BAĞIMSIZ YARGIYA SALDIRDI
Saymaz, İBB'de yaşanan ihale vurgunlarından hiç bahsetmeyerek bunun yerine bağımsız yargı organlarının açtığı terör davaları, devletin kurumlarının başlattığı soruşturmalar üzerinden savunmaya geçti.
SKANDALA KOMİK SAVUNMA
Bununla yetinmeyen Saymaz, İETT'de yaşanan arıza ve kazalarla ilgili medyanın verdiği haberleri itibarsızlaştırmaya çalıştı. Her gün bozulan araçları görmeyen bunun yerine haberleri hedef alan Halk TV'nin tetikçisi, "Hemen hemen her gün bir metrobüs ya da bir otobüsün kırmızı ışığı geçtiği yahut bir durağa erken girdiği yahut yolda giderken birdenbiri fren balata sisteminin bozulduğuyla ilgili haberler var." dedi.
İMAMOĞLU VE KILIÇDAROĞLU ARASINDAKİ MEDYA SAVAŞI
Konuyla ilgili Sabah gazetesi yazarı Mahmur Övür 16 Ocak pazar günü kaleme aldığı yazısında, "Medya kavgasını İmamoğlu'nun kazandığı çok açık... Ama karşısında hafife alınmayacak, CHP gibi köklü bir partinin genetiğini bozan, güçlü aktörlerini bile devre dışı bırakan bir Kılıçdaroğlu var. Küresel güç merkezleri devreye girmezse onu atlatmak hiç kolay olmayacak." ifadelerini kullanmıştı.
İşte Övür'ün o yazısı;
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu görmezden gelse de, daha doğrusu görülmesini istemese de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile arasındaki kavga giderek büyüyor.
Kılıçdaroğlu, her ne kadar, "Başkanlar görevini yapsın" veya "İstanbul'u kaybetmeyi göze alamayız" dese de İmamoğlu dinlemiyor ve bildiğini okumaya devam ediyor. Sadece o da değil, onu destekleyenler de öyle yapıyor. Bu açıdan özellikle medyada büyük bir kavga yaşanıyor.
Bu kavga öyle gizli saklı da değil, adını da bizzat kendileri koydu:
"Kemalciler-Ekremciler..."
Bu fotoğrafı en net biçimde, muhalefeti destekleyen kimi içeriden kimi dışarıdan fonlanan "solcu-laik" medyada görüyoruz.
Gazeteci Murat Sabuncu, "Endişem var" diyerek şöyle bir tespit yapıyor:
"Parti içinde cumhurbaşkanlığı adaylığı için Kemalciler-Ekremciler diye bir ayrım olmaya, hatta büyümeye başladı. Genel merkezde, il örgütlerinde, belediyelerde..."
Gazeteci kaygısını da şöyle özetliyor: "Kemal Bey aday olur genel başkanlıktan ayrılırsa genel başkanlık yarışı başlar ve cumhurbaşkanlığı seçimi riske girer."
Kısaca, Kemal Bey'e "Aday olma" diyor.
Gördüğünüz gibi artık "Medyamız yok" diye ağlaşmıyorlar, medya üzerinden kavga ediyorlar.
Bu konuda Ekremciler'in, Kemalciler'e fark attığını da söylemeliyim.
Çünkü İBB alındıktan sonra İmamoğlu, medyayı ele geçirmek ve yeni medya mecraları oluşturmak için harekete geçti, hatta şehrin arıtma sistemiyle, depreme hazırlıkla uğraşmak yerine İstanbul'un kaynaklarını pervasızca tanıtım ve medya için kullandı.
AK Parti İBB Grup Başkanvekili Tevfik Göksu'nun feryadının nedeni de buydu:
"Reklama para var ama dönüşüme yok..."
Bu bir strateji... Bu stratejiyi de İmamoğlu'nun medya ekibi Murat Ongun, Şükrü Küçükşahin ve Soner Yalçın yürütüyor.
Ekip, İmamoğlu'nun desteklenmesini her şeyden daha önde tutuyor. Bunun için de televizyonlara, gazetelere, haber sitelerine, sosyal medya mecralarına inanılmaz kaynak aktarılıyor.
Aslında Kılıçdaroğlu da Erdoğan Toprak, Tuncay Özkan ve Halk TV üzerinden benzer bir strateji izledi. Hatta ciddi paralar harcandığını bizzat Kılıçdaroğlu'nun avukatı (CHP'den ayrılıp Muharrem İnce'nin partisine gitti) Mustafa Kemal Çiçek açıklamıştı:
"Son 3 yılda sorumsuzca harcanan 650 milyonun önemli bir kısmının kime, hangi yayın organlarına, anket-araştırma şirketlerine verildiğini soramamak, siyasi ahlaksızlığın ve vicdansızlığın tam da kendisidir."
Ancak Kılıçdaroğlu'nun bu çabası işe yaramadı ki bugünlerde fondaş medya büyük oranda onu değil, İmamoğlu'nu destekliyor.
Sözcü, Fox TV, Tele 1, Odatv, daha ilginci Halk TV ve programcıları açık açık İmamoğlu'nun aday olmasını istiyor. Tabii bunlara Zülfü Livaneli gibi açık destek veren sanatçıları da eklemek gerekiyor.
Kılıçdaroğlu'na ise kısmen KRT televizyonu ve Barış Yarkadaş gibi bir iki gazeteci dışında pek destek veren yok.
Bu ikili arasında şimdi ciddi bir Cumhuriyet Gazetesi kavgası da yaşanıyor. Gerçi İmamoğlu oraya da destek veriyor ama gazete henüz açık tavır koymuş değil. Ancak Mine Kırıkkanat gibi Kılıçdaroğlu'na "Dosyası var" diye aba altından sopa gösteren yazarları da giderek artıyor.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN