CHP'nin medya yapılanması içinde yer alan Mollaveisoğlu, daha sonra kara para aklamakla suçlanan Sezgin Baran Korkmaz'ın tetikçilik yapmak üzere kurdurduğu ve finanse ettiği Artı1 kanalıyla gündeme geldi.
Sözcü Gazetesi Yazarı Yılmaz Özdil, sosyal medya hesabından kara para aklamakla suçlanan Sezgin Baran Korkmaz'ın kanalı finanse ettiğini iddia etmiş, Özdil'in bu iddiasına gazeteci Uğur Dündar sert tepki göstermişti.
Mollaveisoğlu,'nun 23 Haziran 2021 tarihli "Artı 1 TV'nin birinci elden hikâyesi..." başlıklı köşe yazısında SBK'ın kurdurduğu kanal için "Artı 1 olağanüstü başarılı yayıncılık yaparak ilk günden itibaren yüksek izleyici kitlesi yakaladı" şeklinde güzelleme yapması dikkat çekiyor.
Mollaveisoğlu, yine aynı yazıda "Sonra Gezi olayları oldu... Artı 1'de, Gezi'yi baştan sona yayımlama kararı aldık..." ifadeleriyle Türkiye'ye diz çöktürme operasyonu olan Gezi teröründe kendisinin ve satılık medyanın nasıl bir rol aldığını adeta itiraf ediyor.
KARA PARAYLA SATI ALINAN GAZETECİLERDEN!
Tuncay Mollaveisoğlu, Artı 1 kanalının kara parayla kurdurulması operasyonunun da merkezindeki isimlerden bir tanesi.
Yılmaz Özdil'in hakkında kara para aklama ve dolandırıcılık suçlamalarıyla kırmızı bülten olan ve Avusturya'da tutuklanan SBK Holding'in sahibi Sezgin Baran Korkmaz'ın Uğur Dündar'ın da kuruluş döneminde yorumculuk yaptığı Artı 1 TV'yi kurdurduğu iddiası ortalığı karıştırmıştı.
Bu iddiaların ardından Uğur Dündar, "Sen nasıl olur da benim namusuma şerefime ima yollu laf söylersin ayıp be utan utan yazıklar olsun sana yerin dibine gir! Karşıma çıkarsan çok fena yaparım..." ifadeleriyle Yılmaz Özdil'e çok sert tepki göstermişti.
"SORMAYAYIM O HALDE..."
Özdil, "SBK iddianamesinde yazılanları sordum, Tele1'de değerli ağabeyim Uğur Dündar'la Tuncay Mollaveisoğlu beni eleştiriyor, sormayayım o halde..." ifadeleriyle bir paylaşımda daha bulundu.
40 MİLYONLUK SKANDAL! "PARAYI ERDOĞAN TOPRAK TOPLADI"
CHP yandaşı yazarların ifşaları CHP'deki milyonluk vurgunu da gün yüzüne çıkardı. Can Ataklı'nın kanalın kurulması için toplanan 40 milyon liranın CHP'li bir yönetici tarafından buharlaştırıldığını açıklamasının ardından CHP'li eski Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin de iddiaları doğruladı. Dönemin CHP'li Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ise o paraların CHP Milletvekili Erdoğan Toprak tarafından toplandığını açıkladı.
BELEDİYELER HARACA BAĞLANDI
CHP'li eski Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin, sürecin Gezi'den sonra başladığını anlattı. Buna göre Halk TV'nin yanında yeni kanal için düğmeye basıldı. "Kanalın başına da Uğur Dündar gelecek" denildi. Bir otelde toplantı yapıldı.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan Toprak'a düşüncesini sorduğunda Toprak, "10 belediye 300 bin dolar verirse yeterli destek sağlanmış olur" yanıtını verdi. Böylece para toplamaya başladılar. CHP'nin kurmak isteği kanal için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, küçük belediyelerden 300'er bin, Maltepe ve Sarıyer'den 2'şer milyon dolar istedi.
TOPRAK'A PARAYI ELDEN VERDİM
Dönemin CHP'li Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen de Toprak'ın kendisinden televizyon kanalı kurulmak için para istediğini söyledi. Toprak'ın Levent'teki ofisine gittiğini belirten Erzen, "Param yoktu, oğlumun düğünündeki altınlarını kuruş kuruş hesap ederek, bir kâğıda yazarak Erdoğan Toprak'a bürosunda verdim ve para yetmedi. Üzerine 48 milyar verdim" dedi.
KANAL BATTI, PARA BUHAR OLDU
CHP'li başkanların çoğu, genel başkan yardımcısı Erdoğan Toprak'ın Levent'teki ofisinde paraları ödedi. İddiaya göre kanal, ABD'de kara para aklamasıyla tutuklanan Sezgin Baran Korkmaz'ın parasıyla kuruldu. Toplanan 40 milyon lira ise hiçbir zaman kanala gitmedi. Kanal battı, 40 milyon lira ise sırra kadem bastı. Partililer kayıp paranın peşine düşerken Toprak, olayı yalanladı. "Tüm iddialar, aday olamayan bazı kişilerin intikam çabalarının sonucu" diyerek eski belediye başkanlarını suçladı.
BUGÜN DE SOYLU OPERASYONUYLA GÜNDEMDE
CHP'nin tetikçisi bugün de yine Cumhuriyet'te "Bakan Soylu, iddiaya göre Korkmaz'ın uçan sarayını seçim döneminde özel taksisi gibi kullanmış" şeklinde algı kokan bir habere imza attı.
Cumhuriyet'in iddiasına jet hızıyla yanıt veren Bakanlık, "Faturası ekte paylaşılan uçak kiralama hadisesi; 2017 yılında Ankara'daki bir sivil havacılık şirketinden ücreti mukabilinde yapılmış bir uçak kiralama işlemidir. Seçim yasakları sebebiyle 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu çalışmaları sırasında son bir haftada, esasen İçişleri Bakanlığı'na ait uçak ve helikopterler olmasına rağmen siyasi etik gereği bu araçlar kullanılmamış, seçim çalışmalarında daha önce de zaman zaman yapıldığı gibi, bedeli bizzat İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu tarafından karşılanmak suretiyle, en uygun fiyatı veren Söğüt Havacılık A.Ş. adlı ticari işletmeden uçak kiralama yoluna gidilmiştir." ifadelerini kullandı.