Durum ciddi. Ben yoğun bakımlar adına bunu düşünüyorum. Bundan endişe duyuyorum. Çünkü örneğin 50 yoğun bakım yatağınız vardı, 80 oldu, 100 oldu, 120 oldu doldu. Bu yoğun bakımdan uzak olan hekim grubunu endişelendirir. Bir göz hekiminden yoğun bakımda verim alamazsınız.
Sayı, belli bir sayının üzerine çıktığında yoğun bakımlar sigorta olma özelliklerini kaybeder. Bu tıbbi kalitenin, düşmesi demektir. Düşünsenize bir yoğun bakımda ayda ortalama vefat 300-400'lere çıkıyor. Bu hastalara 20 gün 30 gün emek vermiş yoğun bakımcının içinden bir parça kopar.
Son 7-8 haftadır aralıksız artıyor ağır hasta sayısı. İstanbul'da şu anda doluluk oranlarımız en üst seviyede. Bu yatakların tamamen dolu olduğu anlamına gelmiyor, yatak yok demek değil. Biz hastamızı kapıda, sokakta bırakacak bir millet değiliz.
Birinci dalgada bir seferberlik hali vardı. Vaka sayıları 13 bin 300'lerdeydi. Yoğun bakımlara yansıması da bin 980 hasta oldu. İkinci pikte, vaka sayısı 33 bin 500, yoğun bakımlara yansıması ise 5 bin 970'lerde olmuştu. Fakat şimdi durum farklı. Yukarıya doğru gidiyoruz. Son 15 gündür kırmızı alarm çanlarının çaldığı açık ve net.
EN RİSKLİ YER ÇANAKKALE
Çanakkale'de 100 bin kişide görülen vaka sayısı bir haftada 797.34'ten 962.98'e yükseldi. Çanakkale, haftalık vaka sayısında Türkiye'de birinciliğe yerleşti.