Biden'ın Türkiye karşıtı politika yürüterek bir anlamda aba altından sopa göstermeye çalıştığına işaret eden Selvi, "Biden, bu kararla Türkiye'ye düzen vermek, ABD politikalarına yanaştırmak istiyor. Öte yandan geçtiğimiz 10 yıl içinde Türkiye'nin kendi çizgisinde bir dünya siyaseti izlemesi, özellikle Orta Doğu ve Balkanlar'da kendi siyasetini inşa etmesinden duyulan rahatsızlığın da bu söylemin kullanılmasında etkili olduğunu düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Selvi, Biden'ın açıklamasının Türkiye-ABD ilişkilerine kısa ve uzun vadede etkilerinin olacağına dikkati çekerek, kısa vadede Türk kamuoyunda ABD karşıtlığının artacağını ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Biden arasında gerçekleşecek olası görüşmenin bu gerginliği azaltabileceğini dile getirdi.
ABD'nin sözde soykırım ile ilgili somut adımlar atmasının çok olası görünmediğini anlatan Selvi, şöyle devam etti:
"Gerek Orta Doğu gerek Kafkasya politikaları açısından ABD, tam manasıyla Türkiye'yi gözden çıkaramaz. Bu açıklamayı sadece ufak bir gözdağı, uyarı olarak algılıyorum ama Türkiye hem içerideki hem dışarıdaki açıklamalar karşısında net bir şekilde tavrını ortaya koydu. Haklı olduğu bir konuda Türkiye boyun eğmeyecektir çünkü yaşanmamış olaylar üzerinden siyaset inşa etmek, Türkiye'ye düzen vermek ya da çizgiye çekmek kimsenin haddine değildir."
Bütün tarihi deliller ve bilgilerin 1915'te yaşanan olayların bir soykırım olmadığını ortaya koyduğunu vurgulayan Selvi, tarihçiler olarak bu konuyu siyasetçilerin değil, tarihçilerin tartışması ve konuşması gerektiğini kaydetti.
"BU GERGİNLİK BİR AY SÜRER, İKİ AY SONRA BU KONUYU KONUŞMUYOR OLURUZ"
Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Amerikan Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Burak Kuntay da ABD Başkanı Biden'ın açıklamasının Türk-Amerikan ilişkilerinde devrim niteliğinde bir karar gibi algılanmaması gerektiğini söyledi.
ABD'deki 50 eyaletin 49'unun tüm alt kongrelerinde yani Senato ve Temsilciler Meclisinden sözde soykırım tasarısının geçirildiğini hatırlatan Kutay, ABD başkanlarının tarihte 3 kez buna benzer konularda bu tabiri kullandıklarını kaydetti.
Kutay, şu ana kadar bu hadisenin gündeme gelmemesinin veya 2019'a kadar Kongrede onaylanmamasının sebebinin hep Türkiye'nin jeopolitik öneminden kaynaklandığına dikkati çekerek, Beyaz Saray'ın S-400'ler ve Türkiye-Rusya yakınlaşmasından sonra, Türkiye'ye zarar verebileceğini düşündükleri en önemli konunun bu olduğunu ve bunun üzerinden Türkiye'nin üzerine gidip akıllarınca bir misillemede bulunduklarını söyledi.
Kutay, şunları ifade etti:
"Türk-ABD ilişkilerine yansıması nasıl olur? Bu soru bana 20 yıl önce sorulsaydı çok kötü şeyler olacağını söylerdim çünkü Türk-Amerikan ilişkilerinin çok yukarıda seyrettiği bir dönemdi. Dolayısıyla yere düşme payı vardı. Son 10-15 yıla baktığımızda Kuzey Irak'ta yaşananlardan FETÖ meselesine, Türkiye'ye uygulanan finansal baskıdan vize krizlerine kadar yaşanan olaylara baktığımızda ilişkilerin zaten dibe vurmuş durumda olduğunu görüyoruz.
Yani iki ülke ilişkilerinin düşme payı kalmadı ancak her şeye rağmen bu gerginlik bir ay sürer, iki ay sonra bu konuyu konuşmuyor oluruz."