��u iddiasıyla "görevi kötüye kullanma" suçundan dava açılan, aralarında eski Adana Jandarma Bölge Komutanı Ali Lapanta'nın da yer aldığı 4 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Kahramanmaraş 5. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmada merhum Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer, oğlu Fatih Furkan Yazıcıoğlu, ablası Maviş Ocak, ağabeyi Yusuf Yazıcıoğlu ile yakınları ve taraf avukatları hazır bulundu.
Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin bulunduğu helikopterin düştüğü tarihte Adana Jandarma Bölge Komutanı olan emekli Korgeneral Ali Lapanta, eski Kurmay Başkanı Mazlum Koçoğlu, dönemin Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal ve eski Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru, bulundukları illerden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
Hakim, sanıkların Türk Ceza Kanunu'nun 257'nci maddesinin ikinci fıkrası olan "görevi ihmalden" cezalandırılması ihtimaline karşın, bu yönde de savunma yapılmasını istedi.
Lapanta, savunmasının ekinde gönderdiği belgede sorumluluğun kendisinde olmadığı, Valilik makamınca oluşturulan il kriz yönetiminde bulunduğunun açıkça göründüğünü öne sürdü.
Lapanta'nın o dönem Kahramanmaraş İl Jandarma Komutanlığında kış şartlarına uygun teçhizatın olmadığını söylemesi üzerine hakim, "Sizin sevk ettiğinizde var mıydı?" diye sordu. Sanık Lapanta, sevk ettiği komando birliklerinde bu malzemelerin bulunduğunu söyledi.
Sanık Ali Arıduru, helikopter uçuşlarıyla ilgili tüm sorumluluğun kaptan pilotta olduğunu ifade ederek, "Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünün bilgisi yoktur, böyle bir sorumluluğu da yoktur. Arama kurtarma ve enkazı orada korumak gibi bir görevimiz de yoktur. Bu görev mahalli idare amirlerindedir. Elimizden geleni yaptığımıza vicdanen inanıyoruz." diye konuştu.
Sanık Orhan Birdal, atılı suçlamaların teknik konular olduğunu, iddiaların mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu öne sürdü.
Sevk ve idarenin kaptan pilota ait olduğunu söyleyen Birdal, "İlk uçuş planları, ilgili yerlere çekilmiş, iniş kalkış saatleri ilgili yerlere çekilmiş, atılı suçtan bahsedilmesi mümkün değil. Alınan bilirkişi raporları da bunu teyit etmektedir. Hakkımda isnat edilen görevi kötüye kullanma veya görevi ihmal suçlamalarını reddediyorum." dedi.
Sanık Mazlum Koçoğlu, iddianameyi tekrar tekrar okuduğunu ancak kendisi aleyhine somut delile rastlamadığını savundu.
"Ne yapmışım da görevimi kötüye kullanmışım, bu sorunun cevabını iddianamede bulamadım." diyen Koçpoğlu, suçsuz olduğunu söyledi.
MÜTALAA VERİLDİ
Duruşma savcısı, esasa ilişkin mütalaasında arama çalışmalarına yönelik sanıkların atılı suçu işlediklerini belirtti.
Sanıklar Lapanta ile Koçoğlu'nun olay tarihinde askeri personel olduklarını ancak eylemlerinin askeri olmadığını, askeri ceza kapsamında değil de genel hükümlere göre değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden cumhuriyet savcısı, Ali Lapanta'nın arama kurtarmaya ilişkin komutayı fiilen üstlendiğini, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından (TİB) gelen haritayı öğrendiğini ancak buna rağmen ilgili bölgede arama yaptırmadığını kaydetti.
Sanık Koçoğlu'nun da harekat merkezinin emir komutasını aldığı, enkazın bulunduğu yere ilişkin bilgileri öğrenmesine rağmen bu doğrultuda arama kurtarma yaptırmadığını belirten savcı, arama kurtarma faaliyetlerinde en büyük eksikliğin koordinasyon olduğunu, bu koordinasyonda da dönemin Sivil Havacılık Genel Müdürü sanık Ali Arıduru'nun sorumluluğunun bulunduğunu kaydetti.
Helikopterin kalktığı hava meydanları ve yol güzergahlarının hava durumları konusunda pilotu ikaz ettirmediği, uçuş bilgi merkezindeki yetkililerin İsmail Güneş ile telefonla görüşmüş olmasına rağmen ELT cihazının portatif anteninin takılması gerektiğini söylememesi nedeniyle kaza yeri tespit edilemediği için dönemin Devlet Hava Meydanları Genel Müdürü olan sanık Orhan Birdal'ın sorumlu bulunduğunu kaydeden savcı, sanıkların "görevi kötüye kullanma" suçunu "zincirleme" işledikleri gerekçesiyle 7,5'ar aydan 3,5'ar yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etti.
Koçoğlu, esasa ilişkin savunmasında mütalaayı reddettiğini, suçlamaları kabul etmediğini belirterek, o dönem kurmay başkanı olduğunu ve Adana Jandarma Bölge Komutanlığının karargahından sorumlu bulunduğu için suçsuz olduğunu savundu.
Diğer sanıkların esasa ilişkin savunma için süre talep etmesi üzerine duruşma 15 Şubat'a ertelendi.
Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığınca, helikopterin düştüğü tarihte Adana Jandarma Bölge Komutanı olan emekli Korgeneral Ali Lapanta, eski Kurmay Başkanı Mazlum Koçoğlu, dönemin Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal ve eski Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru hakkında "görevi kötüye kullanma" suçundan 6'şar aydan 2'şer yıla kadar cezalandırılmaları talebiyle dava açılmıştı.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Muhsin Yazıcıoğlu, yerel seçimler öncesi partisinin Çağlayancerit mitinginin ardından Yozgat'a gitmek üzere bindiği helikopterin 25 Mart 2009'da Kahramanmaraş'taki Keş Dağı'na düşmesi sonucu BBP Sivas İl Başkanı Erhan Üstündağ, İl Başkan Yardımcısı Yüksel Yancı, BBP Sivas Belediye Meclis Üyesi adayı Murat Çetinkaya, pilot Kaya İstektepe ve gazeteci İsmail Güneş ile beraber hayatını kaybetti.
FETÖ HÜKÜMLÜSÜ "GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAKTAN" YARGILANIYOR
Kahramanmaraş 1. Asliye Ceza Mahkemesinde olaya ilişkin, hakkında "görevi kötüye kullanma" suçundan dava açılan, FETÖ üyeliği suçundan da hüküm giyen eski emniyet amiri Dursun Özmen'in de yargılanmasına devam ediliyor.
Olay tarihinde Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli olan Özmen, olay sonrasında "Muhsin Yazıcıoğlu'nun bacağı kırık, ambulansla hastaneye götürülüyor" yazılı bilgi notunu hazırladığı, bu nedenle arama kurtarma çalışmalarının aksamasına neden olduğu gerekçesiyle yargılanıyor.
Olaya ilişkin 132 şüphelinin yer aldığı "ana soruşturma dosyası" hakkında ise 20 Haziran 2016'da takipsizlik kararı verildi. BBP'nin ve Yazıcıoğlu ailesinin avukatları, 13 Temmuz'da takipsizliğe karşı itirazda bulundu. İtirazın, Kahramanmaraş 2. Sulh Ceza Mahkemesinde incelemesi tamamlandı.
Mahkeme, 10 Nisan 2018'de, şüpheliler A.O.Ç, A.K, A.P, A.A, A.Ö, D.U, D.Ö, İ.D, M.K, M.S.Ç, M,Y, M.K, M.G, M.A, N.M, O.Ö, T.B.D, Y.Y, Y.Ç. ve Z.Ö. yönünden kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kaldırılmasına, kararda adı geçen diğer şüpheliler yönünden yapılan itirazların reddine hükmetti.
HELİKOPTERDEKİ "GPS HIRSIZLIĞI" DAVASI
BBP'nin kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin 25 Mart 2009'da hayatını kaybettiği helikopterin düşmesinin ardından GPS cihazlarının sökülmesiyle ilgili 10 sanığın yargılanması ise Kahramanmaraş'ın Göksun Asliye Ceza Mahkemesinde devam ediyor.
Davada, başka bir soruşturmadan tutuklu olan sanıklar Davut Uçum, Aydın Özsıcak ve Yusuf Yiğit ile tutuksuz sanıklar Ebubekir Semih Yüksekkaya, Halil İbrahim Açan, Bekir Çerikçi, Cemal Şahin, Suat Kaplan, Nedim Bakırhan ve Nusret Memiş yargılanıyor.
Sanıklardan eski yarbay Davut Uçum, FETÖ'nün darbe teşebbüsü sırasında Marmaris'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a suikast girişimi ve iki polisin şehit edilmesi davasında ağırlaştırılmış müebbet, eski astsubay Aydın Özsıcak ise müebbet hapisle cezalandırıldı.
9 ÜST DÜZEY KAMU GÖREVLİSİ DE YARGILANIYOR
BBP Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin yaşamını yitirmesiyle ilgili 9 üst düzey kamu görevlisinin "görevi kötüye kullanmak" suçundan ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 5'inci Ceza Dairesinde yargılanmasına da devam ediliyor.
Davanın iddianamesinde, sanıklar, dönemin Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır, eski vali yardımcısı Servet Güngör, eski İl Jandarma Komutanı Sezai Akgün, eski İl Emniyet Müdürü Necdet Çelikbilek, eski Kahramanmaraş Sivil Savunma Müdürü Hüsamettin Bulut, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Gürsel Aktepe, Emniyet Genel Müdürlüğü Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) Temsilcisi Hüseyin Keskinkılıç, Jandarma Genel Komutanlığı TİB Temsilcisi Yaşar Kalkan ve Jandarma Genel Komutanlığı Bilgi Sistemleri Teknisyeni Süleyman Akdoğu'nun planlama, örgütleme, personel yönetimi ve yönlendirme ile raporlamada, koordinasyonlu bir şekilde etkin bir çalışma yürütemedikleri iddia ediliyor.
İddianamede, bu şekilde tüm şüphelilerin görev ve yetki alanlarına giren işleri yerine getirirken ilgili mevzuat ve yönetmelik hükümlerine aykırı şekilde görevlerinin gereklerine uygun davranmayarak, kişilerin mağduriyetlerine neden olmak suretiyle görevlerini kötüye kullandıklarının anlaşıldığı belirtiliyor.