"KKTC'DE HİÇ KİMSENİN KUR'AN KURSLARINI KAPATMA DİYE BİR NİYETİ YOK"
Saner mahkemeden, "Kur'an kursları KKTC'de kapatılıyor" yönünde bir karar çıkmadığına vurgu yaparak, şöyle devam etti:
"Dava, Din İşleri Dairesi'ne verilen hafızlık kursunu açma yetkisinin iptaliyle ilgiliydi, Kur'an kurslarıyla alakalı değildi. Dolayısıyla KKTC'de hiç kimsenin Kur'an kurslarını kapatma diye bir niyeti yok, böyle bir olay da yok. Anayasa'ya bağlı bir kişi olarak, din eğitimi almak her vatandaşın Anayasal bir hakkı ve toplumsal bir ihtiyacı olduğundan hareketle asla Kur'an kurslarını kapatma diye bir düşüncemiz olamaz. Konu, biraz farklı yansıtıldığı için bu noktaya taşınmıştır."
Mahkemenin verdiği kararda, devletin dışında bir kurumun hafızlık kursu düzenlemenin söz konusu olmadığına vurgu yapıldığına değinen Saner, Din İşleri Başkanlığının devletin dışında bir kurum olmadığını, dini alanlardan sorumlu tek devlet kurumu olduğunu, ilgili bakanlık ve diğer kurumlarla işbirliğini içerisinde görevini yerine getirmeye devam edeceğini kaydetti.
Saner, Kur'an kurslarının kapatılmasıyla ilgili bir karar çıkmadığının altını çizerek, "KKTC Müslüman bir ülke, Kur'an kurslarını kapatmak söz konusu olmaz. Dava konusu, hafızlık kurslarının nasıl yapılması gerektiğiyle ilgili açılan bir davaydı. Bu kursların sonunda, sınavı kazanarak gerekli terfileri alanların doğru terfi alıp almadığıyla ilgili açılan bir davanın sonucunda bu olaylar gerçekleşti." değerlendirmesinde bulundu.
Terfiler sırasında yaşanan sıkıntıları ortadan kaldırınca sorunun çözüleceğine dikkati çeken Saner, ilgili sendikanın hafızlık kursunu Din İşleri Başkanlığının açma yetkisinin iptali yönünde Anayasa Mahkemesine başvurduğunu, hafızlık kursu açma yetkisini yeniden düzenleyeceklerini bildirdi.
"ÇAVUŞOĞLU'NUN DENDİAS'A YANITI YERİNDEYDİ"
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun, Ankara'daki ortak basın toplantısında Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın saldırgan tavrına yönelik sert cevabıyla ilgili soru üzerine Saner, Çavuşoğlu'nun Dendias'a yerinde yanıtının Kıbrıs Türk halkı tarafından memnuniyetle karşılandığını belirtti.
Başbakan Saner, Türkiye'nin garantörlük hakkını kullanarak 1974'te Ada'ya yaptığı müdahale ile Kıbrıs'ta çözüm sağlandığını ancak Kıbrıs'taki soruna bugüne kadar siyasi çözüm bulunamamasının en önemli sebebinin ise Rumların kendilerini Ada'nın tek hakimi olarak görerek, Kıbrıs Türkleri ile bir şey paylaşmak istememesinden kaynaklandığını anlattı.
Saner, Dendias'in basın toplantısındaki tavrını, Yunanistan ve Rum tarafının bazı sorunları tırmandırarak, Türk tarafını sıkıştırmaya çalışmak istemesinin farklı bir versiyonu olarak niteledi.
Doğu Akdeniz'deki gelişmelerle ilgili soruyu da yanıtlayan Saner, Türkiye'nin KKTC ve Libya ile imzaladığı anlaşmalara işaret ederek, Türkiye'nin Mısır ile yeniden iyi ilişkiler içine girmesini, gelişmelerin Türk tarafı lehine farklı boyutlara ulaşacağı şeklinde yorumladı.