AB yöneticilerinin hafta başında Türkiye'ye gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptıkları görüşme bir diplomasi başarısıydı.
Kışa döndü denilen Türkiye ile AB arasında iklim yeniden Akdeniz oldu.
Ne yazık ki Külliye'deki bu parlak zirve, günlerdir protokol kriziyle konuşuluyor. Zira Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel'in Erdoğan'ın yanındaki koltuğa oturmasıyla, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen nereye oturacağını şaşırmıştı.
Mevzu öyle büyütüldü ki, İtalya Başbakanı Mario Draghi, Erdoğan'a "diktatör" bile dedi.Elbette az oy aldığı için hükümetini henüz kurabilen Draghi seviyesindeki bir siyasinin, Erdoğan gibi 19 yılda girdiği her seçimden net zaferlerle çıkan bir lidere salvolarının önemi yok...
Toplantıda yer alan AB liderleri bile "Türkiye bizim verdiğimiz protokolü uyguladı" derken, verilen bu aşırı tepkilerin bağcıyı dövmeyi hedeflediği de açık.
Kaldı ki Erdoğan'ın yanındaki koltuğu Leyen'e teklif etmeyen Michel'e niçin kimse bir şey demiyor, anlayabilmiş değilim.
Keşke görüşmede AB'nin değil Erdoğan'ın protokolleri uygulansaydı...
Zira Cumhurbaşkanı'nın resmi gezilerdeki toplu röportajlarında erkek gazetecileri, kadınlara yer vermeleri konusunda tatlı sert uyardığına içimin yağları eriyerek defalarca şahit oldum. Bu konuda çok hassas olduğunu biliyorum.
Eminim AB protokolü olmasa Erdoğan o koltuğa Bay Michel'i değil Ursula Hanım'ı oturturdu.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN