Erdoğan, teknolojinin altyapı hazırlığı ne kadar yüksek maliyetli bir faaliyet alanı ise içerik üretiminin de işin aynı derece stratejik, kritik, hayati bir yönü olduğuna işaret etti.
"Biz teknolojinin altyapısını üretmenin yanında önce kendimizin ardından etki alanımızın, nihayetinde de tüm dünyanın kullanabileceği içerikler üretilmesini, platformlar kurulmasını sağlamak istiyoruz." diyen Erdoğan, asıl hedeflerinin ise bu üretimi Türkiye'nin medeniyet birikimi, kültürü ve değerleri üzerinde inşa etmek olduğunu vurguladı.
Bugün dijital dünyanın ne kadar kötü bir görünüme sahip olduğunu en iyi işin içindekilerin bildiğini aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Evlatlarımızı envaiçeşit kötü alışkanlıklara sürükleyecek nice mecrayı, nice tuzağı, nice batağı bir kenara bırakıyorum. Sadece kartel haline gelen sosyal medya platformlarının hukuki ve ahlaki sınır tanımayan tasarrufları bile tek başına bu alanda mutlaka kendi yolumuzu çizmemiz gerektiğinin en somut ifadesidir. Siber ve dijital alanda işlenen suçlar karşısında küresel şirketlerin keyfi tasarruflarıyla karanlık amaçlara hizmet eden algoritma düzenlemeleri, burada sadece gücün, sadece paranın, sadece sapkın yönelimlerin borusunun öttüğü bir düzenin hakim olduğuna işaret ediyor. Madem artık giderek büyüyen bir dijital ekonomi gerçeği, dijital kültür hakikati var, öyleyse ülkelerin tamamının uzlaşmayla kabul edip arkasında duracağı bir dijital hukuk düzeni kurulmadan bu sorunların çözümü mümkün değildir. Bize düşen bu kaotik dijital iklimde öncelikle kendi insanlarımıza, kendi evlatlarımıza sahip çıkmak, aynı zamanda onların küresel gelişmelerin içinde ve hatta önünde yer almalarını sağlayacak imkanları oluşturmaktır."
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizin potansiyeli, kendi Silikon Vadis'ini oluşturacak düzeydedir." dedi.
AK Parti'nin 20 yıllık iktidarı döneminde sadece okul ve hastane binası, yol, tünel, köprü, baraj, elektrik santrali, spor tesisi inşa etmekle kalmadığını belirten Erdoğan, yapılan yatırımlarla en büyük atılımların gerçekleştirildiği alanların başında gelen bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasını sağladıklarını söyledi.
İktidara geldiklerinde Türkiye'de sadece 3 bin olan geniş bant internet abonesi sayısını 87,5 milyona çıkardıklarını ifade eden Erdoğan, mobil telefon abone sayısının 23 milyondan 87 milyona, fiber hat uzunluğunun 81 bin kilometreden 455 bin kilometreye, elektronik devlet hizmetleri kullanıcı sayısının 58 milyona yükseldiğini vurguladı.
Erdoğan, "Artık uzaydaki yerini daha güçlü bir şekilde almak için kendi uydusunu yapan, kendi yazılımlarını hazırlayan, kendi balistik araçlarını tasarlayan bir Türkiye var, eski Türkiye yok. Meclis'te kurduğumuz Dijital Mecralar Komisyonu ile Cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşturduğumuz Dijital Dönüşüm Ofis ile hazırladığımız eylem programlarıyla bu süreci tüm yönleriyle takip ediyoruz." diye konuştu.
Küresel krizler anında kendini daha iyi belli eden hibrit mücadelelerin kendilerine hem bu çalışmalarla ne kadar doğru yaptıklarını hem de daha hızlı mesafe kat edilmesi gerektiğini gösterdiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elbette gençlerimizin kabiliyetleri ve gayretleriyle ortaya çıkan başarılı örnekler var. Mesela, yazılımdan pazarlamaya geniş bir yelpazede dijital mecralarda doğup gelişen ve değeri bir milyar doları aşan şirketlerimizin sayısı giderek artıyor. Bununla birlikte bizim hayalimiz de hedefimiz de ihtiyacımız da daha büyüktür.
Küresel tröstlere bakılarak yapılan Türkiye'nin teknolojide öne çıkma şansının kalmadığı iddiası en başta bu ülkenin gençlerine hakarettir. Bizim bazıları gibi vicdan ve ahlak sınırı tanımadan kurulan sömürü düzenlerine dayalı kaynaklarımız olmayabilir ama bizim elimizde çok daha kıymetli imkanlar var. Her şeyden önce zengin bir medeniyet birikimine, iftihar verici bir tarih ve kültür zenginliğe, aynı şekilde her türlü krizin her türlü zorluğun üstesinden gelebilme kabiliyetini defalarca ispatlamış bir insan gücüne sahibiz."
"TÜRKİYE SADECE 85 MİLYON KENDİ VATANDAŞINDAN İBARET BİR ÜLKE DEĞİLDİR"
Erdoğan, İslam bilim ve teknoloji tarihi alanında yazılan eserleri, kurulan müzeleri inceleyenlerin, söylediklerinin kuru bir hamaset değil hakikatin ta kendisi olduğunu kabul edeceklerini belirterek, "Bugün de milli teknoloji hamlesiyle araştırma geliştirme merkezleriyle üniversitelerimizle teknoparklarla teknoloji geliştirme bölgeleriyle çocuklarımızın kabiliyetlerini keşfetmelerini sağlayan dene-yap atölyeleriyle aynı yolda ilerliyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Teknoloji temelli girişim yapan her evladımızı pek çok destek ve teşvikle cesaretlendiriyoruz. Uluslararası alanda söz sahibi olmamızı, uluslararası rekabette öne geçmemizi temin edecek her projenin, her gayretin, her atılımın yanında yer alıyoruz.
Dünyanın teknoloji üzerinde inşa edilen yeni düzeninde kendi kulvarlarını açmak için yola çıkan gençlerimize omuz veriyoruz. Gençlerin kendilerini anlamadığını söyleyenlerin, onları suçlamadan önce dönüp kendilerinin nereyi eksik bıraktıklarının, onları nerede yeterince dinlemediklerinin muhasebesini yapmaları gerekir. Kuşak farkı bahanesiyle yeni nesilleri anlamaktan ve onların yanında yer almaktan kaçınarak bu ülkeyi dünyanın yeni düzeninde söz sahibi olacak konuma getiremeyiz. Önümüzde doğru tespitlerle, doğru adımlarla, doğru teşviklerle elde edilmiş çok sayıda başarılı örnek vardır. Kendi tarihimizi konu alan dizilerin, filmlerin, onların müziklerinin, dijital oyunların pek çok yerde nasıl ses getirdiğini, nasıl karşılık bulduğunu hep birlikte gördük. Demek ki çocuklarımızın dünyasına dijital teknolojilerin imkanlarını kullanarak, başkalarının tarihlerinin kahramanları yerine kendi kahramanlarımızı sokarak istediğimiz kültür iklimini oluşturabiliyoruz."
"YATIRIMCILARA, GİRİŞİMCİLERE, GENÇLERE İHTİYACIMIZ VAR"
Bu konuda iş dünyasının yanı sıra tüm kurumlara, belediyelere, sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düştüğünü belirten Erdoğan, "Web 3.0 ve Metaverse gibi gelişmeler bize dijital kültür konusuna artık daha çok odaklanmamız gerektiğine işaret ediyor. Hep söylediğimiz gibi Türkiye sadece 85 milyon kendi vatandaşından ibaret bir ülke değildir. Türkiye yakın coğrafyasından başlayarak dünya çapında siyasi, ekonomik, kültürel etki alanı olan, gönül coğrafyası milyar seviyesinde insanı kucaklayan bir ülkedir." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, yapılan, üretilen ve inşa edilen her şey gibi dijital kültür ürünlerinin de geniş bir hedef kitlesi olduğunun altını çizerek, "Ülkemizin potansiyeli, kendi Silikon Vadisi'ni oluşturacak düzeydedir. Yapay zekadan akıllı cihazlara, oyun sektöründen kültür endüstrilerine kadar bu alandaki tüm çalışmalara vakit ve kaynak ayıracak, ülkemizi dijital üretimde öne çıkartacak yatırımcılara, girişimcilere, gençlere ihtiyacımız var." diye konuştu.
"ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMİ BİR DİJİTAL SEFERBERLİK DÖNEMİ OLARAK İLAN EDİYORUM"
Daha önceki sayısız örneğin üzerine son Ukrayna-Rusya krizinin bir gerçeği gösterdiğine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Her alan gibi dijital dünyada da kendi altyapınıza, kendi mecralarınıza, kendi insan gücünüze sahip değilseniz, yani yerli ve milli ayaklar üzerinde durmuyorsanız felaketin içindesiniz demektir. İHA'larınızı, SİHA'larınızı, Akıncılarınızı eğer yapamıyorsanız her an köle olmayla karşı karşıyasınız. Tıpkı diplomaside, ekonomide, askeri alanda olduğu gibi dijital dünyada da aslolan kendi gücümüzdür. Özgün teknolojilerimizi, yazılımlarımızı geliştirmeden, özgün içeriklerimizi üretmeden kafamızı yastığa, huzurlu kalple koyamayız. Geleceğimize güvenle bakamayız. Gençlerinin zihinleri ve gönülleri başka mecralara bağlı bir toplumun akıbetinin hayır olması mümkün değildir. Elinde silahla dolaşan bir gençlik AK Parti gençliği olamaz. İşte biz 'Teknofest gençliği' dedik, şimdi ise Metaverse ile birkaç adım öne çıkan bir gençlik diyoruz. Bunun için burada sizlerin huzurunda önümüzdeki dönemi bir dijital seferberlik dönemi olarak ilan ediyorum. Toplantımızın sloganı olan, gerçekten beni çok çok mutlu etti, 'Gelecek Onu Tasarlayana Aittir', bu ifadeyi çok isabetli buluyorum."