Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın, FETÖ'cü hainlerin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında yaşananları kaleme aldığı "Asırlık Gece" adlı kitapta Cumhurbaşkanı'nın o gün ve ertesi gün yaşadığı çok özel anlar yer aldı.
"Belgeler ve Deliller Işığında 15 Temmuz Darbe Girişimi" alt başlığını taşıyan kitapta 15 Temmuz öncesi ve sonrası derinlemesine analiz edildi. Sabah'ın haberine göre, kitapta, Başkan Erdoğan'ın, karanlık gecede yaptığı telefon görüşmeleri ve yakınlarıyla yaptığı konuşmalara yer verildi. İşte Hüseyin Aydın'ın kaleminden yazıya dökülen önemli ayrıntılar:
"YORGUN GÖRÜNÜYORSUNUZ"
9 Temmuz'da Varşova'dan dönen Erdoğan'ı havalimanında karşılayanlar arasında Grand Yazıcı Otel'in sahibi Serkan Yazıcı da vardı. "Çok yorgun gözüküyorsunuz, tatil yapsanız iyi olur" diyerek Erdoğan'ı oteline davet etti. Daveti memnuniyetle karşılayan Erdoğan, gerekli incelemeleri yapmak üzere Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan'ı görevlendirdi. Doğan ise Koruma Müdürü Muhsin Köse'yi arayıp 11 Temmuz'da helikopterle gidileceğini söyledi ve otelde gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmasını istedi. Köse, keşif ve gerekli güvenlik tedbirleri için bir öncü güvenlik ekibini Marmaris'e gönderdi. Daha sonra aile fertleri dışındaki görevlileri aramaya başladı.
BAŞYAVER HER ŞEYİ DUYDU...
Köse'nin aradığı kişilerden biri de İstanbul'daki Dr. Doktor Burak Akçay'dı. Akçay, Cumhurbaşkanlığı'ndan mesai arkadaşlarıyla yemekteydi. Başyaver Ali Yazıcı da oradaydı. Köse, görevi kendisine tebliğ ettiğinde Dr. Akçay, teyit amacıyla, "Ya öyle mi müdürüm. Tamam Grand Yazıcı Otel'e gidiyoruz tamam, konuyu anladım" cevabını verdi.
Görüşme ve konuşmalar Ali Yazıcı'nın dikkatinden kaçmadı. "Nereye gidiyorlarmış?" diye soran Yazıcı, "Marmaris Grand Yazıcı Otel'e gidilecekmiş" dedi. Yazıcı, bu bilgiyi gecikmeden ilgili yerlere ulaştırması gerektiğini düşündü. "Bir saniye, bir telefon görüşmesi yapmam gerekiyor" deyip yemekten kalktı. Telefon görüşmesini tamamladıktan bir süre sonra yemeğe döndü.
HELİKOPTER ARIZASI...
11 Temmuz Pazartesi günü 17.00-18.00 sularında helikopter, İstanbul'dan havalandı. Helikopter, Aydın-İzmir arasında seyir halindeyken Pilot Çetin Orhan, Koruma Müdürü Muhsin Köse'yi ön tarafa çağırdı ve helikopterin arıza sinyali verdiğini, en yakın yere inilmesi gerektiğini söyledi. Pilot, Aydın Çıldır Havalimanı veya İzmir Adnan Menderes Havalimanı'na inilebileceğini söyledi. Durumu öğrenen Erdoğan, "O zaman iniş yapalım, riske girmeye gerek yok. En yakın neresi ise oraya inelim" talimatını verdi. Helikopter acil olarak Aydın Çıldır Havalimanı'na iniş yaptı. Köse, İzmir'deki pilotu aradı ve derhal uçakla Aydın'a gelmesini istedi. Ancak Erdoğan, Köse'ye "Serkan'ı arayalım, o helikopterle buraya gelebilir mi?" dedi. Yazıcı, yarım saat sonra helikopteriyle geldi. Gece görüş özelliği olmadığından hava kararmadan seri bir şekilde hareket edilmesi gerekiyordu. Helikopter, sorunsuz bir şekilde otelin heliportuna iniş yaptı. Erdoğan Ailesi otelde tahsis edilen villaya yerleşirken, helikopter ise arızanın giderilmesinden sonra önce İzmir'e, ondan sonra da Okluk Koyu'na giderek iniş yaptı.
FETÖ'CÜLERİN KAFA KARIŞIKLIĞI...
15 Temmuz gecesi Erdoğan'ın Sarıyer Huber Köşkü'nde olmayacağı, Grand Yazıcı Otel'de bulunacağı öğrenilmişti. Ancak helikopter arızası tüm planları bozmuş, kafaları karıştırmıştı. Muhafız Alay Komutanlığı'nda Ali Yazıcı'nın da katıldığı toplantılarda, Marmaris'teki 2 noktanın hava fotoğrafları üzerinde çalışmalar yürütüldü.
ANKARA VALİSİ'NDEN KRİTİK TELEFON...
Muhsin Köse ile Serkan Yazıcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı villaya yakın bir yerde çay içip sohbet ederken, 21.40 sularında Köse'yi Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar aradı. "Muhsin, önemli bir konu var, Sayın Cumhurbaşkanı'na iletmem gerekir" dedi. "Sayın Valim, nedir konu? Şu an Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında değilim" diye cevap verince Vali Kılıçlar, Genelkurmay içerisinden silah sesleri geldiğini söyledi.
NAMAZINI KILDI, TIRAŞ OLDU...
Başkan Erdoğan, abdest alıp iki rekât namaz kıldı. Bütün zor zamanlarda olduğu gibi o gece de önce Rabbine sığınmış, dua ve niyazda bulunmuştu. Sonra tıraş olup takım elbisesini giydi ve "Bismillah" diyerek süreci yönetmeye başladı. Serkan Yazıcı da bir süre sonra villaya gelmişti. Başkan Erdoğan, sakin ve düşünceli bir halde masada tek başına oturuyordu. Telefonda görüştüğü kişiye sesini yükselterek, "Onların tankları varsa bizim de imanımız var. Direnin. Gerekiyorsa öleceğiz, hepimiz birlikte öleceğiz" diyordu. Serkan Yazıcı'yı görünce yanına çağırdı ve "Bir tarihe tanıklık yapıyorsun" dedi.
HERKES BİRBİRİYLE HELALLEŞTİ...
Emine Erdoğan, Berat Albayrak, Esra Albayrak ve Hasan Doğan da oradaydı. Darbecilere boyun eğmek ve teslim olmak gibi bir düşünceleri yoktu. Tehlike büyüktü, gecenin sabahını görmemek vardı. Bu nedenle helalleştiler. Koruma ekibi de birbiriyle sarılıp helalleşiyordu. Başkan Erdoğan, hiçbir şekilde darbecilere teslim edilmeyecekti. Bu uğurda herkes canını feda etmeye ve şehit olmaya hazırdı.
"KEFENİMİZİ BİZ ZATEN GİYDİK"...
"Serkan Yazıcı'ya "Ne olursa olur oğlum. Bu iş Türkiye için ya hayırlı olur ya da kefenimizi biz zaten giydik" dedi. Başkan Erdoğan'ın yanına tekrar giren Muhsin Köse "Sayın Cumhurbaşkanım artık gitmemiz lazım, darbeci askerler gelebilir" dedi. Erdoğan da "Tamam kalkalım, çocuklar hazır mı?" diye sordu." Yazıcı'nın hava yoluyla ilgili endişeleri vardı. Erdoğan, "O kısmı takdir-i ilahidir. Kararımı verdim, İstanbul'a varacağız ve bu ayaklanmayı durduracağız" yanıtını verdi.
* "BİZE EĞİLMEK YAKIŞMAZ OĞLUM, AYAĞA KALK"...
Saat 03.15 sularında Genel Havacılık apronuna yanaşan özel ATA uçağından Başkan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Berat Albayrak, kızı Esra Albayrak ve torunlarıyla birlikte indi. Yerde yaralı halde gördüğü Ahmet Onay'ın yanına giden Erdoğan, adını sayıklayıp iyi olup olmadığını soran gencin yanına giderek alnından öptü ve kulağına eğilerek "Bize eğilmek yakışmaz oğlum, ayağa kalk" dedi.