ÖRGÜT ELEBAŞININ TALİMATI SONRASI ANKARA'DA TOPLANTI
İddianamede, örgüt elebaşından doğrudan alınan talimat sonrası örgütün emniyet ve yargı imamlarının ülkeye geri dönüşlerinin akabinde Ankara Kızılcahamam'da toplantı tertip edildiği belirtilerek, örgüt hiyerarşisi gereği FETÖ elebaşının talimatının emniyet birimlerine iletilmesinin örgütün "Marmara Bölge İmamı" olan "Arif" kod adlı sanık Ali Rıza Tekinkaya tarafından organize edildiği ifade edildi.
İddianamede, söz konusu toplantıya örgütün sözde emniyet, yargı ile MİT imamlarının katıldığının ve toplantıya katılanlar arasında Rus Büyükelçi Andrey Karlov suikastine ilişkin davada firari sanık olan Murat Tokay ve Ahmet Kılınçarslan ile ABD'deki Hakan Atilla davasının hakimi Richard Berckman'ı 2014 yılında İstanbul'da ağırlayan hukuk bürosunun ortağı Murat Karkın'ın da olduğunun belirlendiği aktarıldı.
İddianamede yer alan bilirkişi raporunda, "13 Ocak 2012'de Diyarbakır DTP il binasında yapılan aramada ele geçirildiği iddia edilen Oslo'daki görüşmelere ait ses kayıtlarının olduğu harddiskleri FETÖ'nün yerleştirdiği" belirtildi.
"HAKAN FİDAN GELSE, KESİN TUTUKLANACAKTI" İFADESİ
İddianamade, hakkında takipsizlik kararı verildiği belirtilen eski polis memuru Ş.E'nin, olayın vahametini gözler önüne seren şu ifadesi yer buldu:
"Tam kesin tarihini bilmemekle birlikte şubatın ortalarında büro amir yardımcısı Ayhan Albayrak (sanık) bir konuşmasında 'Hakan Fidan ifadeye gelseydi Sadrettin Savcı tarafından kesin tutuklanacaktı.' dediğini hatırlıyorum."
İddianamede, meslekten ihraç edilen savcılar Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya hakkında ise Yargıtay'da aynı konuyla ilgili yargılandıkları için takipsizlik kararı verildiği hatırlatıldı.
DAVA SÜRECİ VE İLK TAHLİYELER
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 10 Mart 2020'de iddianameyi kabul etmesiyle, firari örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in yanı sıra, olay tarihinde örgütün "yargı imamı" olan İlyas Şahin ve "emniyet imamı" olan Çetin Özgür ile dönemin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Serdar Bayraktutan'ın da aralarında bulunduğu 15'i firari, eski emniyet müdürlerinin aralarında olduğu 14'ü de tutuklu 34 sanığın yargılanmasına Silivri'deki büyük duruşma salonunda başlandı.
Mahkemenin 22 Haziran 2020 tarihli ilk duruşmasında, iddianame ekinde yer alan belgelerin, milli savunmaya ve milli güvenliğe ilişkin devlet sırrı olabilecek nitelikte olmaları gerekçesiyle devlet sırrı sayılmasına karar verildi. Ayrıca MİT'i temsil eden avukatın talebi üzerine, kamu güvenliğini tehlikeye sokabilecek belge ve bilgilerin ortaya çıkmasını engellemek adına, duruşmaların kapalı yapılmasına ve duruşma içeriğiyle ilgili yayın yasağı getirilmesine de hükmedildi.
Yargılama sürecinde mahkeme, Fetullah Gülen ile olay tarihinde örgütün "yargı imamı" olan İlyas Şahin, "emniyet imamı" olan Çetin Özgür, "MİT mahrem hizmetler imamı" olan Murat Karabulut, "Marmara bölge imamı" olan Ali Rıza Tekinkaya ve dönemin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdür Yardımcısı Serdar Bayraktutan'ın da yer aldığı 15 firari sanık ile 1 tutuksuz sanığın dosyasını ayırdı.
Kapalı yapılan 10 Aralık 2020 tarihli duruşmada, tutuklu yargılanan Aykut Güçlü, Oğuzhan Ceylan, Fazıl Adnan İzgi, Mehmet Deveci, Veli Tuluy ve Erkan Ünal'ın, "yargılamanın geldiği aşama, tutuklulukta geçirdikleri süre, kaçma şüphesinin bu aşamada bulunmaması, savunmalarının alınmış olması ve delilleri karartma şüphelerinin ortadan kalması" nedenleriyle adli kontrol şartıyla tahliyelerine karar verildi.
MÜTALAADA İSTENEN CEZALAR
Davanın 15 Ocak 2021 tarihli duruşmasında savcı, esasa ilişkin mütalaasını mahkemeye sundu.
Mütalaada, sanıklardan eski emniyet müdürleri Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer, Kazım Aksoy, Erol Demirhan, Nuh Mehmet Damgacı, Ayhan Albayrak, Oğuzhan Ceylan ve Erkan Ünal'ın, "hükümete yönelik darbeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "resmi belgede sahtecilik" ve "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçlarından da 12 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Sanıklardan gazeteci Mustafa Gökkılıç'ın da "hükümete yönelik darbeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçundan 4,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istenen mütalaada, sanıklar Faik Şaşmaz, Fazıl Adnan İzgi, Mehmet Deveci ve Veli Tuluy'un ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 15'er yıla kadar mahkumiyetleri talep edildi.
Mütalaada ayrıca, sanık Aykut Güçlü'nün "hükümete yönelik darbeye teşebbüs" suçundan, diğer sanıklar Sebahattin Kaplan, Musa Metin, Bilal İrice ve Ahmet Kılınçarslan'ın da "hükümete yönelik darbeye teşebbüs" ve diğer suçlardan beraatleri yönünde karar verilmesi istendi.
YENİ İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 19 Şubat 2021'de, 7 Şubat "MİT kumpası"na ilişkin, FETÖ'nün İstanbul bölge temsilcisi olduğu belirtilen firari şüpheli Ahmet Hamdi Parlak hakkında yeni bir iddianame hazırlandı. İddianamede, örgütün kamu yapılanması ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimine giden süreçte gerçekleştirilen kumpas eylemlerine ilişkin önemli tespitler yer aldı.
Londra'da ikamet ettiği belirlenen şüpheli Parlak'ın, "hükümete yönelik darbeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, diğer suçlardan da 57 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianame, İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ana davayla birleştirildi.
10 SANIĞA AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI
Mahkeme, ayırma ve birleştirme kararlarında sonra 8'i tutuklu 18 sanık üzerinden devam eden yargılamada, 3 Mart 2021'deki duruşmada hükmünü açıkladı. 15 sanık hapis cezasına çarptırıldı, 3 sanık beraat etti.
Heyet, sanıklar eski emniyet müdürleri Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer, Kazım Aksoy, Erol Demirhan, Nuh Mehmet Damgacı ve Ayhan Albayrak ile örgütün "emniyet mahrem imamları" olduğu belirtilen Sebahattin Kaplan, Musa Metin, Bilal İrice ve Ahmet Kılınçarslan'ı "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini engellemeye teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı.
Sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Kazım Aksoy, Erol Demirhan ve Ayhan Albayrak'ı ayrıca hiyerarşik bir silsileyle "nitelikli resmi belgede sahtecilik" suçunu işledikleri gerekçesiyle 9'ar yıl hapis cezasına çarptıran heyet, bu 10 sanık hakkında, "silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" ve "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlarından, yasa gereği hüküm verilmesine yer olmadığı, "devletin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla temin etme" ve "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçlarından ise beraat kararı verdi.
Sanıklar eski polisler Oğuzhan Ceylan, Veli Tuluy, Fazıl Adnan İzgi ve Erkan Ünal'ı "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6'şar hapisle cezalandıran heyet, gazeteci sanık Mustafa Gökkılıç'ı "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "soruşturmanın gizliliğini ihlal" suçlarından 8 yıl 4 ay hapse mahkum etti.
Mahkeme heyeti, sanık Faik Şaşmaz hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan "örgüt yöneticiliği" suçundan yargılandığı bir başka mahkemede beraat etmesi ve bu kararın kesinleşmesi nedeniyle davayı reddederken, diğer suçlardan ise beraatini kararlaştırdı.
Diğer sanıklar Mehmet Deveci ve Aykut Güçlü'nün de tüm suçlardan beraatine karar veren heyet, "darbeye teşebbüs" suçundan cezalandırılan sanıklar Bilal İrice, Ahmet Kılıçaslan, Musa Metin ve Sebahattin Kaplan'ın hükmen tutuklanmasına, yattıkları süreye göre sanıklar Faik Şaşmaz ile Mustafa Gökkılıç'ın da adli kontrolle tahliyesine hükmetti.
GEREKÇELİ KARARDA ÇARPICI TESPİTLER
Mahkeme heyeti, kurduğu hükümle ilgili gerekçesini de 17 Haziran 2021'de taraflara sundu.
Gerekçeli kararda, kumpasla ilgili, "MİT başkanı ve kurumda çalışan bazı personelin tutuklanmasına yönelik bir girişim olan ve kamuoyunda '7 Şubat krizi' olarak bilinen hadise, dönemin MİT imamının, MİT'in başına FETÖ mensubu bir şahsın atanması arayışları çerçevesinde düzenlenen bir operasyondur." ifadesi kullanıldı.
FETÖ'nün geçmişte izlediği, "Türkiye'nin terör örgütleriyle ilişkili olduğu" minvalindeki kara propaganda faaliyetlerini halen yurt dışında sosyal medya başta olmak üzere çeşitli platformlar üzerinden PKK dışındaki farklı terör örgütleri üzerinden de sürdürdüğü belirtilen kararda, "Örgütün kara propagandasını örgüt fark etmeksizin sürdürmesi, delillere dayanmaksızın her argümanı 'Türkiye'ye zarar verme' hedefiyle gündeme taşıdığını göstermektedir" denildi.
Kararda, şu tespitler de yer buldu:
"Devletin MİT eliyle bir istihbarat faaliyeti olarak bahsi geçen görüşmeyi (Oslo görüşmeleri) yapması doğaldır, olağandır ve hatta zaman zaman zaruridir... Bu görüşmelerin yapılması suç da değildir ve fakat bu görüşmelerin ülkemiz aleyhine olacak ve kullanılacak şekilde sızdırılması suç teşkil etmektedir ki bu siyasal ve askeri casusluk suçuna vücut verir. Oslo görüşmelerinin kendisi de bir istihbarat faaliyetidir. Birtakım retoriklere ihtiyaç duyulması olağan sayılmalıdır. Olağandışı olan ise bunu bir siyasi iktidara, devlete ve devlet adına istihbarat faaliyeti yürüten kuruma ve görevlilerine yönelik saldırının malzemesi olarak kullanmaktadır. FETÖ'nün emniyet yapılanmasının hazırladığı ve mutfağında İstanbul TEM Şube müdürlüğünün bulunduğu bu operasyonlardan yola çıkılarak örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in MİT'i ele geçirme amacı, KCK operasyonlarında elde edilen M.Ö'nün beyanı ile gerekli algı ve yetkiyi yaratmakta zayıf kalmış, bunun taçlanması için ele geçirilen Oslo ses kayıtları bu sefer hedefe Hakan Fidan, Afet Güneş ve Emre Taner'i taşımıştır. Müdahil Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın o dönem Başbakan olarak soruşturmaya izin vermemesi ile bir nevi ilk darbe girişimi sonuçsuz kalmıştır. Kendilerini açılım politikası sonrasında yaşanan kaotik olayların hedefi olarak istismar eden örgüt, aynı zamanda Kobani olayları ve hendek süreci olarak bilinen süreçte PKK terör örgütü ile yan yana kol kola olmaktan da geri durmamıştır."
DOSYANIN YARGITAY'DAKİ İNCELEMESİ SÜRÜYOR
Davanın temyiz edildiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi (istinaf), FETÖ 15 sanık hakkında yerel mahkemece verilen mahkumiyet kararlarını hukuka uygun buldu.
Delillerde ve işlemlerde bir eksiklik olmadığına, ispat bakımından da değerlendirmenin yerinde olduğuna karar veren daire, bu nedenle sanıkların yaptığı istinaf başvurularını esastan reddetti.
Daire tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına da hükmetti.
Dosyanın Yargıtaydaki incelemesi sürüyor.
ÖMER ÇELİK'TEN FLAŞ AÇIKLAMA
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "7 Şubat'ın yıldönümünde Terör Örgütü FETÖ'yü bir kez daha lanetliyoruz. Türkiye'yi hedef alan, demokrasimizi hedef alan her türlü projeye, girişime ve müdahaleye karşı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, liderliğinde mücadelemizi vermeye devam edeceğiz" dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi;
Bugün 7 Şubat. FETÖ'nün MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ı hedef alarak, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a ve meşru Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne dönük darbe girişiminin 10. yıl dönümü.
7 Şubat'ın yıldönümünde Terör Örgütü FETÖ'yü bir kez daha lanetliyoruz.7 Şubat darbe girişimi, karanlık örgüt FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine kadar ülkemizin milli güvenliğini ve egemenliğini hedef alan bir dizi terör faaliyetinin ilk halkasıdır.
FETÖ, 7 Şubat'ta ve sonrasında MİT'e ve devletin diğer kurumlarına yönelik operasyonlarıyla Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası politika geliştirme kabiliyetini hedef almıştır. Türkiye düşmanlarının maşası, Türkiye düşmanı projelerin aracı olduğunu ortaya koymuştur. 7 Şubat darbe girişimi, Sn Cumhurbaşkanımızın sağlam iradesi sayesinde başarısız olmuştur. Cumhurbaşkanımız ortaya koyduğu liderlik ile Türkiye'nin ulusal güvenliğine dair tavizsiz duruşunu göstermiştir.
Cumhurbaşkanımızın o gün tüm terör örgütlerine verdiği mesaj açıktır: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milli egemenliği korumak için her türlü bedeli ödemeye her an hazırız. Türkiye'yi hedef alan, demokrasimizi hedef alan her türlü projeye, girişime ve müdahaleye karşı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, liderliğinde mücadelemizi vermeye devam edeceğiz."