Azerbaycan'da gerçekleştirilen Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) Medya ve Enformasyondan Sorumlu Bakanlar ve Başkanlar Toplantısı katılımcıları, Ermenistan işgalinden kurtarılan Ağdam kentini ziyaret etti.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev, Kırgızistan Kültür, Enformasyon, Gençlik ve Spor Bakanı Kairat İmanaliev, Özbekistan Cumhurbaşkanlığı Enformasyon ve İletişim Ajansı Başkanı Asadjon Hodjayev, Kazakistan Enformasyon ve Toplumsal Kalkınma Bakan Yardımcısı Askhat Oralov ile Macaristan Güvenlik Politikalarından Sorumlu Devlet Sekreteri Peter Sztaray, işgal döneminde harabe duruma dönüşen Ağdam kentini gezerek incelemelerde bulundu.
Ziyarete, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun başkanlığındaki Türkiye heyeti de katıldı. Heyette, Anadolu Ajansı (AA) Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz de yer aldı.
Altun, ziyaret sonrasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, bu topraklara gelince Karabağ zaferinin nasıl büyük bir zafer olduğunu daha net şekilde anladıklarını söyledi.
Karabağ zaferinin, Azerbaycan, bölge ve Türkiye için büyük bir zafer olduğunu vurgulayan Altun, 30 yıllık işgalin Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in kararlı duruşu ile ortadan kaldırıldığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin de bu haklı mücadeleye destek verdiğini belirtti.
Altun, burada bir taraftan haklı olmanın gurunu yaşadıklarını, diğer taraftan da harabe durumdaki şehirleri görerek üzüldüklerini söyleyerek şöyle devam etti:
"Buradaki zulmü ve barbarlığı gördük. Bu barbarlık eşi benzeri görülmemiş barbarlık. Bir taraftan bu barbarlık yaşanırken diğer taraftan dünyanın, uluslararası toplumun burada nasıl ikiyüzlü bir tavır sergilediğini de gördük. Burada kültür hazineleri tarumar edilmiş. Fakat kendisini dünyada kültür hazinelerini korumakla mükellef kurumlardan hiç ses çıkmadı. Tamamen üç maymunu oynamışlar. Bakmamışlar buraya. Bu kültür hazineleri tamamen Türklüğün ve İslam'ın izlerini silmek için ortadan kaldırıldı. Ama başaramadılar, başaramayacaklar. Çünkü bu topraklar Türklerin, İslam'ın toprakları. Dolayısıyla zalimlerin zulmü ve barbarca politikaları hiçbir şekilde karşılık bulamamıştır. Bir şehri ortadan kaldırdılar. Bir dizi zulüm ettiler. Fakat ne olursa olsun hak tecelli etti. Bu topakların gerçek sahibi olan Azerbaycan bu toprakları geri aldı. Allah'ın izni ile 1 milyon Azerbaycanlı kardeşimiz bu topaklara dönecek."
İşgalden kurtarılan bölgelerde imar süreci başlayacağını belirten Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yeniden ihya sürecinde Türkiye olarak bütün gücümüzle gerek kamu kuruluşlarımızla gerek özel sektör birikimimizle var olacağız. Sayın Cumhurbaşkanımız Bakü ziyaretinde çok açık ve net şekilde dedi ki 'Biz bölgenin barış güvercinleri olmak istiyoruz.' Bir taraftan burada işgali sonlandırarak aslında barışı kalıcı hale getirmiş olduk. Bir taraftan da bölgenin gerçek aktörleri olarak bir daha böylesine bir işgale asla müsaade etmeyeceğimizi göstermiş olduk. Bunun altyapısını oluşturduk, oluşturuyoruz. Her şeyden önce altyapı sorunlarının burada tamamen ortadan kalkması, imar sürecinin yürümesi lazım. Diğer taraftan ulaşım konusunun tam anlamıyla çözüme kavuşturulması lazım. Yine ekonomik altyapının oturması lazım. Burası yeniden yaşayan canlı bir merkeze dönüşecek. Ağdam da öyle olacak. Şuşa da öyle olacak. Dünyanın bir çekim merkezine dönecek. Biz bu konuda bütün gayret ve gücümüzle Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanındayız. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda başından beri tüm kurum ve kuruluşlarımızı bu sürece destek vermek üzere yönlendirdi. İnşallah süreci tamama erdireceğiz. Hep beraber, el birliği ile buraların kalkınmasını sağlayacağız."
Altun, uluslararası kuruluşların Ermenilerin gerçekleştirdiği yıkımlara tepkisiz kaldığını belirterek "UNESCO başta olmak üzere dünyadaki tüm uluslararası örgütlerin dönüp buraya ikiyüzlü tavır takınmadan bakmaları lazım. Burada bir işgal oldu, barbarlık oldu, zulümler gerçekleştirildi, insanlık hazineleri katledildi. Bunu biz burada gözümüzle görüyoruz, tescil ediyoruz. Artık ikiyüzlülüğü bıraksınlar, buraya gelsinler ve bunları tescil etsinler. Gerçekten mızrak çuvala sığmıyor. Hiçbir şekilde bu gerçekleri saklayamazlar." ifadelerini kullandı.