CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi, HDP'nin bölünme talebini meşru kabul etti

Millet İttifakı paydaşları CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi'nin sözde "Kürt sorununun" çözümünde HDP'nin "meşru muhatap" olduğu yönündeki açıklamaları, HDP'nin yine CHP tarafından ifşa edilen "Türkiye'nin 25 eyalete bölünmesi" talebini ve üç partinin bu maddenin de bulunduğu anayasa çalışmasını hatırlattı. Şuan terörden tutuklu olan Selahattin Demirtaş, İstanbul'da yapılan bir toplantıda, "Türkiye, tek bir merkezi parlamentoda tüm yetkilerin toplandığı ve hükümet diye bir organın bütün ülke adına yürütme yetkilerini elinde bulundurduğu bir ülke olamaz. Yerinden yönetimi öneriyoruz. Türkiye 20-25 idari bölgeye ayrılabilir. Biz il genel meclisleri ile TBMM arasında bir yerde konumlanan 'Bölge Meclisleri' öneriyoruz. TBMM dış ilişkiler, ulusal savunma, genel maliye hizmetlerini elinde bulundurur, adalet ve eğitim gibi hizmetleri de yerel yönetimler ile birlikte yürütür. Kalan tüm yetkiler bölge meclisine devredilir" sözlerini sarf etmişti. Haberin detayları...

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :25 Eylül 2021 , 11:07 Güncelleme Tarihi :25 Eylül 2021 , 13:03
CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi, HDP’nin bölünme talebini meşru kabul etti

İÇİNDEKİLER

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 'Kürt sorunu'ndan söz ederken, "İmralı (terör örgütü PKK kurucusu ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü Abdullah Öcalan) meşru bir organ değil. HDP'yi meşru organ olarak görebiliriz. Eğer bu sorun çözülecekse meşru bir organla çözebiliriz" açıklaması, HDP'nin PKK'nın bölücü taleplerini siyasete taşımasını yeniden gündeme getirdi.

Bu kez, Kılıçdaroğlu'nun "HDP'nin meşru muhataplığı" konusundaki desteğine, Millet İttifakı ortakları İYİ Parti ve Saadet Partisi'nden de onay geldi. İYİ Parti Grup Başkanvekili Musavat Dervişoğlu, Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya'ya verdiği demeçte, HDP'nin TBMM'de temsil edilmesinin meşruiyet göstergesi olduğunu belirtip, "HDP'li TBMM Başkanvekili oturumları yönetiyor ve hepimiz de onun yönetimine katılıyor muyuz? Bu meşru mu, gayrimeşru mu tartışmasına en iyi cevaptır" diyerek, Kılıçdaroğlu'na destek verdi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu da, DW Türkçe'ye verdiği demeçte, aynı gerekçeyi kullandı ve "Bazıları HDP'yi gayrimeşru kabul ediyor. Ama HDP ile ilgili olarak 'bu gayrimeşrudur' dememiz ne kadar isabetli olur? Şu anda HDP, Meclis'te, Meclis Başkan Vekili var, bu kişi Meclis'i yönetirken bir parti çıkıp da 'senin Meclis'i yönettiğin dönemde ben söz almam' diyebilir mi? Demek ki meşru şu anda" dedi.

Ancak 'meşru muhatap' konusuna tek itiraz HDP'den geldi. HDP eski eş genel başkanı Sezai Temelli, "Çözümün adresi ve asıl muhatabı İmralı'dır" cevabını verdi. Fakat Temelli, cezaevindeki terör hükümlüsü eski eş genel başkan Selahattin Demirtaş'ın uyarısı üzerine geri adım atarak, "Kişisel görüşümdü. Kılıçdaroğlu'na yanıt vermek amacıyla atılmış bir tweet değildi. Çatışmayı önleme ve demokratik bir çözüm bağlamına dikkat çektim. Meşru muhatap elbette HDP'dir" dedi.

PKK UZANTISI DEMİŞLERDİ

Üç partinin genel başkanının "TBMM'de temsil edildiği için meşrudur, bu meşruiyet Kürt sorununun çözümü için HDP'yi muhatap yapar" yaklaşımı, daha önce "HDP'nin PKK ile yakın olduğu, uzantısı olduğu" açıklamalarıyla çelişiyor.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 3 Eylül 2019'da bir TV yayınında "HDP'nin PKK ile arasına mesafe koyması lazım. Terörü besleyecek siyasetten kaçınmamız lazım" ifadesini kullanmış, SP Genel Başkanı Karamollaoğlu da, 19 Mayıs 2020'de katıldığı bir YouTube yayınında, "HDP ile olan sıkıntı şurada; PKK ile arasına biraz daha mesafe koyması gerekiyor. Bunu tam olarak koyamadığı kanaati hakim" demişti.

İP Genel Başkanı Meral Akşener de 24 Nisan 2020'de yine bir TV programında, "Biz HDP'yi PKK'nın yanı başında, onun uzantısı olarak konumlandırıyoruz" açıklamasını yapmıştı.

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ise Akşener'e cevap verirken, bugün CHP, İYİ Parti ve SP'nin ittifakla gösterdiği 'meşruiyet' gerekçesini öne sürerek, HDP'nin Meclis'te temsil edilen bir parti olduğuna işaret etmiş, "Meclis'te üçüncü olarak, demokratik siyaset alanında mücadelemize devam ediyoruz" demişti.

GEREKÇESİ DE HDP'DEN

Bu açıklamalar, siyasi kulislerde iki sorunun tartışılmasına neden oldu:

Bir yıl öncesine kadar HDP'yi "PKK'ya yakın, PKK uzantısı" olarak gören Millet İttifakı partileri, HDP'li Saruhan Oluç'un gerekçelerine nasıl sarıldılar? HDP'yi, 'uzantısı olduğu' PKK'dan bağımsız olarak 'Kürt sorunu' konusunda 'meşru muhatap' kabul etmeye nasıl ikna oldular?

HDP ÖNERİSİ: EYALETLEŞME

Millet İttifakı ortaklarından gelen açıklamalar, HDP'nin 'Kürt sorunu' konusundaki çözüm önerilerini de yeniden gündeme getirdi.

HDP'nin Kürt sorununun çözümü adı altında PKK'nın bölücü önerilerini siyasete taşıma çabasını ilk olarak, HDP'nin önceki partisi BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş dile getirmişti. Demirtaş, 22 Aralık 2010'da İstanbul'da yapılan 'Kürt Sorunu' konulu bir toplantıda, "Türkiye, tek bir merkezi parlamentoda tüm yetkilerin toplandığı ve hükümet diye bir organın bütün ülke adına yürütme yetkilerini elinde bulundurduğu bir ülke olamaz. Yerinden yönetimi öneriyoruz. Türkiye 20-25 idari bölgeye ayrılabilir. Biz il genel meclisleri ile TBMM arasında bir yerde konumlanan 'Bölge Meclisleri' öneriyoruz. TBMM dış ilişkiler, ulusal savunma, genel maliye hizmetlerini elinde bulundurur, adalet ve eğitim gibi hizmetleri de yerel yönetimler ile birlikte yürütür. Kalan tüm yetkiler bölge meclisine devredilir" demişti.

Demirtaş, "bölgelerin 'ayrı flama' kullanabilmesini önerdiklerini" de söylemişti.

CHP'Lİ ÖZKOÇ İFŞA ETMİŞTİ

BDP, bu öneriyi 'çözüm süreci'nin devam ettiği 2014 yılında TBMM'de yapılan bir 'kapalı oturumda' da dile getirmiş, bu da CHP'li Engin Özkoç tarafından ifşa edilmişti. Özkoç, bir TV kanalına yaptığı açıklamada, kapalı oturumda konuşulanların açıklanmasının 'suç' olduğunu, ancak vatanını, milletini seven bir kişi olarak bu suçu işleyeceğini belirterek, BDP Grup Başkanvekili'nin şu sözleri söylediğini açıklamıştı:

"Biz Türkiye'nin 25 eyalete bölünmesini istiyoruz. Eyalet Başkanları'nın TBMM'ye gelmesini istiyoruz. Her eyaletin yer altı zenginliğinin kendisine ait olmasını istiyoruz. Eyaletlerin özerklik hakkının saklı olmasını istiyoruz. Türkiye'de iki kurucu unsurun olmasını istiyoruz. Birisi Türk kurucu unsuru diğeri de Kürt kurucusu unsuru."

ANAYASA İLKELER ÇALIŞMASI

Ancak CHP'nin o günlerde 'bölücü öneriler' olarak 'suç işleme' pahasına açıkladığı maddeler, daha sonra Millet İttifakı olarak CHP, İYİ Parti, SP ve HDP temsilcilerinin ortaklaşa hazırladığı 'anayasa ilkeler çalışması'na girmişti.

O çalışmanın belgesini de dönemin İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Ümit Özdağ açıklamıştı.

Akşam'ın 'Sevr İttifakı Anayasası' diye manşetten duyurduğu belge 'Anayasa Uzlaşma Metni' başlığını taşıyor ve ilk sayfasında, "CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi temsilcilerinin uzmanlar eşliğinde dört ay boyunca yürütülen ortak çalışma metninin kısa özeti, 30 Nisan 2018" ifadesi yer alıyor.

İkinci bölümün başlığı ise "Uzmanların katılımıyla CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi temsilcileri tarafından hazırlanan çerçeve metin. 13 Ocak 2018-7 Mayıs 2018" şeklinde.

Çalışmada, anayasanın 'değiştirilemez' ilkelerinin yeniden tasarlanması ve sadece "Türkiye Cumhuriyeti, insan haklarına dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir" kuralının korunması öneriliyor.

Yine bu değişikliğe dayanılarak, anayasının değiştirilemeyecek maddeleri arasında yer alan 3. maddedeki "Devletin dili Türkçe'dir" hükmünün, "resmi dili Türkçe'dir" şeklinde sınırlanması öneriliyor.

Anadil eğitiminin 'zorunlu' olması, bu konuda yetkinin 'yerel yönetimlere' verilmesi öneriliyor.

Çalışmada, "Yerel yönetime idari anlamda bölgelerin eklenmesi düşünülebilir" deniliyor ve "bölge yönetimleri" ifadesi kullanılıyor. Bölge yönetimlerinin 'bölge konseyleri' ve 'bölge başkanı' tarafından yönetilmesi, bölgelerin de 'kültürel, tarihsel ve coğrafi değerlere' göre belirlenmesi öneriliyor.

Çalışmada 'üniter devlet korunacak' denilmesine rağmen, cümlenin devamında "merkezin denetimin son derece daraltıldığı özerk yapılar kabul edilecektir" ifadesiyle 'eyaletleşme' yolu da açılıyor.

Metinde ayrıca, 'bölge başkanlıklarının' vergi toplama yetkisine de sahip olması öneriliyor.

Çalışmada, Türkiye'nin bu şekilde 20-25 bölgeye ayrılması ve 'halka yakın demokratik yönetimlerin kurulması' da 'yararlı' görülüyor.

Çalışmanın son bölümünde, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi'nin zorunlu ders olmaktan çıkarılması da yer alıyor.

Çalışma, CHP, İYİ Parti ve SP tarafından 'anayasa taslağı değil' diye inkar edilirken, çalışmaya liderlik yapan eski CHP milletvekili ve anayasa profesörü İbrahim Kaboğlu, "2018'in başında bu partilerin daha çok uzman temsilcileri ile yapılan ortak parlamenter rejime yönelik bir yol haritası ortak ilkeler raporu diye çalışma yapıldı" dedi.

Bu çalışmayı kamuoyuna duyuran Özdağ, kısa süre sonra partiden ihraç edilerek, Zafer Partisi'ni kurdu.

ÇÖZÜM HDP ÖNERİLERİ Mİ?

HDP'nin 'sahibi' olduğu 'eyaletleşme' önerisinin, önce Millet İttifakı'nı oluşturan dört partinin temsil edildiği bir çalışmaya girmesi, bunu reddetmelerine rağmen, bugünlerde CHP, İYİ Parti ve SP genel başkanlarının bu önerilerin sahibi HDP'yi 'Kürt sorunu'nda çözüm için meşru muhatap kabul etmesi, bu partilerin HDP'nin istediği noktaya geldiğini göstermesi açısından dikkat çekici bulunuyor.

AKŞENER, HDP'Lİ BULDAN'LA ANILMAYI 'MEŞRU' SAYMAMIŞTI

HDP'yi 'Kürt sorununun çözümünde meşru muhatap' olarak gören İYİ Parti, CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mesajında, Genel Başkanları Meral Akşener ile HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ı birlikte anmasına tepki göstermiş, Akşener, İmamoğlu'nun Buldan'la birlikte günün anısına fidan diktiği etkinliğe de katılmamıştı. İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, milletvekili Yavuz Ağıralioğlu ve İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, "Akşener'in adının, terörle arasına mesafe koymamış bir partinin temsilcisiyle aynı paylaşım içerisinde anılmasını kabul etmediklerini" açıklamıştı. Ağıralioğlu daha ağır bir ifade kullanarak, "Anneleri yıllardır evlatsız bırakan bir cinayet şebekesine mesafesizliğini milli hassasiyet ve haysiyet itirazımız olarak ifade ettiğimiz HDP ve siyasilerinin isimlerinin, şehit annelerine borcunu vatan borcu bilen Akşener ismi ile birlikte zikredilmesini doğru bulmuyorum" demişti. Akşener de, "İmamoğlu'nun attığı tweeti bizim arkadaşlarımızın çoğunluğu beğenmedi, haklıdırlar" demiş, daha sonra da "İmamoğlu'nun kimi davet edip etmeyeceğini bizim söylememiz mümkün değil. Bana mesaj attı. Ama şimdi WhatsApp mesajlarını söylersek ayıp olur" ifadesini kullanmıştı.

ADAYI AÇIKLARSAK PAÇAVRASI ÇIKARILIR

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, Millet İttifakı adayının şimdiden açıklanmasının doğru olmayacağını savundu. DW Türkçe'ye konuşan Karamollaoğlu, "Adayımız seçim sathına girildiğinde açıklanmalı. Şimdiden 'adayımız bu' deseniz, yarın paçavrasını çıkarırlar, her türlü şaibe gündeme gelebilir" dedi.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN