Emperyalistlerin kiralık tetikçisi Soner Çağaptay Foreign Affairs'te Erdoğan'ı hedef aldı! Skandal ifadeler

Türkiye düşmanı küresel güçlerden aldığı fonlarla Türkiye ve Erdoğan karşıtı kitaplar yazan Soner Çağaptay, son olarak ABD Dış İlişkiler Konseyi'nin yayın organı Foreign Affairs'te sipariş bir yazı kaleme aldı. Tetikçi Soner, "Erdoğan'ın son oyunu" başlıklı yazıda, Başkan Erdoğan'ın iktidarda kalmak için Türk demokrasisinin altını oyacağı algısı yaptı. Erdoğan'ın girdiği tüm demokratik seçimlerden açık ara lider çıktığını görmezden geldi! Tetikçi Soner, yazısında muhalefetin Erdoğan'ı devirmek için birleştiğine dikkat çekerken; küreselci güçlerin de oyunun bir parçası olduğunu itiraf eder nitelikle ifadeler kullanıyor.

Giriş Tarihi :07 Ocak 2022 , 10:21 Güncelleme Tarihi :07 Ocak 2022 , 10:31
Emperyalistlerin kiralık tetikçisi Soner Çağaptay Foreign Affairs’te Erdoğan’ı hedef aldı! Skandal ifadeler

İÇİNDEKİLER

Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nde "kıdemli Türkiye uzmanı" olarak çalışan tetikçi Soner Çağaptay "Erdogan's Empire: Turkey and the Politics of the Middle East" adlı bir kitap kaleme almış ve kitapta Başkan Erdoğan hakkında "otokratik lider" gibi ifadelerr yer verip Erdoğan'ı "emperyalist" olmakla itham etmişti.

SONER YİNE PARAYI KAPMIŞ
Türkiye'yi ve Başkan Erdoğan'ı engellemeye çalışan küreselcilerin kiralık tetikçiliğini yapan Soner Çağaptay, aylar sonra yeniden sahneye çıktı. ABD Dış İlişkiler Konseyi'nin yayın organı Foreign Affairs'te sipariş bir yazı kaleme alan Çağaptay'ın hedefinde yine Erdoğan vardı.

"BIDEN'IN MUHALEFETİ KAZANACAK" HAYALİ!
ABD'deki Dış İlişkiler Konseyi'nin yayın organı Foreign Affairs'da 4 Ocak 2022'de yayınlanan makalede, 2023'te ülkemizde yapılacak genel seçimlerden bahsediliyor. Tetikçi Soner Çağaptay'ın kaleme aldığı makale, Biden muhalefetinin hedeflerini dile getiriyor. Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü'nde "kıdemli uzman" olan Çağaptay, gelecek genel seçimlerde Millet İttifakı'nın seçimleri kazanacağını iddia ediyor. Yazıda, seçimlerin ardından olası senaryolar ele alınıyor.

'ERDOĞAN ÇARESİZ GÖRÜNÜYOR' YALANI
Çağaptay makalesinde Erdoğan'ın çaresiz göründüğünü iddia ederek, "Kasım ayında casusluk suçlamasıyla tutuklanan, muhalefetteki Demokrasi ve İlerleme Partisi'nin (DEVA) kurucu üyesi Metin Gürcan da dahil olmak üzere eleştirmenlere ve siyasi muhaliflere yönelik baskısını artırdı. ABD'den ve Türkiye'nin bazı NATO müttefiklerinden diplomatları sınır dışı etmekle tehdit etti." ifadelerini kullanıyor.

EKONOMİ ÜZERİNDEN KIŞKIRTMA ÇABASI
"Ülkedeki popülaritesi azaldıkça, ülkeyi ekonomik kargaşaya sürükleyen bir politika olan, zaten yüksek olan enflasyonun ortasında, faiz oranlarını düşürmek için pervasız bir deneye girişti."
ifadelerini kullanan Çağaptay, son dönemde ekonomik olarak atılan adımlar üzerinden provokasyona girişiyor.

ERDOĞAN KARŞITLIĞINDA BİRLEŞME!
"Erdoğan'ın egemenliğine ilk kez doğrudan bir tehdit oluşturan, cesaretlendirilmiş ve giderek daha birleşik bir muhalefetle karşı karşıya olduğunu" ileri süren Çağaptay, Erdoğan'ın belirli bir süreye kadar yenilmez olarak gözüktüğünü fakat giderek popülaritesini kaybettiğini iddia ediyor.



KÜRESELCİLER MİLLET İTTİFAKINI PARLATIYOR
Erdoğan'ın daha önce rakiplerine karşı birçok seçimi kazandığını hatırlatan Çağaptay, artık muhalefetin bölünmüş değil birleşik şekilde kendisine muhalefet ettiğini vurguluyor. Makalede, CHP, İyi Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi'nden oluşan Millet İttifakı'na HDP'nin gayriresmî olarak destek verdiği ifade ediliyor.

Çağaptay, Erdoğan karşıtlığı etrafında muhalefetin birleştiğini vurgulayarak, "Mevcut muhalefet bloku, iki kilit grup arasındaki ittifaka bağlı: Laik, solcu CHP ve merkez sağdaki milliyetçi İyi Parti. HDP ve Saadet Partisi de bu ittifakı gayriresmî olarak destekledi. Siyasi olarak, bu partiler birçok konuda birbirlerinden çok uzaktalar, ancak Erdoğan'ı yenme arzusunda giderek daha fazla birleşiyorlar." diyor.

PKK VE FETÖ'NÜN AVUKATLIĞI
Darbe girişiminden bu yana hükümetin giderek daha fazla 'paranoyaklaştığını' iddia edecek kadar hadsizleşen yazar, KHK ile devletten uzaklaştırılan FETÖ ve PKK bağlantılı kişileri kastederek, "Yalnızca darbeci olduğundan şüphelenilenleri değil, aynı zamanda demokratik muhalefet üyelerini de takip etti ve ardından on binlerce insanı tutukladı ve 150 binden fazla akademisyeni, gazeteciyi ve diğerlerini işlerinden etmeye zorladı." yalanına sarılıyor.

"ERDOĞAN'I YARGILAMA" HAYALİ!
"18 ay sonra Türkiye, Erdoğan'ın kazanmasının pek mümkün olmadığı bir cumhurbaşkanlığı seçimi yapacak."
diyen Çağaptay, Erdoğan'ın, "uzun süredir devam eden yozlaşma ve yetkiyi kötüye kullanma mirası nedeniyle görevden alınırsa yargılanabileceğini" söyleyecek kadar çizgiyi aşıyor. Bu bağlamda yazar bir kaos planı çizerek, Erdoğan hakkında, "Adil bir oylamayı baltalamak, sonucu göz ardı etmek ve hatta 6 Ocak (ABD kongre baskını) benzeri bir ayaklanmayı körüklemek de dahil olmak üzere görevde kalmak için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışacak." iddiasında bulunuyor.

KUYRUK ACILARI S400 VE BAĞIMSIZ TÜRKİYE
Erdoğan'ın 2003 yılında iktidara geldiğinde, ülkenin demokratik kurumlarını inşa edecek ve güçlendirecek bir reformcu olarak karşılandığını yazan Çağaptay, şöyle devam ediyor: "İlk başta, o ve AKP bu vaatleri yerine getiriyor gibiydi. Sağlık hizmetleri gibi hizmetlere erişimi iyileştirdi ve on yıl boyunca düşük işsizlik ve güçlü ekonomik büyüme sağladı. Erdoğan döneminde Türkiye'de çoğunluk, ilk kez orta sınıf bir toplum haline geldi. Ayrıca bazı özgürlükleri genişletti, özellikle Türkiye'deki Kürtlere bazı azınlık dil hakları verdi."

Bu politikaların bir süre Erdoğan'ı hem yurt içinde hem de yurt dışında popüler hale getirdiğini aktaran yazar, o dönem bu politikaların Avrupa Birliği (AB) ve ABD tarafından tutulduğunu da belirtiyor. Fakat Erdoğan'ın belirli bir dönem sonra, Avrupa ve ABD ile uzun süredir devam eden bağlarından uzaklaşmaya başladığına ve Rusya ile yakınlaştığına dikkat çekiyor. Yazar, bunun temellendirmesini S-400 füze anlaşması üzerinden yapıyor."

Çağaptay'ın bu ifadeleri, Batı'nın Türkiye'nin bağımsız politikalarından ne denli rahatsız olduğunu gözler önüne seriyor.

ÇATIŞMA İDDİASI

Makalede en dikkat çekici nokta ise 2023'te yapılacak seçimlerde Erdoğan'ın "kesinlikle kaybedeceği" iddiassı ve bu yenilginin sonucunun nasıl olacağı. Yazar "Mevcut kamuoyu yoklamalarına göre hem CHP'li belediye başkanları hem de milliyetçi İyi Parti'nin lideri Meral Akşener, Erdoğan'ı iki yönlü bir cumhurbaşkanlığı yarışında yenecek. Üçü de muhalefetin genel liderliği için yarışıyor, ancak yakın zamanda Türkiye'ye yaptığım bir gezide, her birinin ikinci turda Erdoğan'a karşı önde gideni destekleyeceğini öğrendim." ifadelerini kullanarak, kesin bir ifadeyle muhalefetin kazanacağı yalanını yayıyor. Muhalefetin de benzer şekilde sipariş anketlerle Erdoğan'ın yenileceği algısını yayması dikkat çekici.

KAOS PLANI VE ERDOĞAN'I YARGILAMA İDDİASI
Erdoğan'ın seçimi kaybettikten sonra yargılanacağını öne süren yazar, yenilgi sonrası iki plan çiziyor. İlk olarak bir kaos planı kuran yazar, Erdoğan'ın silahlı güçleri devreye sokacağını iddia ediyor. Seçimi kaybetmesi halinde Erdoğan'ın sertleşeceğini ve polis kuvvetini kullanacağını, bir çatışma ortamının çıkabileceğini savunan Çağaptay, şöyle sürdürüyor: "Doğrudan kendisine rapor veren modern, iyi silahlanmış 300 binden fazla bir güç olan ulusal polisi konuşlandırabilir ve bir baskıyı hızlandırabilir. Tüm gösterileri derhal yasaklayacak, önemli protesto organizatörlerini tutuklayacak, sosyal medyayı kapatacak ve muhtemelen sokağa çıkma yasağı ilan edecek ve ardından 2016 darbesinden sonra dayattığı gibi olası bir olağanüstü hâl ilan edecek."

ORDU İLE ARAYA NİFAK SOKMA PLANI
İkinci bir plan olarak, TSK'nın araya girebileceğini, Erdoğan ve ailesinin yargılanmaması şartıyla anlaşma sağlanabileceğini ileri süren yazar, ordu ile hükümet arasına nifak sokma planlarını açık ediyor. TSK'nın diğer kuvvetlerden farklı olduğunu belirten yazar, birinci ihtimal olarak görülen kaos planına karşı bu planın muhalefet için daha iyi bir alternatif olduğunu söylüyor. Yazar TSK için, "Erdoğan yanlısı ve karşıtı Türklerin bir araya geldiği, ülkenin geriye kalan tek kurumlarından biridir. Son yıllarda, askeri liderlik, ülkenin iç siyasetiyle ilgili tarafsızlık politikasını benimsedi ve bu da orduyu, büyük ölçüde partizan olmayan bir kimliği korumak için kalan birkaç devlet kolundan biri haline getirdi." diyor.

Nifak planını "Türkiye demokrasisinde daha geniş ve daha hızlı bir çöküşü önlemek için mevcut en iyi seçenek olabilir." ifadeleriyle dile getiren yazar, bu hızlı geçiş sürecinin AB ve ABD tarafından da destekleneceğini belirtiyor.




Makalenin yazarı Soner Çağaptay, daha önce de "Erdogan's Empire: Turkey and the Politics of the Middle East" adlı bir kitap kaleme aldı.

Kitapta göze çarpan ifadeler şu şekilde:


"OTOKRATİK LİDER ERDOĞAN"
"2003'ten bu yana, Türkiye'nin "otokratik lideri" Recep Tayyip Erdoğan, Osmanlı padişahlarından modern Türkiye'nin kurucusu Atatürk'e kadar geçmiş Türk liderlerinin geleneğinde, Türkiye'yi büyük bir güç haline getirmeye çalıştı.



Erdoğan, yakın Türk tarihi bağlamında, ülkesini bağımsız bir Orta Doğu gücü olarak göstermeye çalışan alışılmışın dışında bir model seçti.

"EMPERYAL DIŞ POLİTİKA"
Bunu yaparken Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere geleneksel Batılı müttefikleri ile bağları kırmış ve Türkiye'nin Osmanlı döneminden Arap Ortadoğu ve Balkanlar'a erişimini yeniden sağlamayı amaçlayan emperyal tarzda bir dış politika benimsemiştir.

GAZETECİLERE BASKI YALANI YİNE DEVREDE!
Bugün, Erdoğan'ın yönetim tarzından kaynaklanan muhalefet ve gazetecilik özgürlüklerine yönelik iç baskılara ek olarak, Türkiye düşman bir dünyayla karşı karşıya. Ankara'nın Orta Doğu'da neredeyse hiç arkadaşı kalmadı ve yeniden dirilen tarihi rakiplerinin tehdidi ile karşı karşıya: Rusya ve İran.



ERDOĞAN KARŞITI LOBİDE YER ALIYOR
Soner Çağaptay AK Parti iktidarına karşı Türkiye'de askeri darbe daveti bile yapacak kadar ileri giden bir lobi şirketinin içinde faaliyet gösteriyor.

Çağaptay "İslam, Secularism and Nationalism in Modern Turkey: Who is a Turk?" adlı tez hazırlamıştı.
Atatürk'ten "diktatör" , "ırkçı", "faşist" olarak bahseden Çağaptay, TSK hakkında şu tanımlamayı yapmıştı: "Türkiye'nin en laik siyasi partisi" .
Soner Çağaptay yine tezinde, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulduğundan beri yapmayı beceregeldiği tek şey, Kürtlere, Alevilere ve gayrimüslimlere kan kusturmak" demişti.

TÜRKİYE'Yİ BATIYA KÖTÜLEME PEŞİNDE
Soner Çağaptay ABD medyasına, özellikle de Newsweek Dergisi'ne Türkiye hakkında yazılar gönderiyor. Bu yazılarda AK Parti'nin İslamcı bir parti olduğu, Türkiye'yi Batı'dan kopartarak dini bir ülke yapacağı tezini savunuyor.

DİKKAT ÇEKEN İSİMLERLE YAKIN TEMAS
Kemal Kılıçdaroğlu imzasıyla 2013 yılında "CHP'nin ABD Temsilcisi" sıfatıyla göreve başlayan Yurter Özcan'ın ABD'deki ilk işi 28 Şubat sürecinin mimarlarıyla bir araya gelmek olmuştu.

Özcan, lobi faaliyetlerine WINEP üzerinden başlamıştı ve Alan Makovsky, Soner Çağaptay, Michael Rubin, Morton Abramowitz, Henri Barkey gibi isimlerle yoğun bir trafik başlatmıştı.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN