Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Halkların Demokratik Partisinin (HDP) kapatılması istemiyle yeniden açılan davada iddianamenin oy birliğiyle kabulüne karar verdi. HDP'nin hazine yardımlarının bulunduğu banka hesabına bloke konulması yönündeki tedbir talebinin bu aşamada reddine hükmedildi.
Yüksek Mahkemenin, eksikliklerin tamamlanması istemiyle iade ettiği HDP'nin kapatılması istemli iddianame, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca yeniden hazırlanarak Anayasa Mahkemesine gönderilmişti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yeniden gönderdiği iddianamenin ilk incelemesi tamamlandı.
Anayasa Mahkemesi raportörünün, iade gerekçesindeki eksikliklerin giderildiği tespitini yaparak iddianamenin kabulü yönündeki hazırladığı raporu ve Başsavcılığın iddianamesini yeniden inceleyen heyet, iddianamede eksiklik tespit etmeyerek oy birliğiyle kabulüne karar verdi.
Heyet, ilk inceleme sırasında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tedbir talebini de ele aldı. Yüksek Mahkeme, Başsavcılığın HDP'nin hazine yardımlarının bulunduğu banka hesabına bloke konulması yönündeki tedbir talebini de bu aşamada reddetti.
İDDİANAMENİN DETAYLARI ORTAYA ÇIKTI
Başsavcılık iddianamesinde, "HDP terör örgütü PKK'nın siyasi kanadıdır. Parti binaları örgüt hücresi haline getirildi. HDP'nin terör örgütüne en ufak eleştiri yönetmemesi, demokratik zeminde siyaset yaptığı iddiasını geçersiz kılıyor. HDP, kendisine biçilen rol çerçevesinde sivil itaatsizlik eylemlerini organize etti. HDP mensuplarının söylemleri ile davalı partiyi terör örgütünden ayrı görmedikleri gösteriyor. HDP örgütün 'demokratik özerklik stratejisi'ni hayata geçirmek için kurulan siyasi bir oluşumdur. HDP'ye silahlı terör örgütünün illegal amaçlarına legal görünüm kazandırmak gibi bir misyon yüklendiği görüldü. Terör örgütüne bir kısım katımları HDP organize etti, milletvekilleri makam araçlarını silah ve eleman aktarımında kullandı" ifadeleri yer aldı.
"PARTİ BİNALARININ ÖRGÜT HÜCRESİ HALİNE GETİRİLDİĞİ TESPİT EDİLDİ"
HDP'nin kapatılmasına ilişkin hazırlanan iddianamede şu ifadelere yer verildi:
"PKK/KCK terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturmalar kapsamında farklı tarihlerde ülke genelindeki HDP il/ilçe binalarında yapılan aramalarda; örgüt lideri, güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmalarda etkisiz hale getirilen terör örgütü mensuplarının fotoğrafları, terör örgütünü simgeleyen sözde bayrak/flamalar, örgütsel dokümanların ele geçirilmiş olduğu dikkate alındığında siyasi parti tabelası altında parti binalarının örgüt hücresi haline getirildiği tespit edilmiş, dolayısıyla Halkların Demokratik Partisi (HDP) bu nitelikteki eylemlerin odağı haline gelmiştir. Bu itibarla davalı Partinin Anayasanın ilgili maddeleri uyarınca temelli kapatılmasına karar verilmesini talep etmek zaruri hale gelmiştir."
HDP Eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın "Biz sırtımızı YPG'ye, YPJ'ye, PYD'ye yaslıyoruz, bunu söylemekte, bunu savunmakta hiçbir sakınca görmüyoruz" sözlerinin de yer aldığı iddianamede, "Bu sözler ve görevlendirmelerin HDP ile PKK/KCK arasındaki irtibatı çok sayıda delil ile teyit ettiği" belirtildi.
"HAKKIN KÖTÜYE KULLANIMI"
İddianamede şu ifadeler yer aldı:
"Halkların Demokratik Partisi genel başkan, eş başkan, milletvekilleri ile merkez karar organı temsilcilerinin, örgüt lideriyle periyodik aralıklarla görüşmeleri, kendisine hitap şekilleri, övgüsüne mazhar olabilmek için sarf ettikleri çaba, her sözünün emir gibi telakki edilmesi, gelişmelere göre faaliyet raporu verilmesi noktasında duydukları sorumluluk dikkate alındığında, görünürde demokratik zeminde siyasi parti faaliyeti kapsamında 'Kürt halkına özgürlük söylemi' kullanılmaktaysa da, bunun gerçek amacı gizlemek için yapıldığı aşikârdır.
Nitekim demokratik özerklik, öz yönetim, Kobani, Hendek olayları ile yaşanan olaylar bu tespitleri teyit eder niteliktedir. Bu olaylarda gerçekleşen eylemlerle kargaşa ve iç savaş denemesi yapılmıştır. Siyasal partiler açısından demokratik hak ve özgürlükleri araçsallaştırmak hakkın kötüye kullanımıdır."
"EN UFAK ELEŞTİRİ YOK"HDP'nin terör örgütü PKK'ya yönelik eleştiri getirmediğine dikkat çekilen iddianamede, "HDP mensuplarının basın açıklaması, gösterilerde örgüt ve liderinin referans kabul edilerek lehine slogan atıp, övgüler dizilmesi, sembollerinin taşınması, bunların her faaliyetinin doğru ve tartışmasız kabul edilerek en ufak eleştiri yönetilmemesi, demokratik zeminde siyaset yapıldığı iddiasını geçersiz kılmaktadır. Oysa demokratik zeminde siyaset söylemiyle ortaya çıkan davalı siyasi parti HDP yöneticilerinin, söylenenin aksine örgüt lideri her daim olmazsa olmazları (sine gue non) olmuştur. Bu ruh hali sadece eylemlerine değil söylemlerine de hakim kılınmıştır" denildi.
"ÖZERK YÖNETİM PLANI İÇİN KURULDU"
"DTP'nin kapatılmasından sonraki süreçte örgüt liderinin talimatı doğrultusunda, HDP'nin PKK/KCK terör örgütünün 'Demokratik Özerklik Stratejisi'ni hayata geçirmek adına ülkemizde gerçekleştirmiş olduğu siyasi bir oluşum olduğu anlaşılmıştır" denilen iddianamede, "HDP'nin bu amaç doğrultusunda: silahlı terör örgütünün illegal amaçlarına legal görünüm kazandırmak gibi bir misyon yüklendiği görülmüştür. PKK/KCK terör örgütünün müzahir kitle üzerindeki etkisini sürdürebilme adına zaman zaman örgütün yayın organları üzerinden yapmış olduğu çağrı ve açıklamaları talimat olarak algılamış ve benzer çağrılarda bulunmuştur" denildi.
"TERÖR ÖRGÜTÜNE BİR KISIM KATIMLARI HDP ORGANİZE ETTİ"
Yine iddianamede, "Terör örgütüne bir kısım katılımların HDP'nin organizesinde sağlandığı, milletvekili dokunulmazlığını kullanmak suretiyle tahsis edilen makam araçlarıyla PKK/KCK terör örgütüne ait silah/mühimmat/eleman aktarımını gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir" ifadeleri yer aldı.
İddianamede yer alan diğer iddialar şöyle:
CENAZELER
"Ölen örgüt mensuplarının cenaze ve taziyelerin organizasyonlarını yaptıkları/katıldıkları, cenaze ve taziyelerde bu teröristlere yönelik övücü söylemlerde bulunmak suretiyle onları kahramanlaştırdıkları, belediyelerin imkanlarını bu törenler için seferber ettikleri, operasyonlara katılan güvenlik korucularına yönelik tehditkar söylemlerde bulundukları anlaşılmıştır."
SEÇİM ÇALIŞMALARINDA ÖRGÜT POSTERLERİ
"Seçim çalışmalarında özellikle Doğu ve Güneydoğu illerimizde PKK/KCK terör örgütüne ve liderine ait görsel ve materyalleri kullandıkları, terör örgütünün kırsal alanında faaliyet gösteren örgüt üst yönetimi ve mensuplarıyla görüşmeler gerçekleştirdikleri görülmüştür."
BELEDİYELER ÇUKUR KAZDI
"PKK/KCK terör örgütü tarafından 2015 yılında uygulanan çukur/barikat /hendek olaylarında, HDP'li siyasiler ve yerel yönetimlerde görevli şahısların bizzat görev aldığı, yerel yönetimlere ait iş makinaları ve çeşitli araçların çukur/barikat /hendek oluşturmada kullanıldığı belirlenmiştir."
SİVİL İTİATSİZLİK
"Davalı parti, kendisine biçilen rol çerçevesinde sivil itaatsizlik eylemlerini (serhildanları) organize ederek, sahip olduğu kamusal siyasi imkan ve kabiliyetleri bu doğrultuda kullanmıştır."
TERÖRLE İRTİBATLILAR PARTİ ÜYESİ YAPILDI
"Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozma, terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, suç ve suçluyu övme suçlarından hüküm giymiş çok sayıda kişinin parti üyesi yapıldığı ve bu kişilerin değişik parti kademelerinde göreve getirildiği anlaşılmaktadır. Davalı siyasi partinin bahsi geçen suçlardan kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanları partiye üye kaydetmesi ve partinin değişik kademedeki teşkilatlarında göreve getirmiş olması tesadüfi değil Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak amacına yönelik bilinçli bir kadrolaşmanın ürünüdür ve terör örgütünün Parti üzerinde ne kadar etkin olduğunun açık bir göstergesidir."
SOKAK OLAYARINI ORGAZİNE ETME
"Örgütün serhildan tarzı faaliyetleri hayata geçirmek amacıyla sivil toplum kuruluşu görüntüsündeki dernek, kadın yapılanması, gençlik yapılanması, sendika vb. oluşumlar kurduğu, ancak bu faaliyetlerin yaygın şekilde Halkların Demokratik Partisi (HDP) il ve ilçe teşkilatlarınca organize edildiği, propagandadan başlayıp örgütün dağ kadrosuna eleman kazandırma ve sokak olaylarını organize etmeye kadar giden geniş bir yelpazede faaliyet yürüttüğü anlaşılmıştır."
6-8 EKİM ÇAĞRISI
"6-8 Ekim olayları" olarak adlandırılan şiddet eylemleri öncesi bir kısım PKK'lı üst düzey yöneticiler ve PKK'nın güdümündeki internet haber siteleri halkı kışkırtarak sokağa çıkıp ayaklanmaya davet etmiş, ardından eş zamanlı olarak…dönemin HDP MYK'sı partinin resmi Twitter hesabından ve aynı zamanda MYK üyesi de olan parti Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Şenoğlu da gerek basın toplantısı düzenleyerek gerekse sosyal medya hesapları üzerinden halkı devlete karşı eylem yapmaları için sokağa çağırmış, böylelikle aslında halkı devlete karşı isyana azmettirmişlerdir. Bu çağrıların amacının güvenlik güçleri ile göstericileri karşı karşıya getirip iç savaş çıkartmak olduğu aşikardır. Şiddete yapılan bu çağrılarda görüldüğü gibi terör örgütü PKK ve onun siyasi kanadı HDP eşgüdüm içinde aralarında yaptıkları iş bölümüne göre hareket etmişlerdir."
"SİYASİ PARTİLER ANAYASA'YA UYGUN DAVRANMALI"
Anayasa Mahkemesi'nin kabul ettiği iddianamede, "Siyasi partilerin kapatılması tedbiri, hemen hemen tüm ileri demokrasilerde uygulanmaktadır. Katılımcılığın esas alındığı her durumda gözetilmesi gereken en önemli husus, Anayasa'nın tanıdığı hak ve özgürlükleri yok edecek bir sisteme geçit verilmemesidir. Bir başka deyişle temel hak ve özgürlüklerin meşru Anayasal sistemde geliştirilerek daha ileriye taşınması için sağlanan kanalların, bunları tamamen ortadan kaldıracak bir rejimin önünü açmamasıdır" görüşlerine yer verildi.
AİHM'İN BATUSUNA KARARI HATIRLATILDI
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Batasuna kararına atıf yapılan iddianamede şu ifadeler yer aldı:
"AİHM terör örgütü ile arasına mesafe koymama, faaliyetlerini kınamamayı dahi parti kapatma için yeterli görmüşken, davalı parti HDP'nin, kuruluşundan bugüne kadar PKK/KCK silahlı terör örgütünü ve liderini kınayan hiçbir söyleminin bulunmadığı, örgüt ile arasına mesafe koyan bir tutumuna da rastlanmadığı gibi, genel başkan veya organlarının silahlı terör örgütü liderinin talimatları ile uyum içinde, örgütün amaçları doğrultusunda düzenlenen eylemlere katılarak örgüt ve lideri lehine açıklama yaptıkları, bildiri yayınladıkları, Kanuna aykırı gösterilere katılıp kitleleri organize ederek cebir ve şiddeti teşvik eden slogan atılmasına, silahlı, taşlı ve molotoflu saldırılar düzenlenmesine neden oldukları…"
YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI BEKİR ŞAHİN'DEN İLK AÇIKLAMA
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, HDP'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesine gönderilen iddianamenin kabul edilmesinin ardından Sabah'a konuştu. Şahin, Anayasa Mahkemesinin kararının bekledikleri bir karar olduğunu söyledi.
"MAHKEME HANGİ KARARI VERİRSE KARARA SAYGILIYIZ"
Partinin banka hesabına tedbir konulmasıyla ilgili verilen kararın Anayasa Mahkemesinin takdiri olduğuna dikkat çeken Şahin, "Bu aşamadan sonra dosya Anayasa Mahkemesinde, mahkeme hangi kararı verirse o karara saygılıyız. Sonucunu da mahkeme değerlendirecek ve bir karar verecek" dedi.
SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca, bir siyasi partinin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesine açılan davalarda "ceza davası" prosedürü izleniyor.
Hazırlanacak tensip tutanağında kapatma davası sürecinde izlenecek yöntem belirlenecek.
İddianame, ön savunmanın verilmesi için HDP'ye gönderilecek. Tensip tutanağının imzalanmasıyla tebliğe çıkarılacak iddianamenin partiye tebliğinden itibaren ön savunma için süre başlamış olacak.
HDP'nin, belirlenecek yasal süre içinde ön savunmasını vermesi gerekiyor. Ancak parti, bu sürenin uzatılması için başvuruda bulunabilecek. Ek süre talebini, Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak.
Parti tarafından ön savunmanın verilmesinin ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, esas hakkındakini görüşünü sunacak.
Bu görüş de HDP'ye gönderilecek. Daha sonra Anayasa Mahkemesince belirlenecek tarihlerde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Şahin sözlü açıklama, HDP yetkilileri de sözlü savunma yapacak.
Bütün sürecin ardından davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı gerekse davalı HDP, ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek.
Raporun, Yüksek Mahkeme üyelerine dağıtılmasının ardından Başkan Zühtü Arslan toplantı için bir gün belirleyecek, üyeler belirlenen günde bir araya gelerek kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak.
15 ÜYENİN 10'UNUN OY ÇOKLUĞUYLA KARAR VERİLEBİLECEK
HDP hakkındaki kapatma davasını 15 kişiden oluşan Anayasa Mahkemesi heyeti karara bağlayacak. Anayasa'nın 69. maddesinde sayılan hallerden ötürü partinin kapatılmasına veya dava konusu fiillerin ağırlığına göre devlet yardımından kısmen ya da tamamen yoksun bırakılmasına, toplantıya katılan üyelerin 3'te 2 oy çokluğuyla yani 15 üyenin 10'unun oyuyla karar verilebilecek.
Siyasi parti kapatma davası sonucunda verilen karar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile ilgili siyasi partiye tebliğ edilecek ve Resmi Gazete'de yayımlanacak.
Anayasa Mahkemesinin, siyasi yasak istenen partililerin beyan ve eylemleriyle partinin kapatılmasına neden olduğunu belirlemesi halinde, bu kişiler kesin kararın Resmi Gazete'de gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak 5 yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamayacak.