3- Her vatanın bir kurtarıcısı olup kahramanlarını ömür boyu yaşatırlar. Milli günlerden kabul edilerek onların yaşamları her zaman saygıyla anılır. Vatanımızın bugünkü haline gelmesi için Mustafa Kemal Atatürk gibi bir kahramana ihtiyaç duymuştur. Ülkemizi düşmanlardan kurtardığı gibi refah bir ülke bırakarak hayata gözlerini yummuştur. Her yıl 10 Kasım 1938 yılında saygıyla anılıyor. Okullarda, resmi kurumlarda çeşitli alanlarda kutlamalar törenler yapılarak hatırlanır. Atamız ülkemizi en zor durumdayken kurtararak bugünkü haline gelmesine katkı sağlamıştır.
Türk gencinin ilk hedefi Atatürk gibi büyük bir liderin yolundan ilerlemesidir. Atamız sadece ölüm zamanlarında değil her zaman hatırlanmalı. Yaptıklarının bedeli ödenmese dahi elimizden gelenleri en iyi şekilde yapmalıyız. Türk milletinin değerlisi olan Mustafa Kemal yaşamı boyunca bize bir şeyler katmak için mücadele etmiştir. 10 Kasım 1938 yılında gözlerini yumarak hayattan ayrıldı. Ülkemiz ve dünya ülkeleri hüsran içersinde kalmıştır. Yeni devrimlerin yapılması çağdaş uygarlıklar seviyesine yükseltir.
Türk vatandaşların en önemli görevi ise Atatürk'ü sevgi saygı ile anıp hatırlamaktır. Gösterilen yol üzerinden daima gidilmesi gerekmektedir.
4- Atatürk kadar milletine ve vatanına düşkün bir başka lider daha yoktur. Ve Atatürk bütün varlığını , en çok değer verdiği Türk milletine bağışlamıştır.
Bizler Türk milleti olarak, dünyada tüm milletlerin imrendiği bir lidere sahip olduk ve onun mutluluğunu sonuna kadar yaşamaktayız.
Atatürk sayesinde, sahip olduğumuz cumhuriyet içerisinde özgürce yaşamakta ve düşüncelerimizi ifade edebilmekteyiz. Ayrıca Atatürk sayesinde hiç bir devlete bağlı olmadan ve hiç bir devletin esaretinde olmadan yaşamanın ve çalışabilmenin gururunu yaşamaktayız.
Bu eşsizlik içeren özgürlük duygusunu bizlere tattırmış olan yüce Atamıza en büyük şükran saygılarımızı ifade etmek ve onu gururlandırmak için, onun ülkemize kazandırmış olduğu devrim ve ilkelere sahip çıkmak en büyük görevimizdir. Bu duyguyu görev bilincinde, tüm hayatımız boyunca uygulamalı ve çocuklarımıza en iyi şekilde aktarmaya çalışmalıyız.
İşte Atatürk sayesinde yetişen o gençler, kendilerinden sonra gelecek olan nesillere de Atatürk'ün bıraktığı cumhuriyeti en sağlam temelleriyle birlikte devredebilecektir.
Ancak bu durumda cumhuriyeti Türk milletine bırakmış olan Atatürk, ebedi istirahatinde rahat olacaktır.
Türk milletine bu büyük şeref duygusunu tattırmış olan Atatürk ve silah arkadaşları için bir ömür boyu elimizden gelen, tüm hizmeti gerçekleştirmeye inanmış bir millet olarak, Atamızın bize bıraktığı bu cennet vatanı tüm gücümüzle müdafa etmeliyiz.
5- Cumhuriyetimizin kurucusu, yurdumuzun kurtarıcısı, büyük komutan, ulusal kahraman ve tarihimizin yetiştirdiği büyük insanı kaybedişimizin yıl dönümüdür. 10 Kasımlar bizim için sadece o eşsiz büyük önderi anma günü olmamalı.
Onu anlama, O'nu daha iyi tanıma, ilke ve devrimlerini özümseme, ulusumuza Atatürk'ün kişiliğinde beliren çağdaş uygarlık düşüncesini özümseme ve yaşama geçirme olmalıdır, bu günün amacı.
Atatürk, Kurtuluş Savaşı'ndaki başarısı ilke ve devrimlerinin evrenselliği, insanlık onuruna duyduğu derin saygı, dünyadaki ezilen uluslara gösterdiği hedefler ve evrensel barışın gerçekleştirilmesi çabalarıyla O, Türk tarihinin sınırlarını aşarak dünyaya mal olmuş büyük bir devlet adamıdır.
Öyleyse bugün O'nu anmanın yanında, O'nu anlama çabası içinde olmamız bir zorunluluktur.
Atatürk, yaşamının büyük bir bölümünü savaş meydanlarında geçirmiştir. Cumhuriyet'in ilanından sonrada ülkesini yeniden en iyi şekilde kurma ve halkını mutlu kılma savaşını vermiştir. Tüm bu savaşlar O'nun bedenini yorgun düşürmüştür. Ocak 1938 tarihinde hastalandı. Doktorların dinlenmesi gerekmektedir uyarılarına çokça dikkat etmedi. Hatay gezisinde tekrar hastalandı. 8 Kasım günü komaya girdi. 10 Kasım 1938 günü saat 9'u 5 geçe İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda karaciğer yetmezliğinden yaşamını kaybetti.
19 Kasım 1938'de bir tören ile naaşı Ankara'ya gönderildi. Ankara'da Etnografya Müzesi'ndeki geçici kabrine konuldu.
1953 yılının 10 Kasım günü yapılan büyük bir tören ile Anıtkabir'e yerleştirildi.
Atatürk (kendi deyişiyle) naçiz vücudu artık yoktur, toprak olmuştur. Ama o vücut yerine onu her zaman gelecek kuşaklara anımsatacak eserleri, anıtları vardır. Artık O, bir meşaledir, bayraktır. Kuşaktan kuşağa elden ele, dilden dile söylenecek, kalplerde ve belleklerde yaşayacak ve yaşatılacaktır.