MİLLETVEKİLİ TRANSFERİNDE CHP İMZASI
Çok basit nedenlerle siyaseti itibarsızlaştırdıkları gibi yine çok basit nedenlerle ya da küçük çıkar hesaplarıyla birbirlerini yıpratıyor, hükümetleri düşürüyorlardı.
Elimde tam da bu serüveni anlatan bir kitap var. 60 darbesi sonrası Yeni Türkiye Partisi'ni kuran ve sonra da hızlı bir biçimde kaybolup giden Ekrem Alican'ın günlükleri...
Alican son İnönü hükümetinin neden düşürüldüğünü anlatırken, gerekçe olarak milletvekili transferini gösteriyordu:
"Hele o CHP, Demokrat Parti'nin partizanlık metotlarından tamamıyla istifade eder hale gelmiş, hatta Mahmut Vural hadisesinde olduğu gibi bakanlık vaat ederek partilerden milletvekili çalmaya teşebbüs ederse..."
Diyor ve CHP'yi milletvekillerini ayartmakla suçlayıp diğer muhalefet partileriyle birlikte hükümeti düşürüyordu.
Dikkatinizi çekmiştir, meğer CHP, daha 60'larda Güneş Motel olayını denemiş.
Tabii asıl vaveyla da bundan sonra kopuyordu. Hükümet düşünce, bugün Kılıçdaroğlugillerin öve öve bitiremedikleri "tarafsız" cumhurbaşkanı örneği olan darbeci Gürsel devreye giriyor ve hükümeti düşüren partilerle bir toplantı yapıyordu.
İkinci büyük parti Adalet Partisi'ydi ve onun başında da Süleyman Demirel vardı. Doğal olarak hükümeti kurma görevi ona verilmeliydi. Ancak cunta lideri Gürsel, görevi ona vermiyor, "bağımsız" bir başbakan adayı arıyordu. İlk aklına gelen ismi de kendisi önerdi: ODTÜ Rektörü Kemal Kurdaş.
Diğer partiler de Faruk Erem, İhsan Doğramacı, Ömer Celal Sarc gibi üniversitelerdeki etkili isimleri öneriyordu. Ama ne var ki 3-4 gün koca ülke, partilerin bağımsız başbakan adayı aramalarını izliyordu. Bu arayıştan Devlet Başkanı Gürsel bile sıkılıyor ve Ekrem Alican'a şöyle diyordu:
"Siz hükümeti zamansız devirmişsiniz. Başbakan bulamıyorsunuz."
Tıpkı bugünkü muhalefet gibi... Anlaşılan muhalefet partileri 60 yılda bir arpa boyu yol almamış... Sonunda gele gele 28 Şubat İttifakı'na geldiler. Eh... Boşuna eski Türkiye'nin partileri denmiyor.
YAZIYA GİTMEK İÇİN TIKLAYIN