Türk siyasi tarihinde "postmodern darbe" olarak kayıtlara geçen 28 Şubat 1997'deki MGK'nın üzerinden 24 yıl geçti. Süreç, rejim ve irtica tartışmaları, Sincan'daki "Kudüs Gecesi", tankların yürütülmesi ve "Demokrasiye balans ayarı yaptık", "28 Şubat bin yıl sürecek" sözleriyle zihinlere kazındı. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başkanlığında 8 saat 45 dakika süren MGK toplantısı ve sonrasında yaşanan süreç, Başbakan Necmettin Erbakan'a konulan siyaset yasağı ve Refah Partisi'nin kapatılmasıyla noktalandı. Toplum üzerinde psikolojik harp taktiklerinin uygulandığı o süreçte, irtica bahanesiyle milyonlarca kişi fişlendi, başörtülü kadınlar okul kapılarından geri çevrilirken işten atılanlar, sürgün edilenler, işkenceye uğrayanlar, cezaevlerine konulanlar oldu. İçinde siyasi, sosyal ve ekonomik boyutlarını barındıran bu darbe milyonlarca insanı mağdur etti, toplumda derin izler bıraktı. Bin yıl süreceği iddia edilen o düzen AK Parti'nin 3 Kasım 2002'de iktidara geldiği seçimlerde, bir Anadolu İhtilâli ile son buldu. 28 Şubat mağdurları o karanlık süreçte yaşadıklarını anlattı. İşte söyledikleri: