Kılıçdaroğlu CHP'sini kim Barzani'nin önüne attı? Şeytani plana dikkat

Cumhuriyet Halk Parti'sinin (CHP) Erbil'e üst düzey heyet göndermesinin arka planı ortaya çıkıyor. 8 yıl önce, Başkan Erdoğan'ın bölücü terör örgütü PKK'ya silah bıraktırmak için çözüm süreci kapsamında gittiği Diyarbakır'daki Barzani ve Şivan Perver ile temaslarını çarpıtarak eleştiren CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun tutarsız siyaseti şüphe uyandırdı. CHP heyetinin Türk bayrağının yer almadığı IKBY ziyaretini planlayan güç, PKK-YPG ile Barzani ailesinde arabulucuk yapmasını mı istedi? Kapalı kapılar ardında ne teklif sunuldu hangi pazarlıklar yapıldı? Söz konusu görüşme Türkiye için ne gibi bir milli güvenlik riski oluşturuyor? Haberin detayları...

Giriş Tarihi :07 Eylül 2021 , 13:37 Güncelleme Tarihi :07 Eylül 2021 , 15:21
Kılıçdaroğlu CHP’sini kim Barzani’nin önüne attı? Şeytani plana dikkat

İÇİNDEKİLER

16 Kasım 2013'te dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, dönemin Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani Diyarbakır'da toplu nikah töreniyle evlenen 400 çiftin nikah şahitliğini yapmıştı. Törende Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses de beraber düet yapmıştı.

Burada vatandaşlara seslenen Erdoğan, "Türk, Kürt kardeştir" konulu bir konuşma yapmış ardından Türkçe ve Kürtçe konuşmalar yapan Perver ve Tatlıses çözüm sürecinin önemini vurgulamıştı.

Törende Erdoğan'a Kürtçe dua eden Perver, "Bu konuda kim taş üstüne taş koyarsa önünde eğilirim, barış ve çözüm sürecinin önüne kim engel olursa önüne gövdemi koyarım. Engel yok. Sürece koşarak gidelim" demişti.

KILIÇDAROĞLU 2013'TE NE DEMİŞTİ?

Tüm bu gelişmeler sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Barzani'nin ayağında gidildi, Şivan Perwer türkü söyledi; gözyaşları sel oldu. Gezi'de ölen fidanlarımıza bir damla bile akmayan gözyaşları!" tweeti halen hafızalarımızdaki yerini koruyor.

O gün bilinçli bir plan doğrultusunda sürekli kara propaganda yürüterek toplumda kutuplaşma oluşturan Kılıçdaroğlu'nun dediğinin aksine Mesut Barzani Diyarbakır'a geldi.

CHP HEYETİ HANGİ SIFATLA ERBİL'E GİDEREK BARZANİ'YLE GÖRÜŞTÜ

Başkan Erdoğan'ı eleştiren aynı CHP, iki gün önce Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Mesrur Barzani ile Kürdistan Demokratik Partisi Genel Başkanı Mesud Barzani'yi ziyaret etti. Erbil'e gönderilen heyet CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı başkanlığında Kürdistan Demokrat Partisi Başkanı Mesut Barzani, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani ve IKBY Başbakanı Mesrur Barzani ile bir araya geldi.

CHP'den görüşmeler hakkında yapılan açıklamada, "Salıcı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun selamlarını iletti. Görüşmelerde Orta Doğu ve yakın bölgeye ilişkin karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu" denildi.

Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür, CHP'nin birdenbire 180 derece dönüş yaparak ve gayri resmi ziyaretle Barzani'ye gitmesi ile ilgili A Haber'e değerlendirmelerde bulundu. Övür, "Burada bir Kürt meselesine yönelik bölgesel gelişmelere yönelik bir açılım mı var? CHP böyle bir açılım yaptı da bizim mi haberimiz yok? Bir tek nedeni var siyaset mühendisliği." dedi.

İşte o açıklamalardan satır başları;

TÜRKİYE SATILIYOR" DENDİ

Siyasette farklı eğilimler farklı değişimler olmaz mı elbette olur. Her siyasi parti yolcuğu sırasında rota değiştirebilir bir özeleştiri yapabilir geçmişte ne yaptığını ne ettiğini eksiklerini görür yeni bir siyasi hat oluşturabilir. Enteresan olan şey şu CHP Genel Başkanı ve şu andaki yönetimi dün yerin dibine batırdığı ihanetle suçladığı bir görüşmeyi ki şunun altını çizmem gerekiyor çözüm süreci ve açılım süreçleri tarihi barış adımlarıydı. Silahı, şiddeti, terörü devreden çıkartmak için yapılan adımlardı. Buna rağmen o çözüm süreci ve Barzani ile Kürt sanatçı Şivan Perver'in Diyarbakır'a gelmesi inanılmaz eleştirildi yerin dibine batırıldı her türlü ihanet lafı edildi 'böyle şey olur mu Türkiye satılıyor' dendi.

"BUNU İZAH ETMEK ZORUNDA"

Ki öncesinde zaten Kuzey Irak'taki hükümete ilişkin yaklaşımlar da inanılmazdı CIA Kürtleri demekten tutun da ağza akla gelmeyen hakaretler edildi. Böylesine bir siyasi bakıştan sonra sessiz sedasız görüşmeye geçiyorsa bir siyasi parti elbette bu sorulara cevap vermek zorunda diye düşünüyorum. Şu görüşmenin niye yapıldığını şeffaf, açık ilkeler ekseninde niye yapıldığını bir defa açıklaması gerekiyor. Hangi amaçla Türkiye'deki bir ana muhalefet partisi gidiyor Barzani ile görüşüyor. Görüşemez diye bir şey yok görüşebilir ama bunu topluma açıklarsınız kendi partinize açıklarsınız. Niye bu noktaya geldiğinizi bir defa izah edersiniz. En azından topluma karşı bir sorumluluğunuz var. Bunu izah etmek zorunda.

"TEK NEDENİ SİYASET MÜHENDİSLİĞİ"

Burada bir Kürt meselesine yönelik bölgesel gelişmelere yönelik bir açılım mı var? CHP böyle bir açılım yaptı da bizim mi haberimiz yok? Bir tek nedeni var siyaset mühendisliği. Nedir o Türkiye'de Barzani'nin etkili olabileceği bir sosyolojiden bahsediliyor. Daha doğrusu AK Parti'ye oy veren bir muhafazakar kitle var o kitleden tırtıklamaya çalışan bir yaklaşım var. Siyaset üretenler açısından Türkiye'nin geleceği açısından baktığımızda biraz o paradoksu görüp ders çıkarmak gerektiğini düşünüyorum. Bir siyasi yaklaşım bir siyasi perspektif böylesine ucuz bir yaklaşımla ele alınmaması gerekir.

NEDEN TÜRK BAYRAĞI YOK?

Sonuçta Türkiye'yi temsilen oraya gidiyorsunuz. Ana muhalefet partisisiniz. Orada tabii ki Türk bayrağının olması önemli bir simgesel bir yaklaşımdır. Büyük ihtimalle HDP handikapı var orada. Böyle bir hesap yapmışlarsa ayıp ötesi bir şey. Bayrağı ikinci plana atıyor olması hakikatten utanç verici bir durum.

"CHP GÜNAHINI BERTARAF EDEMEZ"

Çözüm süreçleri ben iddia ediyorum CHP gibi bir ana muhalefet partisi destek veriyor olsaydı Türkiye bugün şiddetten kurtulurdu. PKK ve Kandil'i bile çok daha önce mat ederdi Türkiye devreden çıkartırdı. Bu yüzden CHP'nin bu açıdan günahı vardır. CHP bu günahını Barzani ile gizli kapaklı görüşerek bertaraf edemez diye düşünüyorum. Süreci sabote etti kalkıp el altından farklı bir şekilde görüşmeye çalışıyor. Bu gerçekten siyasi tutarsızlıktır.

"GÖRÜŞMEDE ABD'NİN PARMAĞI VAR MI?"

Oraya dikkat çekmek zorunluluğu hissettim. O heyetin önemli unsurlarından birisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yardımcısı olan bir önceki dönemde Ünal Çeviköz, biz o diplomatı nereden tanıyoruz S-400'lere karşı çıkışından tanıyoruz. Karabağ meselesine nasıl bir yaklaşım sergilediğinden tanıyoruz. Bu görüşmeden nasıl bir sonuç çıkartabilir?

"CHP, PKK TERÖR ÖRGÜTÜNÜ SURİYE'NİN KUZEYİNDE DESTEKLER BİR KONUMA EVRİLDİ"

Yeni Şafak gazetesi yazarı Mehmet Metiner de, CHP'nin Irak'ın kuzeyine sürpriz bir ziyaret yapmasının perde arkasını irdelyen bir yazı kaleme aldı.

İşte Metiner'in "CHP'nin Barzani ziyareti ne anlama geliyor?" yazısı:

"Kılıçdaroğlu CHP'si ilginç bir parti.

Bir bakıyorsunuz dün yanlış dediklerine bugün doğru diyorlar.

Dün zehir zemberek eleştirdikleri şeyi kendileri yapıyorlar.

Barzani için dedikleri arşivlerde duruyor. Barzani yönetimiyle ilişki geliştirdiği için Erdoğan ve AK Parti için söyledikleri de.

"Çözüm süreci"nde sergiledikleri tutum ile bugün sergiledikleri tutum arasında yüzde yüz bir zıtlık var. PKK'nın silahtan arındırılması sürecinde tamamen karşıt bir tutum sergileyen CHP nedense silahlı PKK terör örgütünü Suriye'nin kuzeyinde destekler bir konuma evrildi. PKK'nın partisi HDP ile siyasi bir ittifak ilişkisi geliştirdi.

Sayın Kılıçdaroğlu "Kürt sorununu biz çözeriz" demeye başladı. Ama nasıl çözeceğini açıklamadı. Buradan yeri gelmişken bir kez daha kendisine soruyorum: Sayın Kılıçdaroğlu "Kürt sorunu"nu nasıl çözeceğinizi açıklar mısınız?

CHP'YE BİÇİLEN YENİ ROL...

AK Parti devlet yöneten bir parti. AK Parti lideri de devletin başı.

Irak'ta Kürdistan denilen bir bölgede federe bir devlet var. Irak anayasasına göre oluşmuş meşru bir yönetim. Seçimle gelen bir başkanı var, parlamentosu var, hükümeti var… Sayın Erdoğan'ın anayasal meşruiyeti olan bir başkan ve yönetimiyle ilişki kurmasından daha doğal bir şey olamaz. Üstelik yanıbaşımızdaki bir bölge burası. Ayrıca PKK dolayısıyla işbirliğinin kaçınılmaz olduğu bir bölge yönetimiyle geliştirilen ilişkinin Türkiye'ye kazandırdıklarını anlatmak bu yazının konusu olmadığı için geçiyorum. O bölgenin Başkanı da, Başbakanı da Türkiye'ye gelebilir, Türkiye'nin seçilmiş Başkanı ve yöneticileri de o bölgeye ziyarette bulunabilir.

İşbu ziyaretleri yerden yere vuran Kılıçdaroğlu ve ekibi ne yazık ki kendilerine biçilen rolü oynuyorlar. Dünkü rolleri PKK/HDP canibine de yeşil ışık yakan AK Parti karşıtlığını Barzani düşmanlığı üzerinden kökleştirmeyi amaçlayan bir roldü. Bugünkü rolleri ise bu ziyaret üzerinden evvela içerde Cumhur İttifakı'nı yarmayı amaçlayan, dışarıda da yeni Suriye yapılanmasında Suriye PKK'sını bölgesel bir kurucu aktör haline getirmeyi hedefleyen bir roldür.

CHP'nin siyasi müttefiki olan HDP'nin PKK karşıtlığı dolayısıyla Barzani ve yönetimine duyduğu kin ve nefret, Kılıçdaroğlu CHP'sinin o dönem Barzani karşıtlığında hiç kuşkusuz belirleyici bir rolü olmuştur. Böylece PKK/HDP kanadının hoşuna gidecek bir siyasal pozisyon üretmek, HDP ile kökleştirilecek ittifak ilişkisinde gerekliydi. Kandil'deki PKK baronlarının CHP ile siyasi ittifak geliştirmeleri konusunda HDP'ye yağdırdıkları emirler gösteriyor ki CHP'nin siyasi aklını oluşturanlar hem HDP tabanını devşirmek hem de AK Parti'yi Barzani üzerinden milliyetçi çevrelerle karşı karşıya getirmek konusunda çok yönlü bir oyun planı içine girmişler.

CHP heyetinin Barzani yönetimi ile görüşmeye gitmesi hiç kuşkusuz belli bir plan dâhilindedir. Bu oyun planından HDP de haberdardır. Zaman zaman HDP heyetlerinin Barzani'ye giderek PKK ile aralarındaki düşmanlık sorununu çözmeye dönük görüşmeler yaptıkları ama bunda başarılı olamadıkları sır değil. Şimdi HDP'nin yapamadığını CHP yapmayı deneyecek. CHP sözümona "bölge barışı" gibi genel bir barış ekseninde daha rafine bir dille bu düşmanlık ilişkilerinin çözümlenmesi konusunda misyon üstlenecek. Bunun 2023 seçimlerine giderken Kürt seçmenleri siyaseten devşirmek gibi bir amaç içerdiğini söylemeye gerek var mı?

Barzani yönetimiyle yapılan görüşmelerde Suriye'nin kuzeyindeki gelişmeler ve muhtemel sonuçlar eminim ki gündeme getirilmiştir. PKK'nın Suriye denkleminde kurucu aktör olarak devreye alınması, PKK/HDP kanadının Türkiye'deki sorunun çözümü için gerekli gördüğü bir formülasyon çünkü. Suriye'nin kuzeyinde hatırı sayılır bir Barzani/Kürt gücü var çünkü. PKK'nın oyun planında öncelikli olan yer, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulacak bir devlet. Kendi hâkimiyetlerindeki bu devlete Türkiye'nin razı olması halinde PKK silahlı gücünün Türkiye için bir tehdit unsuru olmaktan çıkacağı biçiminde bir yeni propaganda gündemde. Bu yeni bir tuzak elbette. Bunun hem Türkiye hem de Barzani için çok daha kötücül sonuçlar doğuracağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok.

HANİ BARZANİ'NİN AYAĞINA GİDİLMEZDİ… TUZAĞA DİKKAT…

Kılıçdaroğlu, "Barzani'nin ayağına gidildi" diye kıyametler kopartıyordu. Yardımcılarından biri AK Parti kongresine katılan Barzani'yi hatırlatarak, "Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim" diyordu. Bir diğer yardımcısı, "AKP Barzani ile anlaştı" gibisinden siyasi akla ziyan suçlamalarda bulunuyordu.

Peki, şimdi ne diyecekler?

Hani Barzani'nin ayağına gidilmezdi. Ne oldu da gidildi?

Kılıçdaroğlu CHP'si bir oyun planına göre hareket ediyor. 2023 seçimlerinde Erdoğan'ı devirmek için "büyük ağabey" ne derse onu yapacaktır. Bu oyunun içinde Cumhur İttifakı'nı parçalamak da var. İsteniyor ki Barzani ziyaretini MHP çıkıp eleştirsin. CHP de "Erdoğan da ziyaret etti" desin. Bu tartışmayı izleyen Kürt vatandaşlarımız da Barzani üzerinden "Kürt düşmanlığı" yapıldığı algısına kapılsın ve CHP buradan siyaseten nemalansın.

İşte bu tuzağa düşmemek lazım."

Türkgün gazetesi yazarı Yıldıray Çiçek de, "CHP, megri megri heyetini kurdu" başlıklı yazısında, CHP'nin IKBY'ye yaptığı üst düzey ziyaret ile ilgili son derece önemli tespitlerde bulundu.

"MUHALEFET SON 6 YILDIR PKK AÇILIMI YAPIYOR"

Çiçek'in yazısı şöyle:

CHP ve yancıları hangi suçlamayı yapıyorsa hepsinde birer birer rezil olmaya devam ediyor. En son rezil oldukları konu da Barzani konusu olmuştur. "Megri megri" hatırlatmalarıyla AK Parti hükümetinin açılım süreci politikalarını eleştirenler özellikle son 6 yıldır PKK açılımı yapmaktadır. Barzani'nin ayağına heyet göndererek de açılımdaki eksikliklerini tamamlıyorlar.

Kemal Kılıçdaroğlu daha CHP'yi tam olarak PKK ve siyasal Kürtçüler rotasına sokmadığı 2013 yıllarında "Barzani'nin ayağına gidildi, Şivan Perwer türkü söyledi; gözyaşları sel oldu. Gezi'de ölen fidanlarımıza bir damla bile akmayan gözyaşları!" diye eleştirilerde bulunuyordu.

Meral Akşener ise içinde yer aldığı CHP-HDPİP ittifakını eleştirenlere "Megri megri diye ağlamadım. Barzani'yi ben öpmedim" diye cevap veriyor, HD(P)KK ile yaptığı ittifakın üzerini örtmek için cambaza bak oynuyordu. CHP'nin gönderdiği heyet sonrası Barzani'yi öpmüş kadar oldun Heval Akşener…

CHP Türkiye'de HD(P)KK ile Suriye'de PKK'nın kolu YPG ile sıcak ilişkisini sürdürürken, Barzani ile de geçtiğimiz yıllarda sıcak ilişkiye başlamıştı.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun heyet başkanı olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı'yı, Dış Politika Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Ünal Çeviköz'ü ve diğer CHP'lileri göndermesi bir başlangıç değil Barzani konusunda gelişmelerden sonuncusudur. CHP özellikle son 6 yıldır siyasal Kürtçülük politikalarını yoğunlaştırdığı için Barzani ilişkilerine geçtiğimiz yıllarda başlamıştı.

Öztürk Yılmaz CHP Genel Başkan Yardımcısı iken Barzani'ye "Bölgesel Kürt Yönetimi bütün yumurtalarını sadece AKP sepetine koymasın. Çünkü AKP bugün var yarın yok. Bütün siyasi oluşumlarla ilişkilerin götürülmesi uzun vadede Bölgesel Kürt Yönetimi'nin de işine yarar. Şu an Türkiye gibi bir dostlarının olması hem merkezi Irak Hükümeti hem de Bölgesel Kürt Yönetimi için bir avantajdır. Bu avantajı kullanırken de olabildiğince geniş bir perspektifle, her kesimle diyalog kurmak daha faydalı olur" diye seslenmişti.

Barzani bu mesajı almış ve sözcüsü Sefin Dizayi'yi CHP Genel Merkezi'ne göndermişti. CHP daha sonra Barzani'nin danışmanı Hemin Hewvrami'yi konferansına getirmişti.

CHP-Barzani ilişkisi güçlenerek gelişiyordu.

Gün geldi Barzani sözde Kürdistan için 2017 yılında bağımsızlık referandumu yapmaya kalktı. Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek MHP Lideri Devlet Bahçeli, Barzani'nin bağımsızlık referandumuna yönelik çok sert tepki göstermişlerdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak'ın merkezi hükümeti ve İran'la yaptığı görüşmeler sonuç vermiş, Barzani Kerkük'ten arkasına bakmadan kaçmış ve Kerkük'ün her yerine Türkmen bayrakları asılmıştı.

Cumhur İttifakı bu duruşu sergilerken Kemal Kılıçdaroğlu ne yapıyordu peki?

Barzani'nin 25 Eylül 2017'de yapmaya kalktığı bağımsızlık referandumuna destek vermek için Türkiye'deki çeşitli kuruluşların oluşturduğu "Referanduma Destek Komitesi" Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu makamında ziyaret etmişti. Basına kapalı olan görüşmenin ardından açıklama yapan Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK) Genel Başkanı Mesut Tek, "Görüşme oldukça olumlu bir atmosferde geçti. Olumlu bir görüşme oldu" demekle yetinmiş, Kılıçdaroğlu'nu ziyaret eden ekipte bulunan Özgürlük ve Sosyalizm Partisi Genel Başkanı Sinan Çiftyürek ise Kılıçdaroğlu'nun bağımsızlık referandumuna bakışını "Kemal Kılıçdaroğlu görüşmemizde bütün milletlerin olduğu gibi Güney'in de referanduma gitmeye hakları olduğunu söyledi" şeklinde izah etmişti.

BARZANİ İLE PKK/YPGPYD KANLI BIÇAKLI

Geçmişte bu yaşananlara bakınca Kemal Kılıçdaroğlu'nun Barzani'ye CHP'den heyet göndermesine şaşırmaya gerek yok…

Yalnız CHP öyle bir zamanda Barzani'ye heyet gönderdi ki, Barzani'nin Peşmergeleri ile PKK'nın teröristleri arasında çeşitli aralıklarla çatışmalar yaşanıyor. Geçtiğimiz haftalarda PKK'lı teröristler 5 Peşmerge'yi öldürdü.

PKK'ya çok yakın konumda olan CHP acaba PKK-Barzani arasında ara buluculuk yapmaya mı gitti?

ABD, PKK-PYD-YPG konusunda duruşunu çok sevdiği CHP'den Barzani ile de diyaloglarını artırma talimatı mı verdi?

Afganistan cephesinde yenilgiye uğrayan ABD, Irak ve Suriye'de de aynı akıbeti yaşamamak için kendisinin "Türkiye temsilcisi" olarak gördüğü CHP'ye PKK, PYD, YPG ve Barzani bileşenlerini bir arada ve kavgasız tutma talimatını mı verdi?

CHP heyet gönderirken niçin ortakları HDP ve İP'ten temsilci almamıştır? Pekala Meral Akşener ile bir "megri megri" korosu kurabilirdiniz…

PKK-YPG-PYD ile çok samimi diyalogları olan CHP, bu terör örgütlerine sırtını dayamış HDP ile ittifak ortağı olan CHP gerçekten Barzani'nin ayağına niçin gitmiştir?

ABD mi istedi yoksa hâlden vazife çıkarıp "Siyasal Kürtçülük" politikalarını güçlendirme çalışması mı yapıyorlar?

CHP gerçekten Türkiye için milli güvenlik tehlikesidir. Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin başına bir bela gelmemesi için bu tehlike karşısında hem Türk milleti hem de Türk devleti çok dikkatli olmalıdır."

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN