Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nca, 4 Nisan tarihli 'Montrö bildirisi' ile ilgili TCK'nın 316/1 maddesinde yer alan 'Devletin güvenliğine ve anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma' suçundan resen soruşturma başlatıldı. Soruşturma kapsamında söz konusu bildiriyi hazırlayan ve yayımlanma sürecinde aktif faaliyet gösteren 14 emekli amiralden 10'u gözaltına alınmış; diğerleri ifadeye çağrılmıştı. Diğer şüpheliler de daha sonra ifadeye çağrılmış ve tamamı ifadelerinden sonra adli kontrolle serbest bırakılmıştı.
12 YILA KADAR HAPİS TALEBİ
103 kişinin, 'Devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma' suçundan 12 yıla kadar hapis istemiyle Ankara 20'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına başlandı. Duruşmada sanıklardan Abdullah Akgül, Abdullah Can Erenoğlu, Ahmet Şenol, Atilla Kezek, Emin Sami Örgüç hazır bulundu. Duruşmayı Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da takip etti.
USUL TARTIŞMASI
Mahkeme heyetince, Ankara'da bulunan sanıkların 4'erli gruplar halinde duruşmaya katılacağı, diğerlerinin bulundukları şehirlerde talimatla savunmalarını yapacağı belirtildi. Bunun üzerine usul tartışması yaşandı. Sanık avukatları sanıkların 4'er kişi olarak dinlenmesinin hukuka aykırı olduğunu söyledi. Usul konusunda sanık vekilleri adına söz alan avukat Ümit Kocasakal, talimatla ifade alınmasının CMK'nın ilgili maddelerine göre doğru olmadığını söyleyerek, "Dava vatan gibidir parçalanamaz" dedi. İddianamenin ortada suç olmadığı halde zorlama bir şekilde hazırlandığını ileri süren Kocasakal, mahkemenin sanık savunmalarına geçilmeksizin beraat kararı kurması gerektiğini ifade etti. Aynı zamanda ortada suç olmadığı için suçtan zarar gören kimsenin de olmadığını öne süren Kocasakal, Cumhurbaşkanlığı ve Milli savunma Bakanlığı'nın davaya katılma taleplerinin de reddedilmesi gerektiğini savundu. Mahkeme, Kocasakal'ın beraat talebinin reddine karar verdi.
'ÖZEL ANLAMLAR YÜKLENDİ'
Savunma yapan emekli Tuğamiral Abdullah Akgül, suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek, "Emekli amirallerin olduğu WhatsApp grubuna üyeyim. Burada 'Montrö bildirisi'nde imza koyma hazırlığını gördüm ve benim de ismimi yazabileceklerini söyledim. Montrö anlaşması doğru bilgiye dayanmadan tartışmaya açılmıştır. Montrö ülkemizin tapu senetlerinden biridir. Deniz kuvvetlerinin bir mensubu olarak kamuoyunu doğru bilgilendirmek için bildiriye imza atmak istedim. Tarihimizde hiç emekliler tarafından harekete geçirilmiş bir muvazzaf birlik var mıdır? Kamuoyuna doğru bilgi verdik diye karşınızda bulunuyoruz. Duyuruya özel anlamlar yüklenerek suç tarifi yapılmaya çalışılmıştır" dedi.
'EN BÜYÜK İHANETİN DARBE OLDUĞUNU GÖRDÜM'
Emekli Koramiral Abdullah Can Erenoğlu ise "Bütün darbe dönemlerini yaşadım ve bir ülkeye yapılabilecek en büyük ihanetin darbe olduğunu yaşayarak gördüm. Emekli amirallerin duyurusu tamamen mesleki hassasiyet, yurttaşlık görevi doğrultusunda hazırlanmış bir düşünce açıklamasıdır. Üzerime atılı suçu kabul etmiyorum. Delil diye sunulan hususlar, yorumlar ve siyasi açıklamalardır. Adalete siyaset karışırsa adalet biter. İddianamede siyasi beyanlara yer verilmemelidir. Duyuruda 'bildiri' denilerek geçmişin günahları bize yüklenmek istemiştir. İtibar suikastı ve haysiyet cellatlığı yapılarak lekelenmeme hakkımız zedelenmiştir. Duyuru durup dururken yayınlanmadı. Meclis Başkanı'nın 'Montrö sözleşmesinden de çıkılabilir' sözü ve muvazzaf amiralin sarıklı cübbeli fotoğraflarına tepki olarak yayınlandı. Beraatımı talep ediyorum" dedi.
'AÇIKLAMA BİR BİLGİLENDİRMEDEN İBARETTİR'
Emekli Tuğamiral Ahmet Şenol ise 70 yıllık hayatı boyunca ilk defa böyle bir ağır suçlama ile mahkeme karşısına çıktığını söyleyerek, "Ben hayatım boyunca hiç ceza almadım ve mahkemeye de çıkmadım. Hiç kimseyi suçlamadan, hiç bir suç unsuru taşımayan açıklama bir bilgilendirmeden ibarettir. Atılı suçu reddediyorum, hakkımda uygulanan adli kontrolün kaldırılmasını ve beraatımı talep ediyorum" diye konuştu.
'ŞİMDİ HERKESLE AYNI NOKTAYA GELDİK'
Emekli Koramiral Atilla Kezek ise 'yüce Türk milleti' ve 'aksi takdirde' sözlerine takılarak iddianame düzenlendiğini savunarak, "Yaş ortalamamız 70. Ekonomi, tarım değil; uzmanlık alanımız olan hayati önemdeki Montrö ve tarikat yapılanması hakkında açıklama yaptık. Ukrayna savaşından sonra en üst düzey yöneticiler de Montrö'nün önemini açıkladı. Bizim söylediklerimizden farklı değil. Duyuru yayınlanır yayınlanmaz her yerden yoğun bir saldırıya uğradık gözaltına alındık, ayağımıza kelepçe takıldı; ama şimdi herkesle savaştan dolayı aynı noktaya geldik. Adalet toplumun vicdanıdır. Hakkımızda dava açılmış olması ve siyasi demeçlere yer verilmesi davayı siyasete alet etmiştir. Beraatımı talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
'UKRAYNA SAVAŞI HAKLILIĞIMIZI ORTAYA ÇIKARDI'
Emekli Tümamiral Emin Sami Örgüç ise, "WhatsApp grubuna üye oldum. Duyuruyu WhatsApp grubunda gördüm ve suç unsuru taşımadığı için altına adımı eklettim. Yayınlanma saati ve zamanında herhangi bir özel amaç güdülmediğini düşünüyorum. İddianamede kelimelere özel anlamlar yüklenerek özel bir suç yüklenmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır. Ukrayna-Rusya savaşında bildiriyle kamuoyuna sunduğumuz düşüncelerimizin haklılığı ortaya çıkmıştır. Yapılacak yargılama sonunda beraatımı talep ediyorum" dedi.
Avukatların savunma yapmasının ardından duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.