İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'yu darbeden şüpheli geçtiğimiz günlerde tutuklandı. Şüpheli saldırı sonrası CHP ve İP'in peş peşe paylaştığı ve Başkan Erdoğan'ı hedef alan kopyala-yapıştır mesajlar, saldırının bir provokasyon olma ihtimalini güçlendirdi.
"YUMRUĞU KİMİN ATTIĞI BELLİ"
Sabah yazarı Melih Altınok, konuya ilişkin çarpıcı bir yazı kaleme aldı. Altınok'un yazısının ilgili kısmı şöyle:
Sokakta silahla, bıçakla, yumrukla saldırıya uğrayan ister hükümete yakın bir gazeteci ya da muhalefet yandaşı bir yazar olsun... İsterse AK Partili bir bakan, CHP'li bir milletvekili, HDP'li bir siyasetçi ya da İyi Partili bir İl Başkanı...
Mağdurun kimliğinden bağımsız olarak, saldırganın ajan provokatör olduğuna emin olabilirsiniz.
Hangi partiye üye olduğu, kime sempati duyduğu, sosyal medya hesabında nasıl bir siyasi imaj çizdiği hikayedir. Muhtemelen de dizaynın bir parçası.
Tarih, deneyimlerimiz bize, saldırganın bireysel tepkisiyle kendiliğinden harekete geçen "yalnız kurt" olma ihtimalinin çok düşük olduğunu gösteriyor. Zaten bu tür vakalar da rahatlıkla tespit edilebiliyor.
Provokatörlerin "milliyetçi duygularım kabardı" "Devrimciliğim depreşti", "Anama küfretti" türünden profesyonel ifadelerini deşifre etmek elbette polisin, yargının işi.
Sadece, soruşturmalarda, bu kişilerin FETÖ'ye ya da doğrudan istihbarat servislerine çalışıyor olabilecekleri ihtimalinin hep göz önünde tutulduğuna inanmak istiyoruz.
Ümit Özdağ'ın bir süre önce Kavuncu'yu "FETÖ'cü" diye suçlaması faille ilgili bu şüphemizi ortadan kaldırmıyor.
Siyaset kurumu da ülkenin politik atmosferini ve toplumun huzurunu bozan, korkuya ve paniğe neden olan bu "terör" eylemlerinde artık partizanlığı bir kenara koymak zorunda.
Partiler, saldırıya uğrayanın ve tetikçinin kimliğine göre tavır almayı bırakmalılar.
Saldırgan kendi partilerinden çıksa bile, şeffaf bir şekilde bu "sızmanın" nasıl olduğuna dair özeleştiri vermeliler.
Çünkü anlaşılabilir de olsa, siyasi hesaplarla savunmaya geçmek, bahaneler üretmek kirli komploların yükünü taşımalarına neden oluyor.
Gündelik yaşamdan, siyasetten, medyadan şiddeti dışlamak için bu konsensüse ihtiyacımız var.
YAZIYA GİTMEK İÇİN TIKLAYIN