"Ne yazık ki bu noktada internet medyası da ideolojik tahkimat aracı olarak kullanılabiliyor. Bu insanın bilme açtığını tahrif edilmiş haberlerle dedikodularla suistimal etmekten başka bir şey değildir. Hakikatin çarptırılmasının son örneğini geçtiğimiz birkaç günde 'Katarlılara Türkiye'de sınavsız tıp eğitimi' ve 'Kız öğrenci yurdundan çıkan silahlar' başlıklı yalan haberlerde gördük. İlk olarak bir internet sitesinde yayınlanan ve tamamen yalan olan 'Katarlı öğrencilere sözde sınavsız tıp eğitimi' başlıklı haberin kamuoyunu yanlış yönlendirme ve üniversite sınavına girecek gençleri hükümetimize karşı kışkırtma amacı taşıdığı çok açıktır. İnternetin doğası gereği bu yalan hızla yayıldı. Başka birçok internet sitesi bu provokatif içeriği olduğu gibi kopyalayıp kullandı. Ana muhalefetin genel başkanı da bu yalanın peşine takıldı hatta bayraktarlığını yaptı. Haberin kesinlikle gerçek olmadığını hemen ortaya koyduk. Bunu ortaya koymamıza rağmen haberi yapan internet sitesi ancak 27 saat sonra döndü ve 'Biz yanlış yapmışız, özür dileriz' dedi. Dahası 'Bizim haberimizi referans alarak açıklama yapanlardan da özür dileriz' dedi fakat 27 saat geçmişti ve zaten algı operasyonu tamamlanmıştı; ama bu yalanın parçası hatta merkezi olan muhalefet mensupları hakikat ortaya çıkmasına rağmen hiçbir şekilde özür dilemeyerek, kafalarını kuma gömmeyi sürdürdü."
'ÇARPITMA HABER MEDYA TERÖRÜ ÖRNEĞİDİR'
İletişim Başkanı Altun, bir haber sitesinde yer alan 'Kız öğrenci yurdundan çıkan silahlar' başlıklı haberi anımsatarak, şöyle konuştu:
"Bu yalan haber yapan internet sitesi de yalandan ne kadar ileri gidebileceğini bize gösterdi. Medya tarihinde böylesi örnekler yoktur.
Bir belgesel çekiminde kullanılan imitasyon silahları gerçek silah olarak sunup kamuoyunda infial yaratmayı amaçlayan bu çarpıtma haber de tam anlamıyla bir medya terör örneğidir.
Yalan habere dayanan bu kara düzen toplumsal huzurumuzu açıkça tehdit ettiği gibi bir ulusal güvenlik sorunu olarak görülmelidir. Basit bir hata olarak göremeyiz. Sistematik yalanlarla kamuoyunu yanlış yönlendirmeye ve vatandaşlarımızı kışkırtmaya çalışanlar elbette işledikleri cürümler dolayısıyla hukuki olarak bedel ödeyeceklerdir. Adalet sistemimiz bu cürümlerin hesabını elbette soracaktır."
'HUKUKİ DÜZENLEMELERE İHTİYAÇ VAR'
İnternet haberciliğinde 3 haberden 1'inin tıklanma odaklı olacak şekilde üretildiğini, cevap ve düzeltme hakkının da internet medyasında eksik kaldığını söyleyen Altun, "İnternet gazeteciliği bağlamında bugün yeni hukuki düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu da hepimiz biliyoruz.
İlk olarak internet gazetecilerinin yasal statüsünün ne olması gerektiğinden başlayarak, internet gazeteciliğinin mesleki standartlarının belirlenmesi, uygun çalışma ortamının sağlanması ve mutlak surette çalışanların haklarının korunmasına yönelik çerçevenin çizilmesi son derece önemlidir. Dolayısıyla internet yayıncılığında yanlış uygulamaların ve eksiklerin giderilmesi çözüm yolları için önerilerde bulunulması ve niteliğinin artırılması elzemdir" dedi.