Özgür Özel skandal sözlerle Diyanet'i ve 4 - 6 yaş Kur'an kurslarına saldırdı.
"ORTAÇAĞ DÜŞÜNCESİ"
Özgür Özel Sıbyan mektebi ve Kur'an kurslarını kastederek, "Orta çağ düşüncesini kurumsallaştırmanın ne faydası var" dedi. Diyanet'in okul öncesi kurumlar kurmasından rahatsız olan Özel, "Diyanet'in işi mi Milli Eğitim'in işi mi? Sıbyan Mektepleri'ni kurmuşlar kurumsallaştırıp zorunlu yapmaya çalışıyorlar." dedi.
BAŞKAN ERDOĞAN: BRE GAFİL...
Başkan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan, hedeflerinin Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapmak olduğunu belirtti. CHP'li Özgür Özel'in Kur'an kurslarını hedef alan skandal sözlerine tepki gösteren Erdoğan, "Bre gafil asıl çağ dışı olan sensin. Asıl gerici olan sen ve senin gibiler marjinal ideolojilerin at gözlüğünden bakanlardır." dedi. CHP'li Kılıçdaroğlu'nun helalleşme diye çıktığı yolda tek parti faşizmine geri döndüğünü dile getiren Erdoğan, "CHP Genel Başkanı bu skandalı karanlıkta ıslık çalarak geçiştiremez. Bunun bedelini ödeyecek." ifadelerini kullandı.
ORTAÇAĞ ZİHNİYETİ KENDİ KAFALARINDADIR
Söz konusu skandal olayla ilgili yazı yazan Erhan Afyoncu, "Günümüzde kendi tarihine ve değerlerine "Ortaçağ zihniyeti" diye hakaret edenler, tarihimizde böyle bir dönemin olmadığından bihaberler. İslam'ın "Ortaçağ"ı yoktur. "Ortaçağ zihniyeti" o dönemin Avrupa'sında ve bugün kendi değerlerinden utananların kafalarındadır" dedi.
Afyoncu'nun yazısı şöyle;
İslam dünyası, Batı'nın Ortaçağ'ı yaşadığı dönemde çok parlak bir medeniyete ve entelektüel hayata sahipti. Muhittin Macit, İhsan Fazlıoğlu, Mahmut Kaya, Yavuz Unat, Hüseyin Gazi Topdemir ve Bekir Karlığa'nın İslam medeniyetinin Avrupa'ya tesirleri konusunda önemli araştırmaları vardır. Ayrıca Thomas Bauer, "Neden İslam'ın Ortaçağ'ı Yoktu?", Frederick Starr ise "Kayıp Aydınlanma" isimli eserinde bu konuyu teferruatlı olarak anlatırlar.
TERCÜME DÖNEMİ
İslam medeniyeti, fetihlerle Bizans ve İran medeniyetleriyle karşılaştı. Komşu medeniyetleri anlama ve onlardan faydalanma yoluna gitti. İslam dünyası böylece o dönemdeki Hıristiyan dünyasından çok farklı bir yolda ilerledi. Avrupa'nın rağbet etmediği ve gündeminden düşürdüğü Antik Yunan'a ait bilgiler Arapça'ya aktarıldı.
İslam dünyasında ilk çeviriler, Emevi halifeleri döneminde başlasa da sistemli bir tercüme faaliyeti Abbasiler zamanındadır. Beytü'l-Hikme'nin kurulmasıyla önemli âlimler ve mütercimler burada toplandı. Aristo'nun, Öklid'in, Batlamyus'un, Galen'in ve Hipokrat'ın eserleri çevrildi. Beytü'l- Hikme'de yapılan tercüme ve bilimsel çalışmalar, İslam dünyasında bilimin ve düşüncenin gelişmesini sağladı.
BİLİMİN PARLAK GÜNLERİ
Tıp alanında parlak bir dönem yaşandı. Bağdat, Şam, Kahire ve Kurtuba'da hastaneler kuruldu. Hastalıkların türlerine göre ayrılan hastaneler aynı zamanda tıp okuluydular. Binalarda dershaneler ve kütüphaneler de mevcuttu. Derslerde Hipokrat'tan İbn Sina'ya kadar önemli âlimlerin eserleri okutuluyordu. Eğitimin sonunda yeterli olanlar hekim diploması alıyordu
İbn Sina'dan Ebu Bekir Razî ve İbn Nefis'e kadar birçok büyük hekim önemli buluşlara imza attılar. İbn Sina bütün tıp tarihinin en önemli ismiydi. İbn Nefis, Galen'i eleştirerek kalbin anatomisi konusundaki eksikliklerini ortaya koyup küçük kan dolaşımını keşfetti.
İslam dünyasında tıp eğitimi ve hastanelerin yanında ilaç yapımı da gelişti. Razî ve Birunî gibi âlimler, mineraloji ve farmakolojiyle uğraştılar. Endülüslü İbnü'l-Baytar'ın üç kıtayı gezip, bitki toplayıp inceleyerek yazdığı eserler ilaç yapımı ve kullanımı alanında başucu kitapları oldular.
Muhammed bin Musa el-Harizmî, "cebir"i müstakil olarak ele aldı. Cebir, Harizmî ile denklemler bilimi oldu. Harizmî dışında da İslam dünyasında geometri ve aritmetik alanında birçok önemli âlim önemli buluşlar yaptı.
Yazının devamı için tıklayınız