Deprem uzmanları bilime kulaklarını tıkadı: Suçu hatalı yapılara değil faya yıktı

İzmir Bayraklı'da yıkılan Rıza Bey apartmanında 37 vatandaş can vermişti. Bayraklı'daki bazı binalar yıkılırken bazı gökdelenler ise depremde herhangi bir zarar görmedi. Deprem uzmanları, bilime kulaklarını tıkadı. Her sarsıntı sonrası kanal kanal dolaştı. Halkın korkusundan ‘fay’dalandı! Suçu hatalı yapılara değil faya yıktı.

Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :06 Şubat 2021
Deprem uzmanları bilime kulaklarını tıkadı: Suçu hatalı yapılara değil faya yıktı

İÇİNDEKİLER

İzmir Bayraklı'da yıkılan Rıza Bey apartmanında 37 vatandaş can vermişti. Bayraklı'daki bazı binalar yıkılırken bazı gökdelenler ise depremde herhangi bir zarar görmedi. Deprem uzmanları, bilime kulaklarını tıkadı. Her sarsıntı sonrası kanal kanal dolaştı. Halkın korkusundan 'fay'dalandı! Suçu hatalı yapılara değil faya yıktı.

Depremler hakkında dünyanın tartışmasız en yetkin kurumu olan USGS (Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırmalar Kurumu) kendisine en sık sorulan "Deprem önceden bilinebilir mi?" sorusuna cevap olarak "Hayır ne biz ne de başka bilim insanları şimdiye kadar depremi önceden bilmedi. Nasıl olacağını bilmiyoruz, yakın gelecekte de böyle bir şeyi beklemiyoruz. Bilim insanlarımız sadece belli bir bölge için, belli bir zaman dilimi için depremin meydana gelme olasılığını hesaplayabilir" diyor.

1999 Depremi sonrasında ekran birden çeşitli akademik unvanlara sahip insanla doldu.

Medya 'Deprem Profesörü' isimleri kullanmaya başladı.

Oysa böyle bir unvan yoktu. Medya gülü haline gelen bu isimler de "Böyle bir unvanım yok" demedi. Aksine insanları 'inandırmakta' çok katkısı oldu.

ÖNCEDEN BİLİNMESİ İMKANSIZ


Her deprem sonrası çıkan bir avuç aynı isim "Şurada da şöyle deprem olabilir, burası stres yüklenebilir" gibi toplumun ruh sağlığını bozmaya varan, hemen hiçbirisi doğru çıkmayan koca koca laflar etti. Kimse de "Çok biliyorsan önceden söyleseydin" demedi. Malum bunlar uzmandı, kimin haddine 'ama' bile demek.

Oysa bir depremi önceden kestirmek mümkün değil. Bunun aksi tek örnek 1975'te Çin'de yaşandı. Çin bu kestirimi bir daha da yapamadı çünkü o çok özel, tekil bir vakaydı.

Deprem tahmini, şurada büyük deprem olacak demek değildir. Tarih ve yer verirsin, olma olasılığını söylersin. 22 senedir böyle bir şey olmadı, çünkü olması da mümkün değil.

Arşivlere bakın. Aynı kişi İstanbul Depremi 2020'den önce olmaz diyor, sonra 2039 diyor, sonra 2040 oluyor. Hatta bir çalışmamız var, depremi şu kadar zaman önce bileceğiz dedi. Peki sonuçta ne oluyor, o kişi ünlü oluyor, yetmiyor fonlarla, ödeneklerle ve kurduğu şirketlerle zengin oluyor; o da yetmiyor, ününü siyasete tahvil etmeye çalışıyor. 22 senedir bu ülke insanı da bu tip insanlara inanıyor; inanmayıp da ne yapsın...

Hatta bir ara birbirlerine girdiler. En agresifi, diğerlerinin 1999 Depremi öncesinde ceplerinde para olmadığını söyleyecek kadar, suçlarken "itiraflarda" bulundu.

22 senedir, o fay şuradan geçiyor, şu yanal, şu düşey atılımlı... Fay ticaretiyle başladı, zemin ticaretine döndü iş. Bir üniversitenin bölüm başkanı, 'Deprem pastasından biz de pay istiyoruz'a kadar ileri gitti.

Bütün mesele zemine döndü. Sadece dağ başındaki kayalıklara bina yapacaksınız denildi. Oysa zemin ve yapı etkileşimi, bu insanların bilgi, ilgi ve yetki sahasında değildi ve bugün de değil.

İZMİR DEPREMİNE DİKKATLİ BAKIN
Bakınız
Bayraklı, İzmir'in gökdelen bölgesidir. Gökdelenlerde bir şey var mı, yok. Bir bina yıkılırken yanındaki ayakta duruyor. Yani asıl belirleyici olan zemin değil, binadır. O binanın statik hesabını yapanlar da asırlardır zemin nedir, yapıya etkisi nedir biliyor ve okullarında öğreniyor.

Asıl mesele, ne zaman ve nerede, hangi büyüklükte deprem olursa olsun, yıkılmayacak yapılar yapmaktır.

Her tür zemine, her tür depreme dayanıklı yapı yapacak bilgi ve teknolojiye sahip olunan bir çağda, medyanın bilgisizliğinin de katkısıyla ülke bir avuç medya şöhreti "faycı" elinde esir oldu.

Biraz da rahmetli Aykut Barka gibi olun. Yani kendi meslek ve uzmanlık alanı dışında bir şey sorulunca "O benim konum değil, ben bilmem" diyecek kadar bilim insanı olun.

Tamam zengin oldunuz, medya şöhreti oldunuz. Artık yeter. Çünkü asıl olan bu ülkeye ve insanına oluyor.