Kurban Bayramı ne zaman 2021, hangi gün? Kurban Bayramı tatili 9 gün mü olacak?

Gündemde yoğun bir şekilde Kurban Bayramı ne zaman 2021, hangi gün? Sorusunun yanıtı araştırılır oldu. İslamiyet’te büyük önemi bulunan ve Müslüman aleminin kurban kesme ibadetini yerine getirdiği dini bayramımız için heyecanlı geri sayım başladı. Yakın zamanda Diyanet’ten 2021 kurbanlık fiyatlarıyla ilgili bilgi de geldi. Peki özellikle çalışanlar tarafından merak edilen Kurban Bayramı tatili 9 gün mü olacak? Sorusunun cevabı belli oldu mu? İşte detaylar…

Giriş Tarihi :14 Haziran 2021 , 09:20 Güncelleme Tarihi :14 Haziran 2021 , 09:20
Kurban Bayramı ne zaman 2021, hangi gün? Kurban Bayramı tatili 9 gün mü olacak?

İÇİNDEKİLER

Kurban Bayramı ne zaman 2021, hangi gün? Kurban Bayramı tatili 9 gün mü olacak? Sorgulamaları arama motorları üzerinden sıklıkla yapılıyor. Koronavirüs salgınından dolayı Ramazan Bayramı'nı evlerinde sevdiklerinden uzak geçirmek zorunda kalan Müslüman alemi Kurban Bayramı için geri sayıma başladı, henüz sokağa çıkma yasağının uygulanıp uygulanmayacağı bilinmiyor. Peki Kurban Bayramı tatili kaç gün olacak? İşte tüm bilgiler…

KURBAN BAYRAMI NE ZAMAN?

Kurban Bayramı'nın 1. günü bu yıl 20 Temmuz 2021 tarihine denk geliyor. Kurban Bayramı'nın 4. günü ise 23 Temmuz 2021 tarihinde idrak edilecek. Bayram tatilinin 9 gün olup olmayacağına ilişkin henüz bir açıklama gelmedi.

İşte dini günler takvimi;

Kurban Bayramı 1. gün 20 Temmuz 2021
Kurban Bayramı 2. gün 21 Temmuz 2021
Kurban Bayramı 3. gün 22 Temmuz 2021
Kurban Bayramı 4. gün 23 Temmuz 2021

2021 KURBANLIK FİYATLARI

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 2021 yılı vekalet yoluyla kurban kesim bedelinin yurt içinde 1125 lira, yurt dışında 925 lira olarak belirlendiğini açıkladı.

KURBAN'IN DİNİ DAYANAĞI NEDİR?

Kurban, Kur'an-ı Kerim, Sünnet ve icmâ ile sabit bir ibadettir. Kurbanın meşru bir ibadet olduğuna dair Kur'an-ı Kerim'de deliller mevcuttur. Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail'in yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir (Sâffât, 37/107).

Kurbanın meşruiyetine işaret eden başka âyetler de vardır: "Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah'ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin." (Hac, 22/28), "Her ümmet için, Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık." (Hac, 22/34), "Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allah'ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır.

Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Onların etleri ve kanları asla Allah'a ulaşmaz. Allah'a ulaşacak olan ancak, sizin O'nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir." (Hac, 22/36-37)
Bu âyetlerde zikredilen hayvan kesiminin, et ihtiyacı temini için olmadığı, bunların ibadet amaçlı birer uygulama oldukları gayet açıktır. Et ve kanların Allah'a ulaşamayacağının, asıl olanın ihlâs ve takva olduğunun bizzat âyetin metninde yer alması bunu açıkça ortaya koymaktadır.
Hz. Peygamber (s.a.s.) de, kurbanı bir ibadet olarak kabul etmiş ve bizzat kendisi de kurban kesmiştir. Hz. Peygamberin (s.a.s.), meşru kılınmasından itibaren vefat edinceye kadar her yıl kurban kestiği bilinmektedir (Tirmizî, Edâhî, 11; bkz. Buhârî, Hac, 117, 119; Müslim, Edâhî, 17).



Sahih hadis kaynaklarında yer alan rivayetlerde, Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban bayramında Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu, kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını ve kurban edilen hayvanın boynuzu, tırnağı da dâhil olmak üzere her şeyinin kişinin hayır hanesine yazılacağını ifade edip; bu ibadetin Allah rızası için yapılmasını tavsiye etmiştir (Tirmizî, Edâhî, 1; İbn Mâce, Edâhî, 3).
Ayrıca hicretin ikinci yılından itibaren bugüne kadar müslümanların kurban kesmeleri, bu konuda görüş birliği olduğunu da göstermektedir (İbn Kudâme, el-Muğnî, XIII, 360).