Başkan Recep Tayyip Erdoğan NTV- Star ortak yayınında gazeteciler Seda Öğretir, Nazlı Çelik, Ahmed Arpat ve Hasan Basri Yalçın'ın sorularını yanıtladı.
Erdoğan iç ve dış politikaya ilişkin çok önemli değerlendirmeler yaptı.
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Kar yağışını ben doğrusu bir bereket olarak görüyorum. Asla bir felaket olarak telakki etmiyorum. Hep yağmur yağmur diye bekledik. Şimdiyse kar yağışı gelince farklı bir yaklaşım ortaya koymaya başladık. Karın sebep olduğu ulaşım sıkıntılarına karşı gerekli tedbirleri almak elimizde.
İstanbul'a yakışmayacak görüntüler ortaya çıktı. Sizler eğer tuzlanmayan yollarda araçlar kilometrelerce kuyruk oluyorsa herhalde bunun sorumlusu, sorumluları vardır.
Gereken yol açma ve tuzlama çalışmalarının yapılmamasından kaynaklandı. Bunu yapmayanlar belli. Bu tam anlamıyla basiretsizliktir.
Ne yazık ki daha önceki uygulamaları bile devam ettiremeyen bir yönetim elinde İstanbul. Biz, İstanbul'umuzu kaderine terk edemeyiz.
"GECE 3'E KADAR BİZZAT TAKİP ETTİM"
Çalışmaları koordine etmeleri için İçişleri ve Ulaştırma bakanlarımı İstanbul'a gönderdim.Karayolları Genel Müdürlüğümüz, Meteoroloji ile irtibatlı olarak sorumluluğunda bulunan yollarda gereken önlemleri aldılar. Ben gece saat 03.00'e kadar işi takip ettim.
Burada doğru olmayan ifadeler var. Söylemek istemem ama bir yalan söz konusu. İBB kalkıp Cumhurbaşkanlığından veya Plan Bütçe Başkanlığından talepte bulunur, incelemeler yapılır ve gereken karar alınır. Bunların ödeme süreçleri de bellidir. Şehri yönetme kabiliyetleri olamayanlar engelleniyoruz diyor.
"ENGELLENİYORUZ İDDİALARI KOSKOCA BİR YALANDIR"
İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere muhalefet belediyelerine bütçeden ayrılan paylar 2019'dan bu yana iki kat artırılmıştır. AK Parti ve MHP belediyelerindeki artış aynı orandadır.
"BELEDİYELER KENDİ BÜTÇELERİNİ KENDİLERİ OLUŞTURUR"
Mesele genel bütçeden alınan payın adaletsiz ve haksız dağıtımı değildir. Tam tersine bu konuda adil, hakkaniyetli ve hukuka uygun dağılım söz konusudur.
Ülkemizdeki tüm belediyeler kendi bütçelerini kendileri oluştururur. Nereye ne kadar harcayacaklarına karar verir. Ben de Belediye Başkanlığı yaptım. Böyle kar, tipi olacak Erdoğan evde yatacak. Yok öyle bir şey!
İş yapmak istiyorsanız kimse sizin önünüzü kesemez. İstanbul'da 2014-1019 döneminde 22 borçlanma dosyası gelmiş, CHP hayır oyu vermiştir. Bunların için tüm metro projeleri vardır. CHP yönetimi ise 50 borçlanma dosyası getirmiş, AK Parti grubu sadece birine hayır oyu vermiştir.
"BELEDİYEYİ BORÇ BATAĞINA SOKMUŞLARDIR"
Burada mesele parti değil kanun, usul meselesidir. Ülkenin ve şehrin kaynaklarını doğru kullanma hassasiyeti meselesidir. Biz kimseyi engellemiyoruz. Onlar beceriksizlikleri, kötü yönetimleri sebebiyle belediyeyi borç batağına sokmuşlardır.
Bunlardan eser ve hizmet beklemek beyhude bir gayrettir. Biz Marmaray'ı yaparken önünümüze CHP zihniyeti çıktı. Bu nedenle Marmaray'ı üç dört yıl geç bitirdik. Aynı şey Avrasya Tüneli için geçerli. Eser ve hizmet siyasetinin nasıl yapılacağı önemli, o da bizim marifetimiz.
Kanuna göre Büyükşehir Belediyeleri bütçe gelirlerinin bir buçuk katı kadar borçlanabilir. Bu yeni değil, 2005'ten beri var. İBB'nin Mart 2019'daki borç tutarı 28,5 milyar liraydı. Bunun 6 milyarı kendi kurumları arasındaki borç alacak ilişkisinden, bilanço borcundan oluşuyordu. 2022 için öngörülen borçlanmalarla bu rakam 73 milyar liranın üzerine çıkacak.
İstanbul'da beceriksiz ve liyakatsiz yönetim sebebiyle belediyenin öz gelirleri yok edilmiş, giderlerin tamamı merkezi yönetimden gelen parayla karşılanmaya çalışılmıştır.
Maalesef İBB adeta 1994 yılında bizim devraldığımız döneme geri dönmüştür. Rabbim 2024'e kadar İstanbul halkının yardımcısı olsun.
İRAN'IN DOĞALGAZ KESİNTİSİ: BORCUMUZ SÖZ KONUSU DEĞİL
Şimdi biz İBB değiliz. İran'a borcumuz söz konusu değil. Tam aksine, bu iddialar yalandır.
İran Cumurbaşkanı ile görüştüm. En kötü şartlarda bir on gün esneme yaparsak atlatırız dedi. Öyle zannediyorum ki fevkalade bir durum olmadan on bilemediniz on beş gün içinde doğalgaz akışı devam edecek.
ELEKTRİKTE KADEMELİ FATURALANDIRMA
Dünyada elektrik üretiminin ana hammadeelerinden olan kömür beş, doğaşgaz fiyatlarında on kat artış söz konusu. Özellikle fiyatlarda sübvansiyon halen mevcuttur.
Vatandaşlarımızın elektrik faturlarında yüzde 50, doğalgazda yüzde 75 sübvansiyona gidilmiştir. 2022'de benzer sübvansiyonlar devam edecektir.
Aylık 150 kilovatsaat miktarı, günlük 5 kilovaatsaatten hareketle oluşuyor. Kademeli tarifenin amacı elektiriğin verimli kullanılmasını teşvik etmek. Uygulama yeni başladı, önümüzdeki günlerde takip edilecek.
MERKEZ BANKASI'NIN FAİZ KARARI
Üretim odaklı ihracat ve istihdamı artırmak hep önceliğimiz oldu. Nihai amacımız olan dengeli ve sürdürebilir büyümeye kesinlikle ulaşacağız.
Yüksek faiz ortamının orta uzun vadede kırılganlık oluşturduğu aşikar. Bu ortamda kaynaklarımız üretime gitmiyor. Ülkemizin gelişmesine ket vuruyor. Bu sebeple düşük faiz ortamında kaynaklarımızı üretim, istihdam, ihracat ve büyüme olarak kullanmak istiyoruz.
Bu modelle birlikte ülkemiz daha güçlü hale gelecek, ekonomimiz spekülatif ve manipülatif müdahalelerden daha az etkilenecektir.
"ÖZEL BANKALAR FAİZLE SÖMÜRÜ ÇARKINI DEVAM ETTİRİYOR"
Özel bankalar kredide yüksek faizle sömürü çarkını devam ettiriyor. Bundan rahatsız olacak özel sektör bankaları ama bunu söylemeye mecburum. Ama siz böyle yaparsanız gideceği yer kamu bankasıdır. Faizden medet umulmasını kesinlikle doğru bulmuyoruz.
Tüm dünyada enflasyonist baskılar arttı. Maliyet enflasyonuna yol açan gelişmeler diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de etkili oldu.
ABD, Batı enflasyonla mücadeleyi başaramıyorsqa kendi ülkemizde duruma bu şekilde bakmamız lazım. Enflasyonla mücadele önceliğimizdir. Enflasyonun olumsuz etkilerini vatandaşlarımıza asgari düzeyde yansıtmak amacıyla gerekli adımlar atılıyor.
Para poltikasının etkinliğinin sınırlı kaldığı arz şoklarında alınacak tedbirler bütüncül bir bakış açısıyla gözden geçiriliyor.
Muhalefetin bugüne kadar iktidar olarak şu 20 yıl içerisinde bizim hangi yaptığımıza doğru dediler? Biz şehir hastanelerini yaptık, Marmaray'ı yaptık, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü inşa ettik, Osmangazi Köprüsü'nü yaptık doğru mu dediler?
"KUR KORUMALI TL MEVDUATI 203 MİLYAR LİRAYI AŞTI"
Türk lirası cinsinden enstrümanları artırmak, vatandaşlarımızın kur oynaklığında mağdur olmaması adına kur korumalı TL mevduat sistemini uygulamaya aldık. 25 Ocak itibarıyla 203 milyar lirayı aşmış durumda. 58 milyar lirası da döviz hesaplarından dönüşen tutar.
Ekonomi programımızda özellikle KDV'de etkinliği, adaleti ve basitleştirmeyi sağlamak amacıyla çalışmalar yapılacağı yönünde karar almıştık. KDV konusunda da Hazine ve Maliye Bakanlığımız şu anda çalılmalarını yürütüyor. KDV oranlarının sadeleştirilmesi, oran farklılıklarının giderilmesi yönünde çözüm önerileri alınıyor. Atılması gereken adımlar varsa o adımları gerçekleştireceğiz.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI ÇIKAR MI?
Bölgede bir savaşı doğru bulmamız mümkün değil. Bölgemizde barış ve istikrar istiyoruz. Her iki ülkenin de Türkiye'nin samimiyetinin, iyi niyetinin farkında olduğunu düşünüyorum. İki bölge ülkesinini birbiriyle savaşmasının ne taraflara ne de bölgeye bir getirisi olamaz.
Liderleri misafir edip barışın yolunu çabiliriz. Daha fazla savaş, daha fazla acı istemiyoruz.
"PUTİN'İ DE ÜLKEMİZE DAVET ETTİK"
Ülkemiz Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine en başında beri destek verdi. Rusya'nın Kırım'ın ilhakı başta olmak üzere Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne yönelik adımlarına karşı net bir tutum sergiledik.
Biz şu anda sayın Putin'i de ülkemize davet ettik. İki lideri arzu ederlerse ülkemizde bir araya getirerek, barış ortamının yeniden tesisine giden yolu açabiliriz.
Şu an bizim arzumuz diyalog ve diplomasi yoluyla mevcut krize bir çözüm bulunmasıdır. Hem Rusya hem Ukrayna'ya yapıcı ve itidalli davranmaları yönünde çağrılarımızı sürdürüyoruz.
Türkiye NATO üyesi olmanın gereklerini yerine getirecek.
Türkiye olarak biz de örneğin Suriye, Libya meselelerinde kampanyaların hedefi haline getirilmek istendik. Suriye'nin kuzeyinde teröre karşı gerçekleştirdiğimiz harekatlar, PKK/YPG terör örgütüyle haklı mücadelemize yönelik dezenformasyon kampanyaları oldu.
SEZEN AKSU AÇIKLAMASI
Benim Çamlıca Camii'ndeki sözlerimin muhattabı Sezen Aksu değildir. Sezen Aksu Türk müziğinin önemli bir ismidir, eyvallah. Diğer taraftan ben ülkenin Cumhurbaşkanı olarak insanımızın hangi inançtan olursa olsun dini değerlerine yani kutsalına laf edilmesine müsaade etmem.
Burayı birbirinden ayırmamız lazım. İnsanımızın kutsallarına yönelik hassas bir duruşum var. Bunu da herkes bilir. Dilini koparma ifadesini bir kişinin şahsına değil, kutsallarına karşı hakaret dönük bir tavır olarak ifade ettim.
Özgürlüğün sınırları hakaret etmek, rencide etmek ya da kutsallara kötü sıfatlar yakıştırmak değildir.
SEDEF KABAŞ TEPKİSİ
Buradaki hakaret her şeyden önce şahsımla ilgili değil, temsil ettiğim makama yöneliktir. Devletin, devleti yöneten Cumhurbaşkanının ve Cumhurbaşkanlığı makamının hedef alınması söz konusu. Biz Cumhurbaşkanlığı makamının ve millet iradesinin izzetini korumakla yükümlüyüz. Bulunduğum makam bunu gerektiriyor.
Hukuk neyi gerektiriyorsa, sonucu ne olursa olsun burada gereği yapılacaktır. Siyasette elbette eleştiri olur. Ancak bu temiz bir dille olmalıdır.
"AHIR BENZETMESİ EDEPSİZLİKTİR"
Bunu ben mi söylüyorum? Hayır. TCK'nın 299. maddesi Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenliyor. Cumhurbaşkanlarına hakaret etmek her ülkede suçtur. Bu suç cezasız kalmayacaktır. Bunun ifade özgürlüğüyle de bir alakası yoktur.
Milletin evi dediğimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin yönetim merkezine 'ahır' benzetmesi tümüyle bu aziz millete hakarettir, edepsizliktir.
CHP'nin, 'Cumhurbaşkanına hakaret maddesinin kaldırılması' teklifi tam bir garabet.
Bu makamların şerefini, saygınlığını biz bu aziz milletle birlikte koruyacağız. Hemen hemen bütün ülkelerde Cumhurbaşkanlarına, devlet başkanlarına hakaret etmek suçtur. Bunların Tayyip Erdoğan nezdinde hakaret ettikleri milletin ta kendisidir.
AKŞENER'E TEPKİ
Öcalan'ın bırakılması sözü yalandan ibarettir. Onu aslında Abdullah Öcalan'a sormak lazım.
Öcalan'ın Demirtaş'ın oradan verdiği mesajlarından rahatsız olduğu ortada bir gerçek. Terör örgütü PKK elabaşını bırakacak tek bir iktidar olur, o da HDP'nin içinde olduğu zillet ittifakı başa gelirse böyle bir şey olabilir.
HDP'nin teröristbaşı ile ilgili heykelini dikeceğiz vaadini hatırlayın. Terör örgütlerine sırtlarını yasladıklarını nasıl açık açık söylediklerini hatırlayın.
NECİP HABLEMİTOĞLU SUİKASTİ
Bunu şimdi ilk edefa bu programda açıklayacağım. Merhum Hablemitoğlu FETÖ'nün devlet içindeki kadrolaşma çalışmalarını anlatan Köstebek isimli kitabını yayınlayamadan 18 Aralık 2002'de öldürülmüştü. Milli İstihbarat Teşkilatımız uzunca süredir bu suikastın katil zanlılarından olan Nuri Gökhan BOzkır'In izini sürüyordu. Bu şahıs kırmızı bültenle aranıyordu.
Kaçtığı yurt dışında 2015 yılından itibaren FETÖ medya organlarına ülkemiz aleyhine asılsız iddilarda bulunuyordu. İstihbaratımız bu kişinin Ukrayna'da saklandığını tespit etti. Bu şahsın yakalanarak ülkemize getirilmesi konusunda "Bu ülkenizdedir, bize verin" dedik. İstihbarat Teşkilatımızın yakın markajıyla bu iş neticelendi. FETÖ ile irtitabtı yanında DEAŞ'a silah ve mühimmat temin ettiği bilinen birisi.
MİT katil zanlısı Nuri Gökhan Bozkır'ı Ukrayna'da buldu. Bu kişi Hablemitoğlu cinayeti zanlısı olarak şu anda ülkemiz yargısına hesap veriyor.
Dünyanın neresine giderseniz gidin Türk adaleti önüne gelip hesap vermekten kurtulamayacaksınız.
EKONOMİDE ALINAN TEDBİRLER
Ekonomide önemli bir değişimi hayata geçirirken, her kesimden insanımızın yaşadığı sıkıntıları bertaraf etmek için de kapsamlı sosyal politikalar geliştiriyor ve bunları da uyguluyoruz. Bilindiği gibi Aralık ayında asgari ücrette yüzde 50'nin üzerinde net artış yaptık.
Bununla kalmadık, çalışanların ücretlerinin asgari ücret seviyesindeki kısmının gelir ve damga vergisinden muaf tutulması uygulamasını başlattık.
Yıllık enflasyon yüzde 36 oranında gerçekleştiği için memurların ve emeklilerin gelirlerinde bunu uygun artışlara gittik. Altını çizerek söylüyorum, yıllık değil altı aylık dilim için memur ve emeklilerimizin gelirlerinde yüzde 31 artış sağladık.
Asgari ücret düzeyindeki gelirlerin vergi dışı kalmasıyla elde edilen yakaşık 300 liralık ilaveyle birlikte bu destek oranı daha da yukarı çıkıyor. Böylece memur ve emeklilerimize ciddi bir ilave sosyal destek vermiş olduk.
Ayrıca 67 liradan aldığımız ve 1500 liraya kadar çıkardığımız en düşük emekli aylığını 2500 liraya yükselttik. Kimi emeklilerimizin maaşındaki artış oranı enflasyonun üzerine çıkarak yüzde 60'ları buldu.
KAMU İŞÇİ MAAŞLARINA EK ZAM
Şimdi burada bir müjde de işçilerimizin toplu sözleşmelerde aldıkları zammın üzerine ortaya çıkan enflasyon farkı zaten eklenecektir.
Buna memur sözleşmesinde yaptığımız gibi yüzde 2,5'luk bir ilave artış daha ilave ediyoruz. Böylece işçilerimizin ücretlerinde yüzde 28'i bulan bir artış sağlamış oluyoruz.
Yaklaşık 700 bin kamu işçisini doğrudan ilgilendiren bu artış için gereken düzenleme kısa sürede yapılacaktır. Özel sektörün de kendi çalışanları için benzer bir iyileştirmeye gideceğine inanıyorum.
İSRAİL VE KÖRFEZ ÜLKELERİ
14 Şubat'ta BAE ziyaretiyle yeni bir döneme girilecek.
Son dönemde Körfez ülkeleriyle ilişkilerimizde güzel bir ivmeyi yakaladık. Bunda bölgede ortaya çıkan yeni dinamiklerin rol oynadığına inanıyorum. Diyalog ve uzlaşıyı önceleyen yeni bir döneme girildi. Bu yeni ortamda ülkemizin Körfez'e yönelik ilkeli ve iyi niyetli tutumumun artk daha iyi anlaşılmaya başladığını görüyorum.
İsrail'le de doğalgaz dahil her konuda adım atmaya hazırız. Sayın Hertzog'un Şubat ayı başlarında bir ziyareti olacak.
Netice itibarıyla karşılık faydaya, ortak çıkarlara dayalı yeni bölgesel işbirliği döneminin eşiğinde olduğumuza inanıyorum.
ABD İLE YAŞANAN F-35 SORUNU
Bizim kimden ne alacağımızın kararını bizim dışımızda birileri vermeyecek. Kimse bize sorarak kendi ülkesinin savunma sistemlerini oluşturmuyor. Biz de kendi savunma sistemlerimizi oluştururken birilerine sormayacağız.