Fetullahçı Terör Örgütü'nün elebaşı Fetullah Gülen'i ziyaret edip fotoğraf çektiren CHP yandaşı Sözcü gazetesinin yazarı Deniz Zeyrek'in, Başkan Erdoğan'ın uçağına binen gazetecilerle ilgili skandal açıklamalarına Sabah gazetesi yazarı Melih Altınok sert tepki gösterdi.
PENSİLVANYA'LARA UÇAN DENİZ GİBİ
Terörist elebaşıyla fotoğraf çektirmekten imtina etmeyen birinin ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanının uçağına binen gazetecilere nefret kusmasını anlamadığını belirten Altınok, 'Peki Pensilvanya'da ağırlanan mutlu azınlığın içinde olmak nasıl bir histi Deniz?' başlıklı yazısında, "Bugünlerde "Çağırsalar da gitmem" şımarıklığına meyledenlerin, İletişim Başkanlığı'ndan davet gelse Kâbil Havalimanı'ndan kalkan ABD uçağına binmeye çalışan Afganları aratmayacaklarını da biliyoruz. Tıpkı, bir zamanlar hem Kemalist pozları kesip hem Fetullah Gülen'le aynı kareye girmek için zeyrek kuşu misali kanatlanıp ta Pensilvanya'lara uçan Deniz gibi." ifadelerini kullandı.
İşte Altınok'un bugünkü yazısı;
Aydın Doğan Vakfı, BioNTech'in CEO'su Uğur Şahin ve eşi Özlem Türeci'ye ödül vermiş.
Ancak taze dolar milyarderi çift ödülü pek umursamamış ve Türkiye'ye gelmeye tenezzül etmemiş.
Aydın Bey de "malum muhalefetin 50 tonunu" yansıtan bir grup gazeteciyi uçağa doldurmuş. Ödülü ayaklarına götürmüş.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta'nın, "Şu bedavaya Almanya' ya götürülen gazeteci takımından biri 'Yüz milyonlarca doz sattınız. Aşının fiyatı neden ucuzlamıyor? Bu nasıl iş? Ayıp değil mi?' diye sordu mu acaba? Resme baksan hepsi de maşallah araştırmacı gazeteci de o sebepten sordum" diye seslendiği beyler hanımlar da günlerdir köşelerinden ilaç mümessilliği yapıyorlar.
Kabul etmek lazım... Aydın Bey'in uçağına alınmanın hakkını en iyi veren Sözcü yazarı Deniz Zeyrek oldu.
Bu seviyede bir etkinliğe "tercih" edildiği için "onör" duyduğu her halinden hissedilen yazarımız geçen gün köşesinde, uçaktaki "seçkin" gazeteci heyetinin ruh halini şöyle tarif ediyordu:
"Birçoğumuzda 'Cumhurbaşkanının uçağındaki mutlu azınlığın parçası olmak yerine burada olmayı tercih ederim' hissi vardı."
Bu pespayelik karşısında lafı fazla uzatmaya gerek yok.
Bir gazeteci için ülkesinin seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın uçağına davet edilmek hem bir başarı hem de şereftir.
Bugünlerde "Çağırsalar da gitmem" şımarıklığına meyledenlerin, İletişim Başkanlığı'ndan davet gelse Kâbil Havalimanı'ndan kalkan ABD uçağına binmeye çalışan Afganları aratmayacaklarını da biliyoruz.
Tıpkı, bir zamanlar hem Kemalist pozları kesip hem Fetullah Gülen'le aynı kareye girmek için zeyrek kuşu misali kanatlanıp ta Pensilvanya'lara uçan Deniz gibi.
Sahi Deniz, yukarıdaki fotoğrafta yer alan mutlu azınlığın parçası olmak nasıl bir histi.
Bir ara da onu anlatsanıza bize.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN