'ANTİDEMOKRATİK ZEHİRLİ BİR İKLİM İSTİYORLAR'
Buna karşı çıktıktan sonra her bir partinin söylemesi gerekenin, diyor ki 'Bu konuya girmeden şu şu konularda ne diyorsunuz' diyerek buna onay vermesinin demokratik izahı olabilir mi? Son derece ucuz cümleler var; "emekli askerler beylik tabancayla mı yapacak?" 3-5 tane daha şey arkasına takılır, bir bakarsınız 2-3 hafta ülke anti demokratik zemine sahip olmuş. Milletin hukukuna sahip çıkmak için anayasal düzene sahip çıkmak gerekir. Antidemokratik zehirli bir iklim istiyorlar. Keşke bütün partiler aynı şekil duruş sergileseydi. Ama bazı partilerin yazılımı demokrasiyi virüs gibi algılıyor. Bugün bunların rahatsızlığı, anayasal düzene tam sağdık bir ordunun varlığıdır. Dolayısıyla, TSK'yı zan altında bırakmaya çalışıyorlar. Bu bildirileri ortaya koyanlardan daha kötü muhtıra siyaseti içerisindedirler. Hukuk dışı vatanseverlik olmaz. Geçmişte hukuk dışına çıkmış söylemleri kullanarak aynı şekilde sivil siyasete ayar verme teşebbüsü olarak söylüyorum. Emekli olmuş kişilerin TSK adına konuşma hakkı yoktur. TSK adına MSB ve kademe komutanlığı konuşur.
'YARGI SÜRECİNİ TAKİP EDECEĞİZ'
Emekli olmuşsunuz ayrılmışsınız, yine TSK içinde yetişmiş evlatlar emir komuta ediyorlar. Atatürk konusunda daha az hassasmış gibi ithamda bulunuyorsunuz. Bu büyük bir saygısızlıktır. Siz hangi yetkiyle kendinizi engizisyon mahkemesi yerine koyup Atatürk hakkında yargılamaya koyuyorsunuz. Doğrudan Cumhurbaşkanlığı makamını, MSB'yi hedef alan, Türk askerlerini hedef alan bir siyasi saldırı olarak görüyoruz. Yargı süreçlerini de takip edeceğiz.
SORU CEVAP
CHP ÜYESİ AMİRALLERİN GÖREVDE OLAN SUBAYLARLA BAĞLANTISI VAR MI?
İçlerinde çok sayıda CHP üyesi var. Fakat bunun etkisi vardır ya da yoktur bilemem. Daha vahimi olan şu, Siyasi tarihimize baktığımızda iki söylem arasında kullanıyor. Şimdiye kadar muhtıra, hiçbir darbe karşısında CHP'nin demokratik bir tavır aldığını görmedik. Pandemiden önce Kızılcahamam toplantısında genel başkanlarının demokratik bir açılımı olmuştu.
Partilerin siyasi krizlerde karşılaştığı durumlar da daha iyi görürsünüz. Geldiğimiz nokta bir siyasete müdahale etmeye çalışan örgütlenmiş, 104 askerin gece yarısı yayınlanan bildiriye karşı "bu iş yanlış olmuştur" diye 3 kelime kuramıyorlar. Tuttular bu muhtıranın yanında durarak, bildirinin murat ettiği şekilde, AK Parti mensuplarını tehdit etmeye kalktılar. 24 saat içinde yaşadıklarımız, aylarca demokrasi söylemiyle maket kurdular, ilk krizde ortadan gitti. Ortadoğu rejiminde bile kalmayan bir şeyi bugün toplumumuza önerebiliyorlar.
3 kelimelik bir cümle. Bu iş yanlıştır. Bunun yerine 3 bin tane, 30 bin tane bu siyasete müdahale teşebbüsüne güzelleme yapıyorsun. Yargının işine benim bir şey söylemem mümkün değil. Bu tip işlerin mutlaka yurt içi, yurt dışı bağlantısı ve görev içinde bulunan kahraman askerlerimizi bu işin içine sokmaya çalışılıyor. 15 Temmuz'da da gördük. Yargının işi ayrıdır. Ben siyasi analiz yapıyorum geçmişle ilgili olarak. Cumhuriyet Başsavcısı çok yönlü olarak araştırıp bunu görecektir.
BİLDİRİDE DIŞ BAĞLANTI VAR MI?
Bu Türkiye'deki bildiri geleneğinin iç ve dış bağlantısı oluyor. Bu somut olayla ilgili olarak bir bilgiye sahip değilim. Soruşturma sonrasında ortaya çıkacaktır.