Demirtaş'ın Kobani kılıflı sokak eylemlerini başlatan çağrısı sonrası 53 masum katledilmiş ve Türkiye milyarlarca dolarlık zararı uğramıştı. 16 yaşındaki genç Yasin Börü de bu olaylar sırasında vahşice katledilmiş ve Türkiye'nin gündemini uzun süre meşgul etmişti. Demirtaş'ın başkanlığını yaptığı HDP sosyal medyadan "Süresiz direniş" çağrısını şu tweetlerle yapmıştı:
KAVALA'NIN YARGILANDIĞI GEZİ VE 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ DAVALARI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Osman Kavala, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Mücella Yapıcı ve Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 16 sanık hakkında dava açılmıştı.
İddianameyi kabul ederek yargılama yapan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Şubat 2020 tarihli duruşmada, Osman Kavala, Ayşe Mücella Yapıcı ve Şerafettin Can Atalay'ın da aralarında olduğu 9 sanığın, yüklenen suçların işlendiğine dair mahkumiyete yeter derecede hukuka uygun somut ve kesin delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatine yönelik hüküm kurmuş, firari 7 sanığın dosyasını ayırmıştı.
Kararın temyiz edildiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi (istinaf), Osman Kavala'nın da arasında yer aldığı 9 sanık hakkında verilen beraat kararlarını bozmuştu.
Tutuklu sanık Osman Kavala ve eski CIA danışmanı Henri Jak Barkey'in, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin "Anayasa'yı ihlal" ve "siyasal veya askeri casusluk" suçlarından İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın 5 Şubat 2021'deki duruşmasında, mahkeme heyeti, dava dosyasının Gezi Parkı olaylarına ilişkin İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesine, dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmetmişti.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 28 Nisan 2021'deki duruşmada, ana dava dosyasında 9 sanık yönünden verilen beraat kararlarının istinaf mahkemesi tarafından bozulduğu ve karar veren bu mahkemeye gönderildiği hatırlatılarak, o kararla birlikte firari 7 sanık yönünden dosyanın ayrıldığına işaret edilmişti.
Mahkeme heyeti, 7 firari sanık yönünden ayrılan bu dosyanın, istinaf mahkemesince bozulan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki Osman Kavala ve Henri Barkey'in yargılandığı "15 Temmuz darbe girişimi" davası ile yine Kavala'nın 9 sanık ile yargılandığı "Gezi olayları" dava dosyasıyla birleştirilmesine hükmetmişti. Böylece birleşen 3 dava dosyasındaki sanık sayısı 17'ye ulaşmıştı.
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ DAVASINDAN DETAYLAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, tutuklu sanık Osman Kavala ve hakkında yakalama kararı bulunan firari eski CIA danışmanı Henri Barkey'in FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde oluşturduğu yapılanmayla gerçekleştirme teşebbüsünde bulunduğu darbe girişimi sürecinde de rol aldıkları belirtiliyor.
Sanıkların, devletin güvenliği veya iç dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin ettiklerine dair bulgulara erişildiği ifade edilen iddianamede, tutuklu sanık Osman Kavala ve Henri Barkey'in, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek" suçundan da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" suçundan da 20'şer yıla kadar hapsi cezasına çarptırılmaları isteniyor.
Sanıkların, darbe girişimini FETÖ adına sevk ve idare eden mahrem sorumlularıyla paralel bir kısım irtibatlarda bulunarak darbe girişimine hazırlık hareketlerinde bulundukları anlatılan iddianamede, sanıkların darbe girişiminin başarılı olması akabinde oluşturulacak yeni yönetim içerisinde legal veya illegal bir kısım görevler alması muhtemel olan kişi ve gruplarla bu yönde koordinasyon maksadıyla girişimde oldukları aktarılıyor.
Bu kapsamda sanıkların yoğun olarak yurt içi ve yurt dışı seyahatlerine çıktıkları belirtilen iddianamede, sanıkların olağan dışı yoğunlukta gerçekleşen irtibatlarının darbe girişiminin hazırlığı kapsamında değerlendirildiği kaydediliyor.
BÜYÜKELÇİLERİN 'KAVALA' ÇIKIŞI VE GERİ ADIMI
ABD öncülüğündeki 10 ülkenin büyükelçisi Kızıl Soros lakaplı Osman Kavala konusundaki skandal bildiriye imza atmış ve "Kavala derhal serbest bırakılmalı" şeklinde skandal ifadeler kullanmıştı.
10 büyükekçiye başta Başkan Erdoğan ve Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalarla kınanmış hatta Başkan Erdoğan "Personan non grata" ilan edileceklerini de bildirmişti.
Yaşanan gelişmelerin ardından ABD Büyükelçiliği sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesine riayet ettiklerini duyurdu.
ABD'nin ardından diğer büyükelçiler de açıklama yaparak Viyana Sözleşmesi'ne vurgu yaptı ve "Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesine riayet etmeyi teyit eder." ifadelerini kullandı.