Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, TBMM Genel Kurulu'nda açıklamalarda bulundu.
Bakan Kurum, Meclis'te bakanlığının bütçesini sunarken özetle şunları söyledi:
"AFETLER ÜÇ KAT ARTTI"
Bugün dünyamız, küresel atık problemi ve yoğun çevre kirliliğinden dolayı; bir iklim kriziyle karşı karşıyadır. Verilere göre; Ülkemizde; 2000'li yıllarda meydana gelen meteorolojik afetlerin sayısında, 1960'lı yıllara göre 3 kat, ekonomik kayıplar açısından 9 kat artış olmuştur. Bereketli şehrimiz Konya'da dev obruklar görüyoruz. Karadeniz Bölgemiz; sellerle boğuşuyor. Antalya, Muğla ve birçok ilimizde sayısız orman yangınıyla karşılaşıyoruz. İklim kriziyle mücadelemizi, 20 yıldır kararlılıkla sürdürüyoruz. Türkiye'yi küresel iklim değişikliğiyle mücadelenin en önemli aktörü yapacağız.
"MÜSİLAJI BİTİRDİK"
Tabi İklim Değişikliğinin bir diğer olumsuz etkisini Marmara denizimizdeki müsilajla gördük. 22 maddelik Marmara denizi eylem planımızla deniz yüzeyindeki müsilajı tamamen ortadan kaldırdık. Kısa vadeli çözümlerimizi hızlıca tamamladık, şimdi ise uzun vadeli, kalıcı çözümleri içeren Bütünleşik Stratejik Planımızı uyguluyoruz. Marmara'yı koruma altına aldık. İnşallah, hep birlikte attığımız adımlarla Marmara'yı kurtaracak; gelecek nesillerimize en doğal, en berrak haliyle bırakacağız.
"SALDA İFTİRASI"
Biliyorsunuz. Salda Gölü ve çevresini de tıpkı Marmara Denizi gibi özel çevre koruma alanı ilan ettik. Salda üzerinden bize iftira atan, milletimizi aldatan arkadaşlardan ricam, özellikle iyi dinlemeleridir. Bakın Salda'daki son durum şudur! Araçlar artık gölün çok uzağında, kıyısına kadar giremiyor. Çöp yığınları artık yok. İmara açıyorsunuz dediğiniz Salda'da, göl çevresinde derme çatma kaçak yapıların tamamını yıktık. Beyaz Adalar bölgesine ziyaretçi kısıtlaması getirdik. Salda Gölü'müzün su kalitesini iyileştirdik. Salda çevresinde bir çivi bile çakmadan ahşap yapılarla vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını giderdik.
"AFETLE VE MUHALEFETLE MÜCALEDE"
Üzülerek söylemeliyim ki, ABD'de bir afet olur; Avrupa'da sel olur; devlet sadece o afetle mücadele eder, kimse politik tartışmaya girmez. Bizde aynı anda pek çok ilde yangın olur, bir de bakarsınız ki muhalefetten biri uçak der, diğeri rant der, öbürü arazi peşkeşi iftirasını atmaya başlar. Yani biz Türkiye'de bir sel, bir yangın, bir deprem olunca sadece bu afetlerle değil; bir de muhalefetle mücadele etmek zorunda kalıyoruz.
"KENTSEL DÖNÜŞÜM"
Kentsel dönüşüm seferberliğimizle birlikte; tam 1.7 milyon konutun dönüşümünü tamamladık. Ve yatırım değeri 110 milyar lira olan, 130 bini İstanbul'da olmak üzere tam 330 bin dönüşüm ve sosyal konutumuzun inşasını sahada sürdürüyoruz. Bugüne kadar TOKİ'mizle 4 bin 400 şantiyemizde, dünyada eşi benzeri olmayan bir konut sayısına ulaştık, ülkemize tam 1.1 milyon sağlıklı yuva kazandırdık. 178 bin konutun inşasını da hızlı bir şekilde sürdürüyoruz. 2002'den bugüne; kentsel dönüşümle, TOKİ tarafından yapılan konutlarımızla ve yapı denetim sistemimizle ülkemizdeki binaların %65'ini güvenli hale getirdik. 54 milyondan fazla vatandaşımıza afetlere karşı güvenli konutlarda oturma imkânı sağladık. Yıllardır yönettikleri şehirleri mağdur edenler, depreme hazırlık noktasında bir arpa boyu yol alamayanlar, iş yapmayıp sadece laf üretenler bu eserlerin kıymetini bilmezler, bilemezler.
"KÜRT KARDEŞLERİMİZİN UMUDU"
Milletimiz üzerinde derin izleri olan; tarihi mirasın bozulmasına müsaade etmiyoruz. Bugün tam 44 ilimizde; 79 tarihi meydanımızı yeniden ihya ediyoruz. Bitlis'te tarih ve kültürü yeşille bütünleştiriyoruz. Diyarbakır'da tarihi surları 50 milyon lira yatırımla restore ediyor; Şırnak'ta Dicle Mahallesi'nde yeni yuvalar yapıyoruz. Mardin'de tarihi binaları ihya ederken, Hakkâri'de yurtlar yapıyoruz, okullar yapıyoruz. Çünkü! Bizim bölgede attığımız her bir adım, Kürt kardeşlerimizin umudu olmuştur. Açtığımız her yeni kapı, Kürt kardeşlerimiz için huzur olmuştur. Attığımız her temel, kalemi silaha galip kılmıştır. Biz kürt kardeşlerimiz daha mutlu olsun, şehirlerimiz kalkınsın diye mücadele ederken; siz yaktınız, yıktınız, harab ettiniz. Sizin yaktığınız şehirleri biz yeniden imar ettik, yeniden inşa ettik, yeniden ihya ettik. Hiç telaşlanmayın! İsteseniz de istemeseniz de biz üretmeye devam edeceğiz; çocuklarımızı; teröre, teröristlere, hainlere teslim etmiyoruz, etmeyeceğiz.
"İZMİR'İ CHP İNSAFINA BIRAKMAYACAĞIZ"
Siz, 25 yıldır yönettiğiniz İzmir'de bana başlattığınız 1 tane kentsel dönüşüm projesi gösterebilir misiniz? 3 yıldır yönettiğiniz şehirlerde, kaç tane dönüşüm projesi, kaç tane yeşil alan projesi, kaç tane arıtma tesisi projesi başlattınız? Siz 25 yılda, Gazi Mustafa Kemal'in mağrur İzmir'ini mağdur İzmir yaptınız. Yerel yönetimlerin yetkisini kısıtlıyormuşuz! Yetki alanlarını siz değil, biz genişlettik. Gelirlerini siz değil, biz artırdık! İşte bugün sizin partiniz tarafından yönetilen İzmir'de, toplam 5400 konutluk İzmir tarihinin en büyük kentsel dönüşüm projesini biz başlattık. 26 Kasım'da, 9 ay gibi kısa bir sürede; ilk konutlarımızı Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle İzmirli kardeşlerimize teslim ettik. İnşallah 2022'de İzmir'de; evine kavuşmayan tek bir depremzede kardeşimiz kalmayacak. İzmir'de daha çok büyük işler yapacağız. İzmir'i CHP'nin insafına bırakmayacağız.
"KANAL İSTANBUL'U YAPACAĞIZ"
Biz sizin ajandanızı çok iyi biliyoruz. Şimdi de Kanal İstanbul projesinde bürokrat direniyor yalanını piyasaya sürdünüz. Biz, diyoruz ki; "işte bahsettiğiniz bürokratlarımız buradalar!". Biz, bugüne kadar hiçbir tehdit karşısında susmadık, bundan sonra da susmayacağız. Nasıl ki dün Marmaray'ı, Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi Köprülerimizi, 1 milyonu aşan sosyal konutlarımızı, İstanbul Havalimanını, Şehir Hastanelerimizi, Millet bahçelerimizi yaptıysak Kanal İstanbul'u da Allah'ın izniyle yapacağız. Siz isteseniz de istemeseniz de yapacağız! Cumhuriyet tarihinin en muazzam projesi, İstanbul boğazımızın özgürlük projesi olan Kanal İstanbul'u bu aziz millete, gelecek nesillerimize armağan edeceğiz.