"Siyasi cinayet" açıklaması ile Kılıçdaroğlu FETÖ planını devreye soktu! CHP liderine verilen suflenin ardındaki büyük tuzak!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘siyasi cinayet' sloganını korku iklimi oluşturma ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini şeytanlaştırma politikasına dayanak göstererek ilk 13 Mart 2016'da söylemiş, her ne hikmetse 4 ay sonra hain darbe girişimi yaşanmıştı. Şimdi de Kılıçdaroğlu 5 yıl evvelki gibi kaosun fitilini ateşledi. Türkiye'yi 90'ların karanlık iklimine dönüştürme operasyonunun arkasında FETÖ ve arkasındaki güçler çıktı. FETÖ'cülere işe geri dönme ve devleti teslim etme sözü veren Kılıçdaroğlu, "siyasi cinayetler" açıklamasıyla büyük bir oyuna alet mi oluyor? Haberin detayları...

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :12 Ekim 2021 , 09:41 Güncelleme Tarihi :12 Ekim 2021 , 11:17
Siyasi cinayet açıklaması ile Kılıçdaroğlu FETÖ planını devreye soktu! CHP liderine verilen suflenin ardındaki büyük tuzak!

İÇİNDEKİLER

Hayatında hiçbir seçimi kazanamayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'siyasi cinayet' ifadesini, korku iklimi yaratma ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini şeytanlaştırma politikası olarak ilk kez kullanmıyor; Bire bir aynı cümleyi 13 Mart 2016'da da söylemiş, 4 ay sonra 15 Temmuz'da hain darbe girişimi gelmişti. Kılıçdaroğlu'nun Mersin gezisine davet ettiği gazetecilere, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı "gerilimi doruk noktasına çıkarıp seçime gitmek istemekle" itham ederek, "Eğer iş belli grupların ellerine silah alıp belli kişileri öldürme yoluna gitmezlerse bir gerilim olmaz. Umarım öyle bir tablo da Türkiye'de yaşanmaz. Siyasi cinayetler... Böyle kaygılarım var" sözleri, FETÖ terör örgütünün 15 Temmuz hain darbe girişiminden 4 ay önce 'aynı cümlelerle' yaptığı açıklamayı hatırlattı.

15 TEMMUZ ÖNCESİ SÖYLEDİ

Kılıçdaroğlu, 13 Mart 2016'da, İzmir'in Seferihisar ilçesine davet ettiği gazetecilerle konuşmasında da, "İktidar, yani Adalet ve Kalkınma Partisi iktidardan gitmemek için siyasi cinayetler dahil her şeyi yapabilecek pozisyonda şu anda. Çünkü gitmenin kendisi açısından maliyetini çok iyi biliyor" demişti. Kılıçdaroğlu'nun, ortada siyasi cinayetleri akla getirecek hiçbir neden yokken bu sözü söylemesi, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni şeytanlaştırma ve toplumda korku ve endişe oluşturma girişimi olarak değerlendirilmiş, 4 ay sonra da hükümeti hedef alan hain darbe girişimi meydana gelmişti.

Kılıçdaroğlu'nun 2023 seçimlerine yönelik muhalefet kampanyasının erken başlatıldığı bu süreçte yine aynı sözleri siyaset sahasına sürmesinin arkasında, kimlerin ve hangi beklentilerin olduğu merak ediliyor.

ORTAKLARINA BAKSIN

Kılıçdaroğlu'na AK Parti ve Cumhurbaşkanlığı'ndan da sert tepkiler geldi.

BAHÇELİ'DEN KILIÇDAROĞLU'NA: BİR ŞEY BİLİP DE SÖYLEMİYORSAN ADAM DEĞİLSİN

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında CHP Liderinin birdenbire ortaya attığı iddialarına değindi.

İşte o açıklama:

"CHP Genel Başkanı'na soruyorum; kıvırmadan cevap vermesini bekliyorum! Anayasadan Atatürk'ü çıkarmayı düşünüyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yerine Türkiye Cumhuriyeti insanı ifadesini getirmeyi düşünüyor musunuz? Terörist Demirtaş'ı hala savunuyor, ona elçiler yolluyor musunuz? Bu sorularım gayet nettir, ya evet diyeceksin ya hayır. Boş kağıt vermen halinde hepsine evet dediğin kabul edilecektir. Korku edebiyatını bırak, bir şey bilip de söylemiyorsan adam değilsin.

Bugünkü CHP yönetimi HDP'nin oyun uşağı haline gelmiştir. Bugünkü CHP yönetimi PKK ile ittifak tüneline girmiştir. İP ise bunların proje süsüne dönüşmüştür."

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, "Kılıçdaroğlu'nun yakın tarihi bir kere daha okumasını tavsiye ederim. Türkiye'de siyasi cinayetleri, faili meçhulleri, işkenceleri, cezaevlerinde sistematik insan hakları ihlallerini ortadan kaldıran AK Parti iktidarıdır. Türkiye'de bir daha hiç kimse faili meçhul cinayetleri diriltme dönemine geri dönemeyecektir. Böyle bir şeyin konuşulması bile talihsizliktir. Bunu bir korkutma unsuru olarak kullanmak, AK Parti'nin siyasetinin bir unsuruymuş gibi söylemek çok çirkin bir ithamdır. Kılıçdaroğlu rahat olsun. Eğer kendi bileşenleri arasında Türkiye'yi karıştırmak isteyenler yoksa Türkiye karışmaz" dedi.

DEVLETİ HEDEF ALIYOR

İletişim Başkanı Fahrettin Altun da, Kılıçdaroğlu ve arkasına takılan ittifak ortağı partilerin açıklamalarına tepki gösterirken, iddiaları ortaya atanların "Türkiye'de korku iklimi oluşturmayı amaçladıklarını" belirterek, "Sorumsuz bir şekilde gündeme getirilmeye başlanan bu yalanlar üzerinden milletimizin devlete olan güveni hedef alınmaktadır. Bu iddiaların temel amacı, ülkemizin milli birlik ve beraberliğini zedelemek ve toplumsal huzurumuzu bozmaktır. Bu tür iddiaları gündeme getirenleri, ellerindeki bilgileri savcılarımızla paylaşmaya davet ediyoruz" dedi.

Bu tür iddiaların 'eski Türkiye'den kaldığını vurgulayan Altun, "Faili meçhulleri ülkemizin gündeminden çıkaran Sayın Cumhurbaşkanımızdır. FETÖ, PKK ve bunların hamileriyle yürüttüğümüz güçlü mücadele sayesinde, bu yapıların ülkemizi işgal girişimlerini engelledik. Ancak, bugün terör örgütleriyle aralarına mesafe koyamayanların 'siyasi cinayet yalanından' medet umar hale gelmesini milletimizin takdirine bırakıyoruz. Bu çevreler geçmişin zihniyetini bugünlere taşımak ve yaşatmakla meşgulken, Cumhurbaşkanımız, bilim, sanayi, teknoloji, uzay çalışmaları, 2053 ve 2071 hedefleriyle geleceğin Türkiye'sini inşa etmenin mücadelesini vermeye devam etmektedir" ifadelerini kullandı.

TEHDİDİ GÖRÜYORUZ

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ da, "Gerginlikten medet uman Kemal Kılıçdaroğlu, tehlikeli bir oyun oynuyor. Bu sözlerin altındaki tehdidi görmeyecek kadar da kör değiliz. Kılıçdaroğlu, toplumun kucağına bir bomba bırakmıştır" dedi.

AK Parti TBMM Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, "Gerginlik stratejisi çerçevesinde erken seçimini nasıl zorlayabilirizin peşindeler" derken, MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül de, "Türkiye'de güven ortamı temin eden bir iktidar var. İnsanların üzerinde can güvenliğiyle ilgili tedirginlik havası yaymak doğru değil. Kılıçdaroğlu, ateş ile oynuyor. Bu, vatandaşı manipüle etmektir" diye konuştu.

İLK FETÖ DİLLENDİRDİ

Son günlerde muhalefetin sıkça dillendirdiği "siyasilere saldırı/suikast" söyleminin fitilini FETÖ ateşledi. Örgütün yayın organlarında yurt dışındaki önemli isimlere saldırı düzenlenebileceği iddia edildi.

FİRARİ MAFYA LİDERİ SEDAT PEKER İDDİAYI KÖPÜRTTÜ

Ardından BAE'de korunan organize suç örgütü elebaşı Sedat Peker sahneye çıktı. FETÖ'nün birçok yalanı ile birlikte 'siyasi saldırılar olabileceği' iddiasını Türkiye gündemine sokan Peker, "Alevilere yönelik saldırı düzenlenebileceğini" ileri sürdü.

FETÖ BAŞLATTI EYMÜR SÜRDÜRDÜ

Daha bu açıklamanın mürekkebi bile kurumadan 1990'lı yılların karanlık figürlerinden eski MİT'çi Mehmet Eymür sahneye çıktı. Eymür, "90'larda bu kadar kepazelik yoktu. Hatta zamanında söylediğim bir lafı yine tekrarlamak istiyorum. Bu gidişin sonu siyasi cinayetlerdir" dedi. Bu açıklamalar unutulmaya yüz tutmuşken FETÖ ve PKK'nın yurt dışındaki uzantıları siyasi suikast iddialarında bulundu. Bazı basın yayın organlarında "suikast listeleri" olduğu ileri sürüldü.

ŞİMDİ DE KORAY AYDIN

Kılıçdaroğlu'nu İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın izledi. Bir gazeteye açıklama yapan Aydın, "Siyasi suikastlar yapılacağı konusunda bizim de aldığımız duyumlar var. Eğer böyle bir planlama varsa, başta ülkeyi yönetenler olmak üzere ileride bunun hesabını vermek zorunda kalır, ağır bir bedel öderler" ifadelerini kullandı. Muhalefet partilerinin benzer iddiaları giderek daha da yüksek sesle dile getirmesi endişe yaratıyor.

SAVCILAR GÖREVE

Kamuoyu, cumhuriyet savcılarının iddiaları araştırmasını ve "duyum sahiplerine" şu soruları sormasını bekliyor:

- Suikast/saldırılar kime düzenlenecek?

- İddia edilen saldırılar ne zaman ve nerede gerçekleşecek?

- Suikast ya da saldırıları kim gerçekleştirecek? Tetikçi kim, muhalefet bu konuda da bir duyum aldı mı?

- CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun "Belli gruplar ellerine silah alıp, belli kişileri öldürme yoluna gitmezlerse..." açıklamasındaki "gruplar" ve "kişiler" kim?

- Bu duyumları servis edenler devletin mahrem kurumlarındaki kripto FETÖ'cüler ya da başka kliklerin adamları mı?

- Duyumlar muhalefete yabancı istihbaratçılar tarafından mı servis edildi?

- Bu "duyumları" siyasetçilere iletenler neden savcılara ve ilgili birimlere iletmiyor?

- Bu duyduklarınızı "hedefe konulan" kişilere ilettiniz mi?

- Haber verdiyseniz nasıl bir önlem aldılar, haber vermediyseniz neden hedefteki kişilerin hayatını tehlikeye atıyorsunuz?

- Hedef etnik, mezhepsel ya da siyasi çatışma mı?

- Size cinayet ihbarını yapanlar, olası provokasyon ve cinayetlerin planlayıcısı veya azmettiricisi de olabilir mi?

- Siyasetçiler doğrudan milli güvenliği tehdit eden bu iddialarla ilgili bildiklerini neden savcılar yerine gazetecilere anlatıyor? Böylesine önemli bir konuda özel davet mi bekleniyor?

- Son günlerde FETÖ'cüler ve PKK'lılar yurt dışında kendilerine "suikast düzenleneceği" yönünde iddialarda bulunuyor, sözde infaz listeleri servis ediliyor. Muhalefetle firari teröristlerin aynı zamanda benzer iddialar dillendirmesi tesadüf mü?

Savcıların, Sedat Peker, FETÖ ve Kılıçdaroğlu'nun kaynağının aynı kişiler mi yoksa farklı kişiler mi olduğunu da tespit etmesi gerekiyor. Eğer duyumlar asılsız, hedef korku pompalamak ve algı operasyonuysa; bunun da açığa çıkması gerek.

KILIÇDAROĞLU TOPU ERDOĞAN'A ATTI

Saadet Partisi heyetini kabul eden Kemal Kılıçdaroğlu, dün de "siyasi cinayetler" konusuna ilişkin açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Bir siyasi parti liderine saldırı olacak ve ülkeyi yöneten kişi şu cümleyi kullanacak; 'Daha neler olacak neler, bunlar iyi günleriniz.' Kime ait bu söz? Ne anlama geliyor bu? Ne yaparlarsa yapsınlar ülkenin huzurunu bozacak hiçbir tavır, hiçbir davranış bizden olmayacak."

AKŞENER: DUYUMLAR GELİYOR

Dünkü İYİ Parti - DP görüşmesinde de aynı konu gündemdeydi. Siyasi cinayet iddialarıyla ilgili Akşener, "Bu tür duyumlar elbette gelir. Kimisi daha sivil alanlardan, kimisi de 'Biraz daha dikkat edin' diyen alanlardan gelir. O kadar söyleyeyim. Benim inandığım bir şey var, ecel ne bir nefes evvel ne bir nefes sonradır. Dolayısıyla tedbir alırsınız ama bu konuda Sayın Aydın aynı zamanda bunların bu kadar konuşulmaması gerektiğini de söylüyor. Çok fazla bunu gündemde tutmamamız lazım" dedi.

SUFLEYİ VEREN ALÇAK ÖRGÜT FETÖ, KILIÇDAROĞLU'NU DA HEDEF ALIR MI?

Suikast iddialarıyla ilgili bugün Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur "FETÖ Kılıçdaroğlu'na suikast yapar mı?" başlıklı yazısında çok tehlikeli bir oyuna dikkat çekip, CHP liderini de uyardı. "FETÖ'nün suikast planı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasıyla resmen başlamış oldu." diye yazan Uğur, "Bu Kılıçdaroğlu'nu kaçıncı uyarışım" notunu düşerek Fetullahçı terör örgütünün nasıl bir tuzak kurduğunu anlattı.

Fuat Uğur'un yazısı şöyle:

"Çok rahatlıkla... Yalnızca ona değil, Türkiye'yi karıştırmak ve kaos planlarını uygulamaya sokmak için diğer muhalefet partilerinden, iktidar partisinden ve MHP'den isimlere de yapar.

Böylece 1980 öncesine dönüp yeniden bir deja vü yaşarız.

Evet, FETÖ'nün suikast planı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasıyla resmen başlamış oldu.

Geçtiğimiz gün "Eğer iş belli gruplar ellerine silah alıp belli kişileri öldürme yoluna gitmezlerse bir gerilim olmaz. Umarım öyle bir tablo da Türkiye'de yaşanmaz. Siyasi cinayetler olacağından kaygılıyım" diye konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisine bu lafı ettiren aracıların FETÖ ile iş tuttuklarını ve tufaya getirildiğini ya bilmiyor ya da bilmezden geliyor.

Neredeyse bir yıldır yazıp duruyoruz. FETÖ hesaplarıyla açık mecralarında, Pensilvanya ve Avrupa'daki örgütlenmeler içinde, Türkiye'yi kaosa sürükleyecek "suikast" ve "kaos" planları artık açık açık dillendiriliyor. FETÖ elebaşının bu işe hazırlandığını ve start vermek için yularını elinde tutan odaklardan talimat beklediğini uzun süredir gözlemliyoruz.

Ve biz bu talimatın geldiğini Kemal Kılıçdaroğlu'nun yukarıdaki sözlerinden anlıyoruz.

Kemal Kılıçdaroğlu'nu bu kaçıncı uyarışım.

Hâlâ anlamıyor ya da âdeta bu planların bir aparatı olmayı gönüllü olarak kabulleniyor.

FETÖ gibi dış istihbarat teşkilatlarının emrinde çalışan örgütler acımasızdır. Onlar için ana hedefe giden yolda, duraklardan yolcu alınıp indirilir. Ne oldu hatırlasın! CHP treninden önce bir FETÖ kumpası ile Deniz Baykal indirildi, ardından da kendisi 22 Mayıs 2010 tarihinde aynı trene bindirildi. Kılıçdaroğlu'nun ısrarla reddettiği şey, ineceği durağın yaklaşmış olması. İşin tuhafı birileri "Durakta inecekler kapıya yanaşsın!" diye bağırıyor ama Kılıçdaroğlu kendisi için yapılan bu anonsun başkaları için olduğunu sanıyor safça. Bu yüzden de yukarıda bir kısmına yer verdiğimiz açıklamasında, suikastların talimat adresi olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı gösterip ona iftira atıyor.

CIA ve aparatı olan terör örgütü FETÖ'nün en büyük özelliği, yapacakları bir alçaklığı, kötülüğü, hedefe koyduğu isme ya da kesime yamayıp, kendi planını sanki onlar yapacakmış gibi propaganda yürütmektir. 15 Temmuz öncesinde FETÖ tetikçileri televizyonlara çıkıp aylarca "İktidar bu gerilimi devam ettirip Türkiye'yi bir darbe ortamına sürüklüyor" dediler. Bunu CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Meral Akşener ve diğer muhalefet mensupları da sık sık tekrarladı. Sonrasında gördük, darbeyi kendileri yapmaya kalkıştılar ve boylarının ölçüsünü aldılar.

ABD'nin elinde artık kurumların içinde örgütlenmiş bir FETÖ yok. Tek silahları, suikastlarla Türkiye'yi bir iç savaş ortamına sürüklemek. Geçmişte örneklerini gördük. Aynı silahla hem solcular hem de ülkücüler öldürülüyordu. Ardından her iki kesim de kendi silahlarını edinip birbirlerini öldürünce istenen darbe ortamı doğdu ve Atatürkçü görünümlü Pentagoncu faşist generaller 12 Eylül darbesini yaptı.

Kemal Kılıçdaroğlu'na sabırla oyuna gelmemesi için sesleniyorum.

Daha önce de hatırlarsanız Alaattin Çakıcı ile didişip duruyor, birbirlerine karşılıklı olarak olmadık hakaretler ediyorlardı. Kılıçdaroğlu'na muhtemelen "Helal Başkan böyle devam et. Çakıcı'yı MHP destekliyor, ona söylediğin her laf MHP'nin itibar kaybına sebep oluyor" denilmiş olabileceğini ama amacın başka olduğunu, oyuna gelmemesini, bir FETÖ'cü "fail-i meçhul namlu"nun kendisini hedef alabileceğini ve sebebini(*) aşağıdaki sözlerle anlatmıştım:

"Bu faili meçhul suikastın ardından suçlanacak kişi iktidardaki Cumhur İttifakı'nın ortağı MHP'nin lideri Devlet Bahçeli'nin yakını olduğu tescilli Alaattin Çakıcı olacak. Yani suikastı iktidar yaptırmış gibi bir algı oluşturulacak."

Böyle açık açık yazmak zorunda kalmıştım. Allah'tan anladı ve şıp diye kesti Alaattin Çakıcı'yla anlamsız kavgasını. Çünkü plan açığa çıktı.

Ama sonuçta ne oldu? Alaattin Çakıcı hakkında, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na gönderdiği mektup nedeniyle "Hakaret ve tehdit" suçundan dolayı 1 yıl 8 ay hapis cezasına hükmedildi. Karşı taraf belki üst mahkemeye gidecek ama sonuçta demek ki hukuktan sapmamak gerekiyormuş.

Aradan bir yıl geçmedi, Kemal Kılıçdaroğlu şimdi de aynı tuzağa düşüyor.

Kendisine tekrar sesleniyorum:

15 Temmuz'a tiyatro ve kontrollü darbe demek dâhil Fetullah Gülen'in tüm söylemlerini CHP eliyle dolaşıma soktun. Şimdi FETÖ'cüleri yeniden devlet kadrolarına sokmak için toplantılar düzenlettiriyorsun tescilli milletvekillerine. Bir hayli işe yaradığın muhakkak. Ama emin ol onlar öyle acımasızdır ki her türlü işe yararsın. Oyuncu olarak yer aldığını düşündüğün tiyatroda kurban olursun. Hele sahnede silah varsa. Şunu bilmeni istirham ediyorum. FETÖ'nün elinde silah da var, suikastçı da. Bir şey daha. CHP'nin içinde de yeterince suikastçı var. Partinizin milletvekilleri tarafından koruma altına alınan, hatta Meclis'te onlar adına basın toplantısı yapılan DHKP-C'li teröristleri herhâlde saymama gerek yok. DHKP-C üyesi olup da CHP Gençlik Kolları yöneticiliğine gelen teröristlerin isimlerini de. Onların namlularının nereye çevrileceğini, yularlarını elinde tutan gizli örgütler bilebilir ancak."

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN