Yolsuzluklar ve hortumlanma ile anılan ve sürecin sonunda batan İmar Bankası'nın "yüzde 79 faize devam" reklamı dolaşıma girdi.
Reklamda, "Hala yüzde 79. Bu İmar Bankası faizi demek. Hala bir yıl vadeli mevduata yüzde 79 faiz veren banka var mı? Tabii İmar Bankası faizi devam ediyor ve tabi yine yüzde 79 ve tabi yine büyük fırsat ve tabi ki İmar Bankası paranıza para. Nerde kalmıştık… Ve tabi ki İmar Bankası paranıza para kazandırıyor. Kısaca kazandırıyor… Çok kazandırıyor, çok kazandırıyor, çok kazandırıyor, Çok kazandırıyor. Yüzde 79 faize devam..." ifadeleri yer aldı.
İşte o video:
İMAR BANKASI İFLAS ETTİ
Uzan ailesi tarafından yönetilen İmar Bankası'na ilişkin 2007 yılında açılan dava 2016'da sonuçlandı. Mahkeme 11 kişiyi 'sorumlu' gördü. Mahkeme, iflas idaresine 16 milyar 800 milyon 246 bin 527 lirası asıl alacak, 8 milyar 788 milyon 395 bin 627 lirayı da faiz olmak üzere toplam 25 milyar 588 milyon 642 bin 154 lira ödemeye mahkum etti.
BAŞKAN ERDOĞAN CHP'NİN FAİZ İLE OLAN İLİŞKİSİNİ ANLATTI
Başkan Recep Tayyip Erdoğan da bugün İzmir'deki programları kapsamında CHP'nin faizle olan ilişkisine değindi ve "Bu faizler düşecek. Yüksek faize halkımızı da çiftçimizi de ezdirmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
'CHP EKİBİ, 'ÜLKE YANDI BİTTİ' DİYE ORTALIĞI BİRBİRİNE KATIYOR'
CHP'nin iktidarda sorumluluk aldığı dönemlerde gecelik faizlerin yüzde 7 bin 500'leri bulduğunu belirten Erdoğan, "İzmir'in işgali ve İzmir'in kurtuluşu, Milli Mücadele'nin başlaması ve bitişi olarak tarih verebileceğimiz önemli hadiselerdir. Düşman İzmir'e girdiğinde dünyamız kararmıştı. Düşmanı denize döktüğümüzde ise milletçe bayram ettik. İzmir, vatan topraklarına uzanan elleri kırma ve istiklalimize sahip çıkma mücadelemizin sembolü olmuştur. Milli mücadelenin zaferle sonuçlanmasının ardından burada toplanan İzmir İktisat Kongresi'nde alınan kararlar, 1929 küresel buhranına kadar başarıyla uygulandı. Büyük buhranın ardından bozulan dengeler 2'nci Dünya Savaşı'yla iyice sarsıldı. Bu kritik dönemde ülkemizde dirayetli ve vizyoner bir siyasi iradenin olmamasının etkisiyle Türkiye milli mücadelenin ardında yakaladığı büyük fırsatı kaçırdı. Rahmetli Menderes'le birlikte İzmir İktisat Kongresi'nde alınan kararlar yeniden hayata geçirilmeye başlandı. Ancak 1960'dan itibaren ülkemize musallat olan her darbe, her muhtıra, her vesayet düzeni, demokrasimizle birlikte ekonomik bağımsızlığımızı da örseledi. AK Parti'nin tek başına iktidarına kadar Türkiye, toplumsal olarak huzursuz, siyasal olarak istikrarsız, ekonomik olarak ithalata dayalı modellere mahkumdu. Dikkat ederseniz bugünlerde CHP ekibi ülke yandı, bitti diye ortalığı birbirine katıyor. CHP'nin iktidarda olduğu dönemde gecelik yüzde 7 bin 500'leri bulan faizleri gördük mü? Bunun altından kim kalkar? Ülke onların döneminde işsizliğin can yaktığı, başbakanlığın önüne yazar kasa atıldığı sıkıntılı günleri yaşadı mı? Bunları 18 yaşının altındakiler bilmez. Bu ülke onların döneminde bankaların içlerinin boşaltılarak milletin cebinden çalındığı ihanetler gördü. Biz onlardan böyle bir Türkiye devraldık" dedi.
'CHP PARTİ SÖZCÜSÜ IMF İLE KOL KOLA GEZİYOR'
İktidara gelir gelmez IMF reçetelerini bir kenara bırakıp 2013'te ise IMF'ye olan borcu kapattıklarının altını çizen Erdoğan, "Ülkemizde başlattığımız büyük demokrasi ve kalkınma devrimiyle hem 1920'de meclis açıldığında hem de 1923'de İktisat Kongresi toplandığında ortaya konan ruhu dirilttik. Milletimizin tüm kesimlerinin hak, özgürlük, gelişme ve yatırım taleplerini hayata geçirip sosyal barışı sağladık, ülkemizi büyütüp güçlendirdik. Yıllarca milletimiz çok çileler çekti. Cumhuriyetimizin değerlerini çatıştırmaya çalışanların oyunlarını biz bozduk. Tarihin en güçlü sinerjisini oluşturduk. Türkiye'nin her ferdini kucaklayan bu büyük atılımdan rahatsız olan malum çevreler boş durmadı. Partimizi kapatmaya çalışmaktan sokakları karıştırmaya, darbe girişimlerinden ekonomik sabotajlara kadar ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Biz çalıştık, çabaladık ve bir şeyi aklımızdan çıkarmadık. Demokrasilerde, özgürlüklerde, sanayide, ticarette, diplomaside, güvenlikte hayata geçirdiğimiz atılımları ekonomide gerçekleştirip milletimizin refahını arttıramasaydık kazanımlarımızı kalıcı kılamazdık.
İktidara gelir gelmez gelişmekte olan ülkelere karşı en önemli vesayet aracı olarak kullanılan IMF reçetelerini bir kenara bıraktık. IMF'yi bu ülkeden kim çıkardı? CHP'nin parti sözcüsü IMF ile el ele, kol kola geziyor. Çünkü onlar IMF'in dilinden anlar. 23.5 milyar dolar IMF'ye borç vardı. Mayıs 2013'te parasını verip gönderdik. Merkez Bankası döviz rezervini 27.5 milyar dolardan, 127 milyara dolara çıkardık. Nereden nereye" ifadelerini kullandı.
'BİZİ PROGRAMIMIZDAN GERİ DÖNDÜREMEYECEKLER'
IMF ile bir daha anlaşma yapılmayacağının açıklanmasının ardından mandacıların Türkiye'nin üzerine geldiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başarısızlıkla sonuçlanan milleti açlığa, işsizliğe mahkum eden IMF reçeteleri yerine kendi kalkınma ve ekonomi planımızın altyapısını inşaya başladık. Attığımız her adımın, yaptığımız her yatırımın ülkemize kazandırdığımız her eser ve hizmetin gerisinde Türkiye'yi ekonomik olarak kendi imkan ve kabiliyetleri ile yoluna devam etme gayesi vardı. Ne zaman biz 23.5 milyar dolar borcu kapatıp bir daha IMF ile anlaşma yapmayacağımızı ilan ettik o günden beri başımız beladan kurtulmuyor. Boş durmuyorlar. Hani küresel güvenlik sistemindeki çarpıklıklara 'Dünya 5'ten büyüktür' diyoruz ya, ekonomide de aynısını söylüyoruz. Ülkemizdeki mandacı iktisat ve mandacı siyasetçiler ise cumhuriyet tarihindeki bu en büyük ekonomik kurtuluş mücadelesini tam tersi göstermeye çalışıyorlar. Yıllarca ülkemize dayatılan para ve maliye politikaları insanlarımızı işsiz, şirketlerimizi karsız, devletimizi gelirsiz bıraktığını gözlerden saklamak isteyen bu mandacılar var güçleriyle üzerimize geliyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bizi üretim, istihdam ve cari denge odaklı programımızdan geri döndüremeyecekler" dedi.
'BAY KEMAL YEMEZLER'
Faizleri düşüreceklerinin altını çizen Erdoğan, "Yüksek faizi, enflasyonu, kur tuzaklarını ülkemizin kaderi gibi görenlerin teslimiyetçiliği öğrenilmiş çaresizliktir. Savunma sanayinden sağlığa kadar pek çok alanda bu sendromu aşıp ülkemizi nasıl en ileri seviyelere getirdiysek ekonomi politikalarında da başaracağız. Bir kez daha altını çiziyorum. Biz yatırım, istihdam, üretim ve bu politikaların altyapısını 19 yıldır inşa ediyoruz. Salgınla birlikte ortaya çıkan küresel ekonomik kriz bize bu dönüşümü hızlandırıp neticelendirme fırsatı verdi. Yaptığımız bu fırsatı değerlendirmektir. Dün faizleri 7 bin 500'lere çıkaranlar bugün kanun çıkarın faizleri yüzde 1'e indirin diyor. Kim diyor bunu? Bay Kemal. Yemezler. Bu faizler düşecek. Yüksek faize halkımızı da çiftçimizi de ezdirmeyeceğiz. Milletimiz, geleceğini kurtaracak büyük dönüşümün sancılarını yaşarken, kendisiyle dalga geçenlerden bunun hesabını soracaktır" açıklamalarında bulundu.