Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Kalın'ın Hürriyet'e yaptığı açıklamalar şu şekilde:
ERDOĞAN-BİDEN GÖRÜŞMESİNİN ANA BAŞLIKLARI
"(NATO Zirvesi ve ABD Başkanı ile görüşme) Brüksel'de yapılacak NATO Zirvesi'nde Cumhurbaşkanımızın ABD Başkanı ve NATO ülkelerinin liderleriyle görüşmeleri olacak. Özellikle PYD ve FETÖ konusunda ABD'den beklentilerimiz var. Bunlar Türkiye'nin ulusal güvenliğine doğrudan tehdit teşkil eden konular. Biden yönetiminin somut adımlar atmasını bekliyoruz. CAATSA yaptırımları, F-35 ve S-400 gibi ikili ilişkilerimizi tıkayan mevzular var. Türkiye'ye uygulanan yaptırımların haksız, hukuksuz olduğunu ifade ettik. Türkiye'ye karşı, NATO müttefiki ülkeye karşı savunma sistemi temin ettiği için yaptırım gelmesi müttefiklik ruhuna aykırıdır. NATO Zirvesi'nde yapılacak görüşme için tüm bu konuları kapsayacak bir hazırlık yapıyoruz.
TEKLİFİMİZİ YENİLİYORUZ
(S-400 ve F-35 meselesi) Türkiye'nin F-35 programından tek taraflı olarak çıkartılması yapılan mutabakata ve anlaşmalara aykırıdır. Buradan geri adım atılmasını bekliyoruz. S-400 meselesinin tarihi sürecini Biden da biliyor. Bu kararın NATO'nun güvenlik sistemini veya üçüncü ülkelerin çıkarlarını tehlikeye atacak bir boyutu olduğu kanaatinde değiliz. Amerikalıların sunduğu argümanlar bizi ikna etmiş değil. Bunların F-35'lere karşı güvenlik riski oluşturacağına dair ileri sürdükleri gerekçeler, bizim için tatmin edici değil. Biz bu teklifimizi yeniliyoruz. İki müttefik ve stratejik ortaksak, müzakere yoluyla çözebiliriz. Şartlar uygun olursa, S-400'lerin yanında Patriotları da alabiliriz. Beklentimiz S-400, CAATSA ve F-35'te hakkaniyetten uzak, anlaşmalara aykırı kararlardan geri dönülmesidir.
MÜZAKEREYLE ÇÖZÜLEBİLİR
(Erdoğan ile Biden arasındaki telefon görüşmesinde bir formül gündeme geldi mi) Bizim teklifimiz hâlâ orada. Ortak çalışmayla çözülebileceği kanaatindeyiz. Onların iddia ettiği gibi F-35 programına tehdit ya da risk teşkil edecek bir güvenlik zaafı görmüyoruz. Böyle bir kaygıları varsa, teknik olarak bunu temellendirmiş değiller. Bunlar müzakere ile çözülebilir. Kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak durumundayız. Bu hiçbir zaman bir üçüncü ülkeye karşı tavır değildir. Ama önceliğimiz kendi ulusal çıkarlarımızdır. Bunu öncelikle müttefiklerimizle yapmak isteriz. Ama bu bizi alternatifsiz kılmaz. Bir yere kapı açmak, diğer her yere kapıyı kapatmak anlamına gelmiyor.
İSRAİL'E TEPKİLER YETERLİ DEĞİL
(İsrail'in Filistin'e yönelik saldırıları) İsrail'in yaptığı hukuk dışı, ahlak dışı, vicdan dışı saldırıları en şiddetli şekilde kınıyoruz. Bu, İsrail devletinin Filistin topraklarını tarihi, kültürel ve dini kimliğinden arındırma projesinin son aşamasıdır. İsrailliler karış karış, adım adım, ev ev, kapı kapı Filistin topraklarının tamamını ele geçirmek gibi bir projeyi hayata geçirmeye çalışıyorlar. İsrail üzerinde baskıyı mütemadiyen ve sistematik şekilde arttırmamız gerekiyor. Bunun için İslam dünyası, Arap ülkeleri, AB, ABD ve diğer ülkeler nezdinde bu süreci yakından takip ediyoruz. Filistinlilere her alanda destek gerekiyor. Demokratik süreci engelleyen en antidemokratik ülkenin İsrail olduğunu bütün dünyaya anlatmamız gerekiyor.
KOMİTE HAREKETE GEÇMELİ
Bunu yapabilmek için de BM, Arap Ligi, İslam İşbirliği Teşkilatı, AB ve diğer kuruluşlar nezdinde bu konuyu dile getirmeye devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız liderlerle görüştü, görüşmeye devam edecek. İİT bünyesinde bir Kudüs Komitesi var, bunun harekete geçirilmesi büyük önem arz ediyor. İsrail'e karşı baskı ve tepkiler yeterli değil. İsrail her seferinde oyunlar oynayarak, hukuku ihlal ederek, siyasi kumpaslar kurarak istediğini elde etmeye çalışıyor. Artık bu oyunu herkesin görmesi gerekiyor. Filistin haritası, 1948'den bugüne kadar Filistin topraklarının nasıl çalındığını, tarihin en büyük hırsızlığının Filistin topraklarında yaşandığını gösteren bir belgedir.
ESAD'LA GÖRÜŞME YOK
(Meral Akşener'in 'Esad'la görüşülüyor' açıklamaları) Mısır ile ilişkilerin normalleşme süreci başladı diye, o zaman 'Demek ki Esad ile de görüşüyorlardır' çıkarımı anlamlı değil. Bunlar ayrı dosya konularıdır. Her birinin aktörleri, süreçleri farklı. Biz Mısır'da yaşananları elbette unutmadık. Ama bütün bunları alıp 'Demek ki Suriye ile görüşüyordur bunlar' sonucunu varmak çok hayali bir şey. Esad'la bir görüşme trafiği söz konusu değil. Zaman zaman istihbarat birimlerinin görüşmeleri olabilir.
LİBYA'YLA ANLAŞMAYA BAĞLIYIZ
(Türkiye, Libya'dan asker çekecek mi?) 2019 yılında Libya yönetimiyle yaptığımız anlaşma çerçevesinde bulunuyoruz. Bizim askerimizin orada bulunmasının temel sebebi de askeri eğitim hizmeti vermektir. Temaslarımız devam edecek. Şu ana kadar bazı çevrelerin Libyalı yöneticiler üzerinde Türk askerinin çekilmesi yönünde baskı yaptığını biliyoruz. Ama Libyalılar net bir duruş sergilediler. Anlaşma çerçevesinde bizim oradaki çalışmalarımızın devam edeceğini kendileri de ifade ettiler. Biz yaptığımız anlaşmalara bağlıyız, Libyalılar da bağlılar. Libya'ya askeri, siyasi, ekonomik alanlarda destek vermeye devam edeceğiz.
AB'YE: BUYRUN KONUŞALIM
(AB ile ilişkiler) AB'nin artık somut adımlar atması gerekiyor. Göç Anlaşması ve Gümrük Birliği'nin güncellenmesi konusunda top tamamen AB'nin sahasında. Biz üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirdik. Kendilerine söyledik 'Daha fazla yapmamız gereken bir şey varsa buyrun konuşalım, müzakere edelim' diye. Kendi aralarındaki meselelerle, çekişmelerle Türkiye üzerinden hesaplaşmak yerine, bir vizyon ortaya koymaları gerekir."