Boğaziçi provokasyonunda Osman Kavala'nın eşi Ayşe Buğra'nın izi çıktı! Başkan Erdoğan'dan dikkat çeken açıklama

Başkan Erdoğan, cuma namazını kıldığı Hz. Ali Camisi’nin çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erdoğan'ın gündeminde Boğaziçi Üniversitesi üzerinden sokakları hareketlendirmek isteyen odaklar da vardı. Başkan Erdoğan, konuşmasında Gezi Parkı'ndaki terör olaylarının arkasındaki isim olan Osman Kavala'nın eşi Prof. Dr. Ayşe Buğra'ya işaret etti. Ayşe Buğra da tıpkı eşi Osman Kavala'nın Gezi olaylarında yaptığı gibi Boğaziçi eylemlerine öncülük eden ve göstericileri kışkırtan isim olarak öne çıkıyor.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :05 Şubat 2021 , 16:17 Güncelleme Tarihi :05 Şubat 2021 , 16:32
Boğaziçi provokasyonunda Osman Kavala’nın eşi Ayşe Buğra’nın izi çıktı! Başkan Erdoğan’dan dikkat çeken açıklama

İÇİNDEKİLER

Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Prof. Dr. Melih Bulu'yu Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atamasının ardından başlayan provokatif eylemler devam ediyor.

Üniversitede Kabe'ye yapılan saygısızlığa gelen tepkilerin ardından protestoların şiddetini arttı, durum rektörlük binasını işgal girişimine kadar vardı.

Yapılan bu protesto gösterileri terör örgütü destekçilerinin ve provokatörlerin de ekmeğine yağ sürdü. Kadıköy'de devam eden gösterilerde hükümet karşıtı sloganlar atan provokatörler, polislere de saldırdı.

'KAVALA'NIN EŞİ AYŞE BUĞRA EYLEMLERİ ÖRGÜTLÜYOR'
Tüm bu yaşananların ardından çarpıcı bir gerçek açığa çıktı. Eylemlerin örgütleyİcileri arasında en önemli isimlerden birisinin, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Yüksek Lisans Programı Öğretim Üyesi ve Osman Kavala'nın eşi olan Prof. Dr. Ayşe Buğra olduğu anlaşıldı.

BAŞKAN ERDOĞAN'DAN "AYŞE BUĞRA" AÇIKLAMASI

Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olaylarda, gösterilere katılan ve destek veren akademisyenler arasında Osman Kavala'nın eşinin de yer aldığı belirtilerek, bu olayları nasıl yorumladığına ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Şunu çok açık net söylemeliyim, sizler zaten tespit etmiş durumdasınız. Şu anda Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olayları oradaki öğrencilerimizin bir olayı olarak tanımlamak, o şekilde kabul etmek mümkün değil. Bunun bir defa oradaki öğrencilerimizle yakından uzaktan alakası yok." ifadelerini kullandı.



Erdoğan, bu işin başını maalesef siyasetin bir boyutunun çektiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Dün akşam işte görüyorsunuz dağdan beslenenlerin yani HDP'nin Kadıköy'de yapmış olduğu çağrı ve oradaki gösteriler bunun çok açık, net ifadesidir. Aynı şekilde ana muhalefet partisinin başının bu işteki üstlendiği görev yine ortadadır. Bütün bunlarla beraber tabii ortak hareket ettikleri akademisyenler de maalesef bu işin içinde yer alıyor. Akademisyenlerin içerisinde bunu kabullenmeyenler de var ama akademisyenlerin içerisinde bu işe teşne olanlar da var. Bir defa birçoğu maalesef hala şunu öğrenememişler. Bu ülke bir hukuk devletidir. Bu hukuk devletinin içerisinde YÖK'ün yetki alanı var. YÖK'ün yetki alanının olduğu yerle birlikte bir de tabii bu ülkenin cumhurbaşkanının buradaki yetkileri var."

Erdoğan, daha önce Boğaziçi Üniversitesi'ne iki rektör atadığını belirterek, "Gerek Kadri Bey, gerek Barbarosoğlu, onların atamasını da ben yapmıştım. YÖK teklifini yapmıştır. Ben de onadım. Şimdi de Melih Bey'le ilgili 9 aday önüme geldi. Bu 9 adaydan bir tanesi olan Melih Bey'in aynı şekilde atamasını yaptım." dedi.

Başkan Erdoğan, Prof. Dr. Melih Bulu'nun 2 farklı üniversitede rektörlük yaptığını belirterek, şöyle devam etti:

"ODTÜ'den gelme, Boğaziçi'yle yine ilişkileri olan bir insan ve alanında başarılı olan bir arkadaş. Kendisini oraya atamaktan dolayı da bazı televizyon kanalları çıkmışlar ikide bir 'İstifa etmelidir.' Yani yürekleri yetse 'Cumhurbaşkanı da istifa etmelidir.' diyecekler. Aynı zihniyet biliyorsunuz. Osman Kavala denilen, bu ülkede adeta Soros ofisi olan, temsilcisi olan kişinin karısı da yine aynı şekilde Boğaziçi Üniversitesi'nde bu provokatörlerin içinde yer alan bir kadındır. Şimdi biz ülkemizi, böyle nadide bir üniversitemizi, 'Alın istediğiniz gibi karıştırın' mı diyeceğiz? Buna bir defa bizim müsaade etmemiz mümkün değil. Amerika veya Avrupa Birliği ne diyorlar? 'Biz, Boğaziçi Üniversitesi'nde olanları kınıyoruz.' Amerika'ya ben şunu söylerim: Şurada seçim öncesinde Amerika'daki olaylardan demokrasi adına hiç utanç duymuyor musunuz? Oradaki olaylarda herkes birbirini nasıl tehdit etti, nasıl burada ırkçılıkta tavan yaptınız. Zenci vatandaşlarınızı oradaki polisler nasıl yere yatırıp öldürdüler. Bunları dünyaya nasıl izah edeceksiniz? Macron öbür taraftan sesleniyor, Avrupa Birliği'nden. Macron sen önce şu sarı yelekliler meselesini hallet. Şu anda bütün sarı yelekliler, vatandaşların sokaklarda. Bunu çözemiyorsun, sen önce bunu çöz. Benim ülkemde şu anda böyle bir sıkıntı yok. Biz huzurluyuz, biz rahatız. Şu anda bunlar bizim de huzurumuzu kaçırmanın gayreti içerisindeler. Ana muhalefet bunun içinde, muhalefetin diğer ayakları, dağdan beslenen malum HDP bunun içinde, ne yazık ki İP de bunun içinde. Bunlar şu anda bunu karıştırmanın gayreti içindeler, fakat karıştıramayacaklar, bu işi başaramayacaklar. Bu işi bir daha Gezi olaylarıyla aynı yere getiremeyecekler. Onun için de bütün emniyet teşkilatımız her türlü adımını kararlılıkla atıyor."

"ORADAKİ YAVRULARI TERÖRE PEŞKEŞ ÇEKMEYECEKLER"
"76 üniversiteyle ben bu görevi aldım, devraldığımda. Şu anda 207 üniversite var. Karıştıra karıştıra sadece Boğaziçi Üniversitesi'ni karıştırdılar." diyen Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi'nin geri gittiğini, öğrenci sayısının 10 bine gerilediğini kaydetti.

Erdoğan, "Melih Bey burayı yeniden ayağa kaldırma iddiasıyla gelmiş bir hocamız. 206 üniversitede en ufak bir sıkıntı yok ve bütün bu üniversitelerin hem fiziki alt yapısı hem akademisyen noktasındaki alt yapıyla güçlü bir yapı ortaya çıkıyor. '206 üniversite, 207. Boğaziçi Üniversitesi, ne oluyoruz?' bu soruyu ekranlara çıkanlardan hiç duydunuz mu? Ekranlara çıkanlar hala kalkıp hem nalına hem mıhına. İşi de bilmiyorlar, bilmeden konuşuyorlar. Dert? Bunların çoğu mikser. Bizim mikserlerle işimiz yok. Hem milli olacak hem yerli olacak ve bu vatanın, bu milletin sevdalısı olacak ve bir de Boğaziçi Üniversitesi'ndeki yavruların sevdalısı olacak. Oradaki yavruları teröre peşkeş çekmeyecekler. Çünkü dikkat edin içeride bir şey yok ama siz kalkıp da rektörün odasını işgale yeltenirseniz ona da hoş geldin demezler."