Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 14 Haziran'da Belçika'nın başkenti Brüksel'de yapılacak NATO Zirvesi'nde ABD Başkanı Joe Biden başta olmak üzere pek çok liderle bir araya gelecek.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 14 Haziran'da Belçika'nın başkenti Brüksel'de yapılacak NATO Zirvesi'nde ABD Başkanı Joe Biden başta olmak üzere pek çok liderle bir araya gelecek.
Erdoğan'ın Biden ile yapacağı görüşmenin çok önemli olduğunu söyleyen Altınbaş Üniversitesi'nden Dr. Eray Güçlüer, masada Türkiye'nin elinin güçlü olduğuna dikkat çekerek, "ABD'nin Türkiye'ye yönelik bazı paradigmalarında değişim işaretleri vereceği bir görüşme olacak. Bu çok önemli çünkü Türkiye'nin NATO'ya girdiği 1952 yılından bugüne ABD ile olan ilişkilerimizin yeni bir düzleme taşınacağı sinyallerini alıyoruz. Zirve, Türk-ABD ilişkilerinde yeni bir dönemi başlatabilir" dedi.
Türkiye'nin kendi jeopolitiğinde sahip olduğu avantajlar ve durum üstünlüğünün yeni dönemin başlamasında etkili olduğunu aktaran Dr. Güçlüer, "Masada, politikalarını artık sadece NATO ve ABD'ye bağımlı olarak yürüten değil milli ve bağımsız politikalarını ABD'nin kabul ettiği yeni Türkiye olacak. Türkiye-ABD arasında yeni bir ilişki modelinin gelişeceği döneme adım atıyoruz" diye konuştu.
"BİDEN TÜRKİYE'Yİ YIPRATMAYA YÖNELİK POLİTİKA GELİŞTİRDİ"
Biden'ın seçildiğinden beri Türkiye'ye mesafeli durduğunu söyleyen Dr. Güçlüer, "ABD Dişişleri Bakanı Antony Blinken ülkemize gelmedi. Biden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefon görüşmesini bile aylar sonraya erteledi. Aslında Türkiye'yi yıpratmaya yönelik bir politika izlemeye çalıştılar. Ama Türk devlet aklı, bu politikayı krize dönüştürmeyecek şekilde yönetmeyi başardı. 1 ay kadar önce ABD Dişişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman'ın Türkiye'ye gelmesiyle iki ülke arasındaki sorunların konuşulacağı bir süreç başladı.
Bu görüşmelerde Türkiye mutlaka uzlaşmak isteyen gerekirse milli çıkarlarından taviz verecek ülke konumunda olmadığını gösterdi. Türkiye'nin geri adım atmaması üzerine ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Thomas-Greenfield apar topar Türkiye'ye geldi ve ABD'nin diyalog arayışında olduğu böylece daha net görülmüş oldu. Ve sonunda ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan'ın, ABD Başkanı Joe Biden'ın Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı iyi tanıdığını belirterek "Biden ve Erdoğan, ilişkilerin tüm boyutlarını gözden geçirmek için bu fırsatı değerlendirmeyi dört gözle bekliyor." yönündeki açıklamalar, ilişkilerde yeni bir başlangıca işaret etmektedir" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN ELİ DAHA GÜÇLÜ"
ABD'nin artık Türkiye ile masaya oturma noktasına geldiğine vurgu yapan Dr. Güçlüer, "Türkiye bu süreçte, PKK/PYD ile mücadele, FETÖ üst düzey yöneticilerinin yakalanıp, ülkeye getirilmesi ve Karadeniz'de doğalgaz keşfi gibi önemli başarılara imza attı. Türkiye'nin Karabağ'daki etkisi herkes tarafından oldukça net şekilde hissedildi. ABD'nin yapamadığı Rusya'yı dengeleme işini, Polonya ve Ukrayna'ya SİHA satarak Türkiye gerçekleştirdi. Böylece Türkiye'de NATO'da yeni bir misyon kazandı. Dolayısıyla ABD'nin yeni Türkiye'yi hazmederek masaya oturacağına yönelik kanatlerimiz güçlendi" dedi.
ABD'NİN YENİ KAFKAS POLİTİKASI
ABD'nin yeni Kafkas politikasının merkezinde Rusya'yı hedef almak yattığını belirten Dr. Güçlüer, "ABD bunu tek başına yapamıyor. Biden seçim konuşmalarında ittifaklar üzerinden Rusya'yı hedef alan politikasını gerçekleştireceğini söylemişti. NATO ile ittifak yayacağını düşünürsek, Rusya'yı çevreleyecek Karabağ'dan Fergane Vadisi'ne kadar olan Kafkas jeopolitiğine Türkiye'siz giremez. Türkiye, Azerbaycan ile Kafkaslar'da sadece Rusya'yı değil ABD'yi de dengelemiş durumda. ABD dengeyi lehine çevirmek için Türkiye ile anlaşmak zorunda. İçeride ve dışarıda geliştirdiği argümanlarla Türkiye'ye etki edemediği aşikar o nedenle masaya oturmak zorunda kaldı. Bu nedenle Türkiye ile ABD arasında bütün sorunların çözümü hemen mümkün olmayacak belki ama sorunların çözümünde yeni kapılar açılabilir" diye konuştu.