Rahmetliyi ölümünden "birkaç ay önce" görmüştüm son olarak... Londra'ya tedaviye gitmeden önce...
Ondan sonra ilişkimiz "mektup yazmaktan" ibaret kaldı. Cep telefonu, internet vb. henüz icat edilmemişti.
Aramız da son zamanlarda biraz soğuktu üstelik.
***
Üstelik bize o sıralar Oğuz'un Yeniköy'de kendi evinde değil, yakın dostu Altay Gündüz'ün Mecidiyeköy'deki evinde öldüğü haberi gelmişti.
Bunu da araştırsanıza Cihangir çocukları...
Pakize'ye sormak da mı aklınıza gelemiyor?
***
Ertuğrul aklı sıra bana kamış atmak için "Playmen dergisinde yazmış" olduğumu parçalı köşesinin hem de iki yerinde hatırlatıyor.
Bunda utanılacak bir yan göremiyorum Ertuğrul.
Bunu aklın sıra "muhafazakârlarla aramızı bozmak" için yapıyorsan avucunu yalarsın.
Yoksa Barcelona'da başına gelenlerin intikamını mı almaya çalışıyorsun?
(Meraklıları konuyu hatırlayacaklardır.)
Diğer bir kamış çabası olarak bana yönelttiğin "iktidarın en hızlı kalemşoru" lafını da hiç ciddiye alacak değilim.
"Kalemşor senin babandır" diyeceğim ama bunu kime diyeyim?
Aferin Ertuğrul... Bak, işi gücü bıraktık, halkımızı son derece yakından ilgilendiren önemli bir soruna kırk dört yıl sonra ışık tuttuk.
Ben Cihangir'de oturmuyorum Ertuğrul.
Saçma sapan magazin yazılarına beni meze yapma.
Kim Kardashian'ın kıçını yaz, yakışır.
YAZARIN DİĞER YAZILARI İÇİN TIKLAYIN