Gerekçeli kararda sanık Yılmaz'ın, Enver Altaylı, Mehmet Barıner ve Seda Chamatzoglou ile yargılandıkları davada çeşitli nedenlerle savunma yapmadığı, savunmasını tamamlamasının ardından reddi hakim talebinde bulunduğu aktarıldı.
Üst mahkemenin bu talebi 'yargılamayı uzatmaya yönelik' olduğu gerekçesiyle reddetmesine rağmen, sanığın talebini yenilemesi nedeniyle duruşmaların sürekli ertelendiği vurgulandı. Kararda, diğer sanıkların da savunma yapmasının önüne geçen ve yargılamayı uzatmaya yönelik tutumu nedeniyle sorgusuna başlanılmayan Yılmaz'ın dosyasının, 26 Ekim 2020'de ayrıldığı belirtildi.
Tek başına yargılandığı dosyada da davayı uzatmaya yönelik davranışlarını sürdürdüğü belirtilen Yılmaz'ın savunma hakkını kötüye kullandığı vurgulandı.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22'nci Ceza Dairesince, yerel mahkemenin verdiği mahkumiyet hükmünde usul ve esas yönünden hukuka aykırılığın bulunmadığı, yargılama aşamasında eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu belirtildi. Delillerin hukuken geçerli ve elverişli olduğu, sanığa yönelik ceza artırımının yasal gerekçeye dayandığı vurgulanan kararda, Ankara 16'ncı Ağır Ceza Mahkemesinin hükmünün yerinde olduğu ifade edildi.
Bu kapsamda istinaf başvurusunu esastan reddeden ceza dairesi, sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırarak temyiz incelemesi için dosyayı Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi'ne gönderdi.