Your browser doesn’t support HTML5 audio

ABD öncülüğündeki 10 ülkeden skandal Osman Kavala çağrısı! Türkiye uyardı: Hadsiz açıklama kabul edilemez

Gezi kalkışması ve FETÖ'nün 15 Temmuz Darbe girişiminde oynadığı rollerle bilinen ve tutuklu olan Kızıl Soros lakaplı Osman Kavala için ABD öncülüğündeki yabancı ülkelerden skandal bir çağrı yapıldı. Toplam 10 ülke tarafından yapıldığı belirtilen tehditvari açıklamaları sonrası Dışişleri Bakanlığı'na çağırlan 10 ülkenin diplomatik misyon şefine bağımsız yargı tarafından yürütülen hukuki bir süreçle ilgili bu hadsiz açıklamanın kabul edilemez olduğu, hukuki süreçlerin siyasallaştırılmasına ve Türk yargısına baskı yapmaya yeltenen bu açıklamanın reddedildiği, söz konusu açıklamanın Büyükelçilerin savunduğunu iddia ettikleri hukukun üstünlüğü, demokrasi ve yargı bağımsızlığına da aykırı olduğu iletildi.

ABD öncülüğündeki toplam 10 ülke piyonları Osman Kavala için Türkiye'ye skandal bir çağrıda bulundu. Gezi kalkışması ve FETÖ'nün 15 Temmuz Darbe girişiminde oynadığı roller sebebiyle tutuklu bulunan ayrıca terör örgütü PKK'ya övgü dizen Kızıl Soros lakaplı Osman Kavala için ABD Ankara Büyükelçiliği'nden bir açıklama yapıldı.

"DERHAL SERBEST BIRAKILSIN"
Toplam 10 ülke tarafından yapıldığı belirtilen tehditvari bir açıklama, "Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye'ye çağrıda bulunuyoruz." ifadeleri yer aldı.

Yapılan skandal açıklamada şu ifadelere yer verildi;
"Osman Kavala'nın tutuklanmasının üzerinden dört yıl geçti. Davanın, farklı dosyaların birleştirilmesi ve beraat kararından sonra yeni davaların yaratılması yoluyla sürekli geciktirilmesi, Türk yargı sisteminde demokrasiye saygıyı, hukuk devleti ve şeffaflık ilkelerini gölgelemektedir.

Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda Büyükelçilikleri olarak Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleriyle ve milli kanunlarıyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye'ye çağrıda bulunuyoruz."

SKANDALA İMZA ATAN 10 ÜLKE
Türkiye'ye yönelik tehditveri açıklamada bulunan 10 ülke ise şu şekilde:

"Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda Büyükelçilikleri"

Dışişleri Bakanlığı, Osman Kavala'nın yargılama sürecine ilişkin açıklamaları nedeniyle bakanlığa çağırdığı 10 ülkenin diplomatik misyon temsilcilerine, bu açıklamanın hadsiz ve kabul edilemez olduğunu iletti.

Bakanlıktan yapılan açıklamada Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda'nın Ankara Büyükelçileri, bu sabah Bakanlığa çağırıldı.

Açıklamada, "Bu ülkelerin Büyükelçileri/Maslahatgüzarlarına, sosyal medya üzerinden yapılan ve bağımsız yargı tarafından yürütülen hukuki bir süreçle ilgili bu hadsiz açıklamanın kabul edilemez olduğu, hukuki süreçlerin siyasallaştırılmasına ve Türk yargısına baskı yapmaya yeltenen bu açıklamanın reddedildiği, söz konusu açıklamanın büyükelçilerin savunduğunu iddia ettikleri hukukun üstünlüğü, demokrasi ve yargı bağımsızlığına da aykırı olduğu iletilmiştir." ifadesine yer verildi.

Açıklamada, "Anayasamızda da kayıtlı olduğu üzere, Türkiye'nin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olduğu vurgulanmış ve Türk yargısının bu tür sorumsuz açıklamalardan etkilenmeyeceği hatırlatılmıştır." denildi.

Kavala davasının sürekli ve ısrarla gündemde tutulmasının, "çifte standartlı bir yaklaşım" olarak nitelendirildiği açıklamada şunlar kaydedildi:

"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, bazı ülkelere yönelik verdiği ve yıllardır uygulanmayan kararlarını görmezden gelenlerin, sadece Türkiye ile ilgili davalara odaklanmalarının ve özellikle Kavala davasını sürekli ve ısrarla gündemde tutmaya çalışmalarının samimiyetsiz ve çifte standartlı bir yaklaşım olduğuna dikkat çekilmiş, Büyükelçiler/Maslahatgüzarlar Viyana Sözleşmesi kapsamında görevlerinin sorumlulukları içerisinde kalma konusunda uyarılmışlardır."


KENDİ ÜLKELERİNDE GERÇEKLEŞTİRMEYE DEVAM EDEBİLİRLER
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Türkiye'de yargı bağımsızdır ve Türkiye tam bağımsız bir ülkedir. Yargıya müdahaleyi arzu edenler, bu arzularını kendi ülkelerinde gerçekleştirmeye devam edebilirler." ifadesini kullandı.

Oktay, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bazı büyükelçiliklerin Osman Kavala'nın yargılandığı davayla ilgili açıklamasına tepki göstererek, şunları kaydetti:

"Görevli bulundukları ülkenin bağımsızlığına sadakat göstermek zorunda olan ve 'yargı bağımsızlığından' söz eden bazı ülkelerin büyükelçileri, hadlerini aşarak 'siyasetin yargıya müdahalesini' talep etmişlerdir. Türkiye'de yargı bağımsızdır ve Türkiye tam bağımsız bir ülkedir. Yargıya müdahaleyi arzu edenler, bu arzularını kendi ülkelerinde gerçekleştirmeye devam edebilirler."


EN GÜÇLÜ ŞEKİLDE REDDEDİYORUZ
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, duruma sert tepki gösterdi. Çelik şunları söyledi:

Ülkemizde görev yapan diplomatların Türk yargısını etkilemeye yönelik beyanatları kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti egemen bir hukuk devletidir ve Türk yargısı bağımsızdır.

Ülkemizde görev yapan diplomatların kendi ülkeleri ile ülkemiz arasındaki ilişkilere katkı yapmalarından memnuniyet duyuyoruz. Buna karşın ülkemizin egemenliği konusundaki yanlış beyanatlarını en güçlü şekilde reddediyoruz.

Tüm diplomatik makamların ülkemizin egemenliğine, Türk yargısının bağımsızlığına saygı duymaları ve içişlerimize müdahaleden kaçınmaları zorunludur. Aksi bir tutum, diplomasiyle bağdaşmayan bir sorumsuzluktur.

"KABUL EDİLEMEZ"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ABD öncülüğündeki çağrıya tepki gösterdi. Soylu, "Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, hukuk devletidir. Büyükelçilerin yürüyen bir davada yargıya tavsiye ve telkinde bulunması kabul edilemez. Tavsiye ve telkininiz, hukuk ve demokrasi anlayışınıza gölge düşürmektedir." ifadelerini kullandı.

HADDİNİZİ BİLİN
Skandala bir tepki de Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'den geldi. Gül, "Diplomatlar, kabul edildikleri devletin hukukuna saygıyla mükelleftir. Anayasamıza göre mahkemelerimize tavsiye ve telkinde bulunmak hiçbir büyükelçinin haddi değildir. Hukukun üstünlüğüne gölge düşüren şey de bu had ve hudut bilmezliktir." ifadelerini kullandı.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, bazı büyükelçiliklerin, Osman Kavala'nın yargılandığı davayla ilgili açıklamasına tepki gösterdi.

Şentop, Twitter hesabından yaptığı paylaşımında, şunları kaydetti:

"Türkiye'de devam eden dava hakkında, TBMM'de soru sormak ve görüşme yapmak bile Anayasa tarafından yasaklanmışken, mahkemenin nasıl karar vereceğini söylemek başka ülkelerin büyükelçilerinin hakkı değildir, büyük bir haddini bilmezliktir. İşinize bakın."

GEZİ VE 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ DAVALARI
istanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Osman Kavala, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Mücella Yapıcı ve Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 16 sanık hakkında dava açılmıştı.

İddianameyi kabul ederek yargılama yapan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Şubat 2020 tarihli duruşmada, Osman Kavala, Ayşe Mücella Yapıcı ve Şerafettin Can Atalay'ın da aralarında olduğu 9 sanığın, yüklenen suçların işlendiğine dair mahkumiyete yeter derecede hukuka uygun somut ve kesin delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatine yönelik hüküm kurmuş, firari 7 sanığın dosyasını ayırmıştı.

Kararın temyiz edildiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi (istinaf), Osman Kavala'nın da arasında yer aldığı 9 sanık hakkında verilen beraat kararlarını bozmuştu.

Tutuklu sanık Osman Kavala ve eski CIA danışmanı Henri Jak Barkey'in, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin "Anayasa'yı ihlal" ve "siyasal veya askeri casusluk" suçlarından İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın 5 Şubat 2021'deki duruşmasında, mahkeme heyeti, dava dosyasının Gezi Parkı olaylarına ilişkin İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesine, dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmetmişti.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 28 Nisan 2021'deki duruşmada, ana dava dosyasında 9 sanık yönünden verilen beraat kararlarının istinaf mahkemesi tarafından bozulduğu ve karar veren bu mahkemeye gönderildiği hatırlatılarak, o kararla birlikte firari 7 sanık yönünden dosyanın ayrıldığına işaret edilmişti.

Mahkeme heyeti, 7 firari sanık yönünden ayrılan bu dosyanın, istinaf mahkemesince bozulan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki Osman Kavala ve Henri Barkey'in yargılandığı "15 Temmuz darbe girişimi" davası ile yine Kavala'nın 9 sanık ile yargılandığı "Gezi olayları" dava dosyasıyla birleştirilmesine hükmetmişti. Böylece birleşen 3 dava dosyasındaki sanık sayısı 17'ye ulaşmıştı.

KAVALA'NIN YARGILANDIĞI 15 TEMMUZ DARBE GİRŞİMİ DAVASINDAN DETAYLAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, tutuklu sanık Osman Kavala ve hakkında yakalama kararı bulunan firari eski CIA danışmanı Henri Barkey'in FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde oluşturduğu yapılanmayla gerçekleştirme teşebbüsünde bulunduğu darbe girişimi sürecinde de rol aldıkları belirtiliyor.

Sanıkların, devletin güvenliği veya iç dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin ettiklerine dair bulgulara erişildiği ifade edilen iddianamede, tutuklu sanık Osman Kavala ve Henri Barkey'in, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek" suçundan da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" suçundan da 20'şer yıla kadar hapsi cezasına çarptırılmaları isteniyor.

Sanıkların, darbe girişimini FETÖ adına sevk ve idare eden mahrem sorumlularıyla paralel bir kısım irtibatlarda bulunarak darbe girişimine hazırlık hareketlerinde bulundukları anlatılan iddianamede, sanıkların darbe girişiminin başarılı olması akabinde oluşturulacak yeni yönetim içerisinde legal veya illegal bir kısım görevler alması muhtemel olan kişi ve gruplarla bu yönde koordinasyon maksadıyla girişimde oldukları aktarılıyor.

Bu kapsamda sanıkların yoğun olarak yurt içi ve yurt dışı seyahatlerine çıktıkları belirtilen iddianamede, sanıkların olağan dışı yoğunlukta gerçekleşen irtibatlarının darbe girişiminin hazırlığı kapsamında değerlendirildiği kaydediliyor.

GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.