İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan Hakkari'de 52 kilo 500 gram patlayıcıyla yakalanan polis hakkında flaş açıklama: Hedef istanbul'du

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde sürücülüğünü İstanbul’da aktif olarak görev yapmakta olan bir polis memurunun yaptığı araçta 52 kilo 500 gram patlayıcı çıktı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olayın perde arkasını anlattı. Süleyman Soylu, "Aktarım Kuzey Irak tarafından gelmiş, oradan geldiği içinde Şemdinli civarında arabayı bırakıyor ve malzemeyi içine koyuyorlar. Bu polis memurunu 2019 yılında adi suçtan dolayı ihraç etmişiz. Sonrasında mahkeme kararıyla geri dönüyor. Netice itibariyle hedef İstanbul." ifadelerini kullandı.

Giriş Tarihi :21 Mart 2022 , 22:00 Güncelleme Tarihi :22 Mart 2022 , 09:22
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan Hakkari’de 52 kilo 500 gram patlayıcıyla yakalanan polis hakkında flaş açıklama: Hedef istanbul’du

Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde İstanbul'da aktif olarak görev yapmakta olan bir polis memurunun kullandığı araçta 52 kilo 500 gram patlayıcı bulundu.

Konuyla ilgili İçişleri Bakanı Süleyman Soylu katıldığı canlı yayında önemli değerlendirmeler yaptı. Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi'nden (GAMER) yapılan canlı yayında konuşan Soylu, İstanbul'da görev yapan bir polis memurunun Hakkari'de aracında 52,5 kilogram patlayıcı bulunmasına ilişkin bilgi verdi.

Olayın narkotik ekiplerinin yapay zeka kullanılan bir analiz programı sayesinde ortaya çıkarıldığını ifade eden Soylu, polisin Kuzey Irak tarafından geldiğini ve aracına patlayıcının Şemdinli'de yerleştirildiğini söyledi. Aracın Hakkari'de durdurulduğu ve yapılan aramada bagajda 133 paket içerisinde toplam 52,5 kilogram rdx tipi patlayıcının ele geçirildiğini belirten Soylu, sürücünün kimliğine bakıldığında polis memuru olduğunun anlaşıldığını kaydetti. Söz konusu polisin kablo hırsızlığından 2019 yılında meslekten ihraç edildiğini ancak mahkeme kararıyla mesleğe geri döndüğünü anlatan Soylu, "Netice itibarıyla hedef İstanbul, şu ana kadar gördüğümüz nokta. 52,5 kilo patlayıcı büyük ve önemli bir patlayıcı." dedi.

Soylu, polisin aracı olaydan birkaç gün önce adına tescil ettirdiğini, aracın parasını patlayıcıyı yerleştiren kişinin verdiğini söyledi.

Terör örgütlerinin Türkiye'ye mühimmat, patlayıcı ve eleman sokarak Türkiye'nin iç huzurunu bozmak için yeni yöntemler denediğini de belirten Soylu, terör örgütü PKK'nın Türkiye'de eylem yapmak istemediğine ilişkin iddialar üzerine ise "Bu yıl başından itibaren buna benzer 15 eylemi engelledik." dedi.

Türkiye'nin sınır ötesi harekatlarını yaptığı bölgelerin teröristlerin aktarım yerleri olduğunu anlatan Soylu, buralarda ve ülke genelinde alınan tedbir ve operasyonlar sonucu terör örgütlerinin hareket kabiliyetinin azaldığını ifade etti.

Ağrı Dağı'nın tepesinde 3 bin 200 metre yüksekliğine jandarmanın üs bölgesi kuracağını dile getiren Soylu, "Tabii buralarda sıkışınca, hareket kabiliyeti daralınca şehirlerin içerlerine sızmaya çalışıyorlar." diye konuştu.

Soylu, PKK gibi DEAŞ'ı da adam adama takip ettiklerini söyledi.

ADANA'DA FURKAN VAKFI ÜYELERİNİN YAPTIĞI EYLEM
Furkan Vakfı Başkanının geçmiş dönemde yaptığı konuşmaların yayınlanmasının ardından konuşan Soylu, 4-4,5 aydır "Kuytulcular" denilen grubun 50'nin üzerinde yasa dışı eylem gerçekleştirmeye çalıştığını belirtti.

Kendi içlerinden bir kişinin bir miktar parayı farklı yere aktardığını tespit ettiklerini ve 7 kişilik grubun söz konusu kişiyi kaçırarak senet imzalattığını ifade eden Soylu, güvenlik güçlerinin 12 gün boyunca aramasının ardından bu kişinin serbest kaldığını söyledi. Olayın yargıya intikal ettiğini ve 7 kişinin tutuklandığını anlatan Soylu, aynı şekilde bir doktorun da tehdit edildiğini, emniyet teşkilatının olay gerçekleşmeden suçluları yakaladığını belirtti.

Bakan Soylu, şunları kaydetti:

"Neticede, siz eğer bir sokak yürüyüşü yapacaksanız veya bir gösteri yapacaksanız, 2911'e göre bunun kanunu var. Eğer bunu yapmazsa, kanunun gereğini yerine getirmezseniz elbette ki polisin de orada diğer insanların hayatlarının, özgürlüklerinin, hürriyetlerinin, rahatlarının kısıtlanmamasını temin etmek için tedbir alma hakkı var.

Bu sadece burada, Mersin'de de var. Başka illerde de var. Sadece Adana'da dediğim süre içerisinde, çok kısa bir süre içerisinde, 4,5 aylık bir zaman dilimi içerisinde 50'nin üzerinde bu eylemleri yapmış. Yani biz buna kimse kusura bakmasın, eyvallah demeyiz yani."

Eylemle ilgili sosyal medyada kullanılan hesapların yüzde 45'inin sahte, yüzde 55'inin ise muhalif gruplar olduğunu ifade eden Soylu, bu muhalif grupların yarısını da dışardaki FETÖ'cülerin oluşturduğunu söyledi.

Grupların etkinliklerini azaltmak için şiddete başvurmadan çalıştıklarını ifade eden Soylu, "Alparslan Kuytul kökü dışarda olan bir adamdır." dedi.

Soylu, "Karşımızda hakikaten bir şaklaban var. Başka yerlerden talimat alan bir adam var." diye konuştu.

"28 ŞUBAT İLE ALAKASI YOK"
Adana'daki olayları 28 Şubat ile aynı kefeye koymaya çalışanlar olduğunu ve bunun doğru bir yaklaşım olmadığını belirten Soylu, "28 Şubat'taki yaklaşımın asaletine halel getirir. Yani orada insanların kendi özgürlüklerini, kendi hürriyetlerini savunmasının asaletine halel getirir. Böyle bir değerlendirme, böyle bir kıyas ve böyle bir karşılaştırma yapılamaz. Bu doğru bir yaklaşım değil." dedi.

FETÖ İLE MÜCADELE
Fetullahçı Terör Örgütü ile yapılan mücadeleye ilişkin de bilgi veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, söz konusu örgütün, insanların Türkçeye ve dine olan sevgi ve bağlılığını kullanmaya çalıştığını ifade ederek, Türkiye'nin mücadeleye başlamaması halinde tamamen teslim olacağını söyledi.

Soylu şunları kaydetti:

"Bilmenizi istiyorum ki Türkiye'deki birçok bağını çökerttik. Bu önemli. Ayağa kalkmaz mı? Almanya'da durdukça, Amerika'da durdukça, Balkanlar'da hala okulları devam ettikçe ve kollandıkça, elbette ki beni bağışlayın ayağa kalkabilir. Çünkü onu orada kollayanlar yarın öbür gün ölüm halinde bile nasıl kullanılır, kullanabiliriz derdindeler, biz bunun farkındayız."

Örgüt ile mücadele kapsamında 327 bin kişinin gözaltına alındığını, 600 bini aşkın kişiye savcılıkların işlem yaptığını, 100 binin üzerinde insanın tutuklandığını, 20 bin 500 civarında içerde tutuklu olduğunu ve bu kişilerin mal ve mülklerine el konulduğunu ifade eden Soylu, devletin Türkiye dışındaki FETÖ'cülerle de mücadelesini sürdürdüğünü söyledi.

Soylu, tehdidin yüzde yüz bitmediğini ifade etti. Avrupa'nın başta FETÖ olmak üzere çeşitli terör örgütlerine sahip çıktığını da belirten Soylu, bütün bunlara rağmen Türkiye'nin terörle mücadelesini kararlılıkla sürdüreceğine vurgu yaptı.

TÜRKİYE'DEKİ MÜLTECİLER
Türkiye'deki mültecilerin sayıları ve durumlarına ilişkin soru üzerine Soylu, "Ukrayna'daki savaş başladığından itibaren Türkiye'ye 58 bin Ukraynalı geldi." dedi. Bu sayının 30 bine yakınının kara yoluyla, 900 civarının ise üçüncü ülkeler üzerinden hava yoluyla ülkeye giriş yaptığını belirten Soylu, gerekli tedbirleri aldıklarını söyledi.

Ukrayna meselesine ilk reaksiyon gösteren ülkelerden birinin de Türkiye olduğunun altını çizen Soylu, AFAD tarafından çadırlar kurulduğunu, şu ana kadar 51 tır malzemenin gönderildiğini ifade etti.

Avrupa'nın mülteci akınına farklı gözle baktığını ve "göz rengine" göre mülteci kabul ettiğini dile getiren Soylu, Türkiye'nin Suriye, Arakan, Filistin ve Yemen meselelerine baktığı anlayışla Ukrayna'daki olayları değerlendirdiğini vurguladı.

Türkiye'nin göç meselesine bakış açısının Avrupa'dan farklı olduğunu, Suriye'de sınır ötesi operasyon yapılan bölgelerin refahını geliştirmek için çalıştığını anlatan Soylu, bu bölgeler huzur ve refaha ulaşmadıkça göçün engellenemeyeceğini ifade etti. Bu kapsamda Çobanbeyli'de 1200'ün üzerinde sanayi sitesi yapıldığını, tarım arazileri verimli olan Rasulayn ve Tel Abyad'da da aynı şekilde çalışmaların sürdüğünü anlattı.

Türkiye'de yaklaşık 3 milyon 750 bin Suriyelinin olduğunu belirten Soylu, kolluk kuvvetleri tarafından yapılan çalışmalar sonucunda bu mültecilerin yüzde 80'inin belirtikleri adreslerde yaşadığının tespit edildiğini, çalışmaların devam ettiğini ve bu oranın yüzde 90'lara ulaşacağını söyledi. Adreslerinde bulunamayan 120-130 bin Suriyelinin çok uzun zamandır "askıda" olduğunu, bunların yurt dışına gitmiş olabileceğini belirten Soylu, bu sayının "400-450 bin civarında olduğunu düşünüyoruz." dedi.

Türkiye'nin mülteci akınlarına karşı sınırlarında duvar, ışıklandırma, optik kule ve termal kamera gibi tedbirler aldığını ve sınırlarının ötesinde göç kapasitesinde 8 milyon kişinin olduğunu dile getiren Soylu, eksik olan duvar inşa sürecinin de devam ettiğini söyledi.

Türkiye'de suç işleyen Suriyelilere mahkemelerin herkese davrandığı gibi davrandığını vurgulayan Soylu, "Eğer bir asayiş suçuyla serbest bırakılmışsa biz alıyoruz. Bunu hemen kendi kamplarımıza götürüyoruz. Orada 2 aylık, 3 aylık eğitimden geçiriyoruz. Türkiye'nin içerisindeki kamplara getiriyoruz, 2-3 aylık eğitime. Eğer çok sıkıntılı bir suç işlemişse alıyoruz, kendi imzasını alıp güvenli bölgelere getiriyoruz." diye konuştu.

ATAMA YÖNETMELİĞİ
Emniyet Genel Müdürlüğünün yeni yayımlanan personel atama yönetmeliği ile ilgili eleştirileri de yanıtlayan Soylu, yaklaşık 5 yıldır bu sistemin içerisinde olduğunu, kolluk güçlerinin güvenlik ve asayiş konusunda çok iyi bir noktada bulunduğunu, bunun TÜİK'in rakamlarında da yer aldığını ifade etti.

Bakan Soylu, çok uzun zamandır atamalarda kronikleşen sıkıntılar olduğunu ve yönetmeliğin bu sıkıntıların ortadan kaldırılması amacıyla çıkarıldığını anlatarak, şunları kaydetti:

"Biz halkın huzurundan ve sükunundan mesulüz. Bunu düşünürken, Doğu ve Güneydoğu da biraz rahatlamış iken şöyle bir şey geldi aklımıza, bundan bir buçuk yıl evvel. Dedik ki şark sürelerini düşürelim. Bir de ikinci şarka gidenler dönerken yine kendi yerlerine dönemeyecekleri endişesiyle emekli olmaya başladılar. Bu eski kural, bunu da ortadan kaldıralım. Diyelim ki ikinci şarka gidiyor, ikinci şarktan sonra geri dönecekse istediği yere veya bir önceki görev yaptığı yere, yani çoluğunu çocuğunu belki bıraktı. Çünkü şark sürelerini düşürdüğünüz zaman bazen 2-3 yıl kendi başınıza kalırsınız, ev düzenini bozmazsınız. Bunu böyle sağlayabilme kabiliyetine sahip olalım. Bütün bunları kurduk.

Burada önümüzde başka bir problem çıktı. Bazı iller var. Bunlara, şarka gidilmek istenmiyor. Sürelerini düşürdük ama. Bazı iller var, bunlara şarka gidilmek isteniyor. Örneğin Erzurum'dan tutun, Malatya'ya kadar işte neyse, o bölgedeki hatların birçoğuna gidilmek isteniyor. Ama orada bazı iller var, gidilmek istenmiyor. Batıda bazı iller var. Mesela Çankırı'ya biz polis bulmakta zorlanıyoruz, Kırşehir'de polis bulmakta zorlanıyoruz. O zaman şunu dedik, doğuyu ikiye, batıyı da ikiye bölersek yani nasıl olsa 2 şark yapacaklar. Birinde bir tarafa gider, birinde bir tarafa gider."

Soylu, sağlık, aileye bakma, şehit ve gazilerin durumu ve erteleme gibi muğlak olan konuların netleştiğini ve yapılan düzenlemenin dengesizlik ve huzursuzluğu engelleyeceğini dile getirerek, "Kendi polisimiz için, kendi arkadaşlarımız için yanlış bir şey düşünmeyiz. Onların aile hayatını en çok düşünenlerden biri de benim." dedi.

Yönetmelikte bölgelerle ilgili yapılan düzenlemenin 2024'te hayata geçirileceğini de hatırlatan Soylu, "Lehte olanlar şimdi devreye girecek, diğerleri için önümüzde vaktimiz var. Bu konuda yeni bir formül oluşturulabilirse bu sağlanabilir. Önümüzde bir zaman var." diye konuştu.

Soylu, 3 bin 250 bekçi kadrosunun açılacağını da belirterek, yayının yapıldığı GAMER'i tanıttı.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN