Gıda fiyatlarında yapılan manipülasyonlar, son dönemde akılalmaz boyutlara ulaştı. Bazı fırsatçılar piyasada arz-talep dengesini bozarak fiyatları adeta oyuncağa çevirdi. Bu yöntemle vatandaşın cebinmdeki üç kuruşa göz diken gıda teröristlerine karşı hükümet harekete geçti.
A Haber'de yayınlanan Sebep Sonuç programında Melih Altınok, Gazeteci-Yazar Mahmut Övür, eski Bakan Bülent Akarcalı, Gazeteci-Yazar Gaffar Yakınca ve Doç. Dr. Deniz Tansi bu konuyu mercek altına aldı. Övür, 5 marketin gıda terörüne imza attığına dikkat çekerken, "5 market tam anlamıyla gıda terörünü körükleyen gruplardır." dedi.
İşte A Haber canlı yayınından öne çıkanlar...
"PSİKOLOJİK OPERASYON VAR"
Doç. Dr. Deniz Tansi: Burada bir algı operasyonu var. Psikolojik operasyon var. Türkiye'de şu ürün yok, bu ürün yok. Ayçiçek konusu. Yazın gidelim Trakya'ya, her taraf Ayçiçek tarlası. Bu anlamda Türkiye'nin bir Ayçiçek sıkıntısı ya da bir domates sıkıntısı bağlamında değil, burada psikolojik olarak yapılan bir operasyon var. Bir yandan da baktığımızda bu konuda spekülasyon olduğunda, mesela x ürünle ilgili bir söylenti yayıyorsunuz. Herkes o x ürünü almaya gidiyor. Bu sefer o ürünün yokluğu olmasa da, ciddi anlamda konvansiyonel sıkıntı beraberinde oluyor. Aynı zamanda, sanki Cumhurbaşkanı konuşmalarında bu vurguyu da yapıyor.
"MUHALEFET YALAN YANLIŞ BİLGİ VERİYOR"
Eski Bakan Bülent Akarcalı: Şimdi aslında muhalefetin iddiası varsa iktidara gelmek için, bu krizi de fırsat bilip ortaya ciddi herkesin üzerinde tartışabileceği öneriler koyması lazım. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, siyasette olmadan önce neydi görevi? Sosyal Sigortalar Kurumu'nun genel müdürüydü. Yani hesap kitap denilen şeydir. Peki geçenlerde ne dedi? Ocak ya da şubat ayında 2,5 milyon koyun uçaklarla Katar'a gönderildi dedi. Koca gruptan bir kişi de çıkıp da bu pek doğru olmayabilir diyemedi. Bir uçağa bin tane koyun koydunuz. 2 bin 500 tane uçak ister. 1 ay sürede günde 80 tane uçağın kalkması lazım. Bu rakamlar, bu şekilde kullanıldığı zaman ortada inanılmaz bir bilgi kirliliği var. Doğruya erişemiyorsunuz. Muhalefet her türlü yanlış bilgiyi doğru gibi söylemesi de olacak şey değil.
"5 MARKET GIDA TERÖRÜNÜ KÖRÜKLÜYOR"
Gazeteci Yazar Mahmut Övür: Bir şeyin altını çizelim. Cumhurbaşkanının dediği bir boyutuyla kur operasyonuyla başlayan küresel saldırı. İkincisi onların buradaki uzantıları. Buna gıda tüccarları, açık söylüyorum o 5 market dahil. O 5 market tam anlamıyla gıda terörünü körükleyen gruplardır. Bunun tartışması yok. Şöyle düşünün, 13500 mağazası olan bir market düşünün. Üreticiden malı topluyor. Aracı firmayı kendisi kuruyor. Köylüden malı topluyor. Sonra getirip onu kendisine satıyor. Burada öyle bir birikim yapmışlar ki. Türkiye'de tarımda Avrupa'da birinci. Kendi ihtiyacından fazlasını üretiyorsun. İhracat da yapıyorsun. İhracat 25 milyar dolara ulaşmış. İhracatta rekor kırıyorsun. Demek ki sadece algı operasyonu yok. Bizzatihi operasyon var. Somut bir operasyon. Elindeki malı depoda tutuyor satmıyor. Şekerde olduğu gibi. Şeker kalmadı, tükendi gibi haber salıyorlar sonra millet hücum ediyor.
BAŞKAN ERDOĞAN'IN "KUR" MESAJI
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde 27. Dönem Milletvekilleri ile bir araya geldiği toplantıda salgın tehdidini büyük ölçüde geride bıraktıklarını ve çok yakında kalan tüm izlerini de sileceklerini vurgulayan Başkan Erdoğan, şunları söyledi:
"Geçtiğimiz yılın son aylarında ekonomimiz döviz kurundaki rasyonel hiçbir gerekçesi olmayan yükselişin yol açtığı bir sarsıntıya maruz kaldı. Aldığımız önlemlerle 20 Aralık'tan itibaren piyasaları yeniden istikrara kavuşturduk, bu sıkıntının da üstesinden geldik. Salgın döneminde artmaya başlayan küresel emtia fiyatlarının ülkemize yansımaları, döviz kurundaki artışın da etkisiyle bir hayli ağır oldu. Karadeniz'in kuzeyinde başlayan savaş ise küresel piyasalardaki dengesizliği iyice artırdı."
"VATANDAŞLARIMIZI ENFLASYONA EZDİRMEYECEĞİZ"
Gıda fiyatlarında artışa da değinen Başkan Erdoğan, şunları kaydetti: "Salgın dönemindeki ara hedefimize, yani istihdamı koruma ve geliştirme gayemize ulaştığımıza göre şimdi yeni bir safhaya geçiyoruz. Bu safhadaki ara hedefimiz insanlarımızın fahiş fiyat artışları ve yüksek enflasyon sebebiyle gerileyen alım güçlerini eskisinin de üzerine çıkartmaktır. Aslında asgari ücrette işçi ve memur maaşlarında yılbaşında yaptığımız artışlarla bu telafiyi bir nebze gerçekleştirmiştik. Aynı şekilde enerji ve kimi gıda ürünleri başta olmak üzere pek çok kalemde küresel fiyat artışlarını vatandaşlarımıza mümkün olduğu kadar geç ve kademeli yansıtmaya çalıştık. Ancak Ukrayna-Rusya krizinin enerji ve gıda başta olmak üzere, küresel emtia fiyatlarını yeniden yükselişe geçirmesinin ardından yaşanan gelişmeler yeni olumsuzlukları da beraberinde getirdi. Türkiye ekonomisi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeye hazırlanırken hesapsız, kitapsız adımlarla bu fırsatı heba etmeyeceğimizi defaatle dile getirdik. Allah'ın izniyle hem vatandaşlarımızı enflasyona ezdirmeyecek hem de bizi ekonomideki hedeflerimizden uzaklaştırmayacak bir yöntemle bu işin içinden çıkacağız. Eskiler 'sabırla koruk helva olur' derler. Biz de milletimizle birlikte sabredecek, azmedecek, mücadele edecek ve mutlaka neticeye ulaşacağız."