Zeynep Hilal Demirci; İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun, günlerdir Filistin halkına bomba yağdırmasına rağmen asıl mağdur tarafın ülkesi İsrail olduğunu gösterme iddiasıyla "Share the truth - Gerçeği paylaşın" başlığıyla bir video yayınlaması üzerine harekete geçti.
Demirci; Gazze, Yafa, Mescid-i Aksa ve Şeyh Cerrah'ta tüm Müslümanlar'ın saldırı altında olduğunu tüm çıplaklığıyla dünyaya gösteren "Ok. I am sharing the truth - Tamam, gerçeği paylaşıyorum" başlıklı video hazırladı ve 1.9 milyon takipçisi bulunan Netanyahu'nun paylaşıma cevap verdi.
Gazeteci, televizyoncu ve yazarların da desteğiyle Zeynep Hilal Demirci'nin videosu 2.1 milyon kişi tarafından görüntülendi. Netanyahu'nun videosu 1.1 milyonda kaldı.
DEMİRCİ: "BİLGİ DEZENFORMASYONUNU SONLANDIRDIK"
Sabah'a konuşan Zeynep Hilal Demirci; "Sosyal medyanın gücü de işte tam bu noktada görülüyordu. 200 takipçili ve gerçekleri anlatan bir hesap, 2 milyon takipçili ve yalanlar sıralayan bir hesabın yaptığı manipülasyonu ve bilgi dezenformasyonunu sonlandırabiliyordu" dedi.
Demirci; "Dünya medyası Filistin'e sessiz kalırken ve tek taraflı bir habercilik gerçekleştirirken, sosyal medyada bir tweet ve binlerce insanın desteğiyle gerçekler gün yüzüne çıkıyor, sosyal abluka kurulabiliyordu" ifadelerini kullandı.
"BİLGİ DEZENFORMASYONUNU ENGELLEMEYİ HEDEF EDİNDİK"
Zeynep Hilal Demirci, şunları söyledi:
"Bu süreçte belki de en çok şahit olduğumuz tartışmalardan biri 'Tweet atmak da neymiş canım, ne işe yarıyor sanki?' sorularını soranlar ve bu soruların muhatapları arasındaydı. Ben ve arkadaşlarım da bu soruların muhataplarından olmaya ve sosyal medyada içerik üretmeye karar verdik. İçeriklerimizle öncelikle İsrail'in Filistin'de ihlal ettiği insan haklarına ve işlediği suçlara dikkat çekmek istedik. Bunu yaparken İşgalci İsrail medyasının ürettiği manipülatif kaynaklara cevap vermeyi ve bilgi dezenformasyonunu engellemeyi hedef edindik."
"GERÇEKLERİ PAYLAŞMAK BİZE DÜŞMEZ Mİ?"
"Yaptığımız insan hakları konulu çalışmamız henüz sadece yakın çevremiz tarafından bilinirken ve gelen tek bir beğeni bile heyecanlandırırken 'Share The Truth' videosu doğdu. İsrail İşgal Güçleri (sözde İsrail Savunma Bakanlığı) işgali haklı gösteren ve tüm İsrail'in 'saldırı' altında olduğu algısını yaratan bir video yayınladı. Netanyahu ise bu videoyu 'Share the truth' yazarak paylaştı.
E bizim de istediğimiz bu değil mi? Zaten gerçekleri paylaşmak bize düşmez mi? Öyle yaptık. Videoyu hazırlarken böyle güzel bir karşılık bulacağı aklımın ucundan bile geçmemişti, 100 beğeni geldiğinde oh dedim, gayet iyi bir sayıya ulaştı. Tabii sonra hummalı bir sosyal medya çalışması başladı, bütün arkadaşlarım tweetin daha fazla yayılması ve etkileşim alması için elinden ne geliyorsa yaptı."
"MESELE BU ALGIYI YIKABİLMEK..."
"Tweet çok kısa bir süre içinde Netanyahu'nun etkileşimini kolaylıkla aştı. Mesele tabii ki sayılardan ibaret değildi; mesele bu algıyı yıkabilmek ve o ne kadar insana ulaştıysa daha fazla insana ulaşmaktı. Bundan da ötesi, mesele gerçekleri paylaşmaktı. Sosyal medyanın gücü de işte tam bu noktada görülüyordu. 200 takipçili ve gerçekleri anlatan bir hesap, 2 milyon takipçili ve yalanlar sıralayan bir hesabın yaptığı manipülasyonu ve bilgi dezenformasyonunu sonlandırabiliyordu. Dünya medyası Filistin'e sessiz kalırken ve tek taraflı bir habercilik gerçekleştirirken, sosyal medyada bir tweet ve binlerce insanın desteğiyle gerçekler gün yüzüne çıkıyor, sosyal abluka kurulabiliyordu."