FETÖ yapılanmasında 30 yıldır görev yapan, 2010'dan teslim olduğu 2019 yılına kadar da 'MİT mahrem imamlığı' yapan Ö.K., teslim olarak itirafçı oldu. Terör örgütüne ait bildiklerini polis ve savcılık sorgusunda anlatan Ö.K., Ankara 34. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada yargılandı. Teslim olup bildiklerini anlattığı için TCK'nın ilgili maddesi gereğince 'Silahlı terör örgütü yöneticiliği' suçundan ceza verilmesine yer olmadığına hüküm verilen Ö.K., 'Siyasal ve askeri casusluk' suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yargılama aşamasında tahliye edilen sanığa verilen 'yurt dışı yasağı' adli kontrol şartının devamına karar verildi.
'BAŞARISIZ OLAN GİRİŞİMLER GÜVEN KAYBINA NEDEN OLDU'
Gerekçeli kararda Ö.K.'ye verilen cezanın, FETÖ'nün mahrem yapılanmasına ilişkin detaylı bilgilere yer verildi. Ö.K. dışında, yargılanan ve itirafçı olan başka mahrem imamlar ile emniyet, MİT ve güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere de yer verilen gerekçede, MİT Müsteşarı'nın ifadeye çağrılması, 17-25 aralık kumpas operasyonları, MİT TIR'larının durdurulması gibi başarısız girişimlerin örgüt içerisinde moral bozukluğuna ve güven kaybına sebebiyet verdiği anlatıldı. Üst düzey yöneticilerin mahrem yapı içerisinde moral ve motivasyonu yeniden sağlamak için, 'kesin bir çözüm getirilecek' şeklinde söylemlerde bulunsa da inandırıcılıklarını yitirdiği belirtilen gerekçeli kararda, "Örgüt yöneticileri kaybedilen gücü geri kazanma şansını ancak kökten bir çözümle olacağını düşünmeye başlamıştır" ifadeleri kullanıldı.
'2015'TEN SONRA DARBE KONUŞULMAYA BAŞLANDI'
Gerekçede, örgütün, TSK, emniyet, yargı, MİT, mülkiye ve bazı özel kurumlardan sorumlu, örgüt elebaşı Fetullah Gülen ile direkt iletişime geçebilen mahrem imamlar arasında 2015'ten sonra darbenin konuşulmaya başlandığı, hatta bazı mahrem imamların TSK içerisinde örgüte bağlı yüksek rütbeli subaylardan, örgüt elebaşına, "Gereken her şeyi yaparız" şeklinde notlar götürdükleri de beyan edildi. Gerekçeli kararda, 2015 yılında örgüt elebaşı Gülen'in sabah dersi sırasında kendisini ziyarete gelenler ile yaşanılan sıkıntıları konuşurken, sağ elini sol omuzuna götürerek, "Bu işi burası çözer" sözlerini söylediği, Fethullah Gülen'in manevi oğlu olarak bilinen Cevdet Türkyolu'nun ise, "Hocam şimdi bunu söylemenin ne gereği vardı" şeklinde sitemde bulunduğu yönünde bilgilerin olduğu kararda yer aldı.
DARBEYE KARŞI ÇIKANLARIN GÖREVLERİNE SON VERİLMİŞ
Gerekçede, örgütün kaybettiği güce tekrar ulaşmak, örgüt üyelerinin güvenini tekrar kazanmak ve faaliyetlerine her ne pahasına olursa olsun devam edebilmek için, çözümün darbe girişimi olduğu kanaatine vardığı belirtilerek, "Bu yönde başlatılan çalışmalarda darbe fikrinin tabanda kabul görüp görmeyeceği araştırılmış, darbeye karşı çıkan özellikle TSK mahrem yapılanması içerisindeki bazı birim imamlarının görevlerine 2015 yılı sonlarına doğru son verilmiştir" bilgisine yer verildi.
GEREKÇEDE MESAJLAŞMALAR YER ALDI
15 Temmuz darbe gecesi mahrem imamların, sadece kendilerinin kullandığı '2048' adlı program üzerinden birbirlerine gönderdikleri mesajlara gerekçeli kararda yer aldı. Yargılandığı dava kapsamında beyanlarda bulunan R.B. adlı mahrem imamın, darbe gecesinden bir hafta önce firari Bülent Bişer'in, Gülen'in mesajı olduğunu söyleyerek, program üzerinden "Arkadaşlar önümüzdeki 10 gün yatmayıp uyumayıp dua edelim" şeklinde paylaşımda bulunduğunu söylediği ifade edildi. R.B.'nin verdiği ifadede, o anda mesajın ne anlama geldiğini anlamadıklarını; ancak 15 Temmuz gecesi anladıklarını söylediği belirtildi. Yine başka bir mahrem imamın ifadesinde, Bülent Bişer'in, 15 Temmuz gecesi "Neler oluyor" şeklinde yazılan bir mesaja, "Pazarlıklar devam ediyor, dua et lehimize dönmek üzereymiş" diye cevap verdiği ifade edildi.
"DARBEYİ GERÇEKTEN ADİL ÖKSÜZ MÜ YAPTIRDI?"
Gerekçede, Bülent Bişer'in, darbe girişiminden birkaç ay sonra "Abi darbeyi gerçekten Adil Öksüz mü yaptırdı?" şeklinde yazılan bir mesaja, "Öyle olmasa Akıncı Üssü'nde ne işi olacak abicim" diye yanıt verdiği beyan edildi. Gerekçeli kararda, Bişer'in, darbe girişimi sonrası gaybubet evlerinden kalan mahrem imamlarla 2048 adlı program üzerinden konuşmaya devam ettiği, bu yazışmaların birinde, darbe sonrası Pensilvanya'ya kaçan bazı mahrem imamları gördüğünde örgüt elebaşına, "Hocam bu çok yanlış, bu insanlar suçlu insanlar" dediğinde, Gülen'in, "Arkadaşlar niye böyle yapıyorlar ben de anlamıyorum. Benim başka gidecek yerim yok, bunu arkadaşlar bilmiyorlar mı?" diye cevap verdiğini yazdığı ifade edildi.
Kararda, daha sonra kaçarak Pensilvanya'ya sığınan mahrem imamların, örgüt elebaşı Gülen hakkında olumsuz algı oluşmaması amacıyla, bizzat Cevdet Türkyolu tarafından oradan uzaklaştırıldıkları yönünde bilgilerin olduğu da belirtildi.