7 yıl süren çalışmalar sonucu hazırlanan İstanbul Mushafı, Çamlıca Camisi'nde Başkan Erdoğan'ın katıldığı törenle tanıtıldı

Türkiye'de 7 yıl süren çalışmalar sonucu hazırlanan ve 1400 yıllık mushaf geleneğini ihya eden el yazması Kur'an-ı Kerim, Kadir Gecesi'nde Müslümanlarla buluştu. Başkan Erdoğan, Büyük Çamlıca Camisi Konferans Salonu'ndaki İstanbul Mushafı'nı Takdim ve Tanıtım Programı'na katıldı. Erdoğan, burada önemli açıklamalarda bulundu. "Batı medeniyeti, dünyayı sanatıyla kültürüyle sinemasıyla resmiyle sporuyla modern tabirle yumuşak güç unsurları denen içerik üretimiyle istila etmiştir" şeklinde konuşan Erdoğan, "Televizyon dizileri, müzik, sinemaya kadar özgün sanat içeriklerimizle dünyaya açıldık. Bilim insanlarımız, sanatçılarımız, edebiyatçılarımız, sivil toplum temsilcilerimiz başarılarıyla takdir topluyor. İstanbul Mushafı'nı da medeniyetimizin yeni inkışafı, sembolü olarak görüyorum. İnşallah bunun devamı gelmeli." ifadelerini kullandı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :27 Nisan 2022 , 09:14 Güncelleme Tarihi :27 Nisan 2022 , 17:03
7 yıl süren çalışmalar sonucu hazırlanan İstanbul Mushafı, Çamlıca Camisi’nde Başkan Erdoğan’ın katıldığı törenle tanıtıldı

İÇİNDEKİLER

Son dakika haberine göre Başkan Erdoğan, Büyük Çamlıca Camisi Konferans Salonu'ndaki İstanbul Mushafı'nı Takdim ve Tanıtım Programı'nda önemli açıklamalarda bulundu.


Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"İstanbul'un hat sanatının merkezi olmayı sürdürmesi medeniyetimizin gücünü, tarihimizin devamlılığı, geleceğimizin aydınlığını göstermektedir. Maziden atiye kurduğumuz köprünün en güçlü ayaklarından biri olan yazı sanatımızın bugünkü temsilcilerini saygıyla selamlıyorum.

'HER İKİ EMİR İNSANA BİLMEDİĞİNİ ÖĞRETENDİR'
Kur'an-ı Kerim'in ilk emri 'oku' ayeti, onu takip eden ikinci hatırlatması da 'yaz' telkinidir. Rabbimizin biz kullarına okumayı ve kalemle yazmayı öğretmesinin elbette bir sebebi vardır. Her iki emir insana bilmediğini öğretendir. Bizlere varlığın, ilmin ve hikmetin kaynağını işaret eder.

Medeniyet ve kültürümüzde yazının kendisi öylesine kıymetlidir ki, büyüklerimizin üzerinde yazı bulunan herhangi bir kağıdın bile ayaklar altında kalmasına rıza göstermediklerini hatırlıyoruz.

Yazıya geçirilen eser Kur'an-ı Kerim olduğunda ise insanların hem gözünü hem gönlünü okşayan nüshalara çıkmaktadır. İstanbul Mushafı da bu geleneğin zirvesi olmaya talip çalışmadır. Rabbim Hüseyin Kutlu hocamızdan razı olsun.

Tarih farklı medeniyetlerin yükselişine ve düşüşüne şahitlik etmiştir. Dünyanın son birkaç asrına ise Avrupa ve Amerika merkezli Batı medeniyetinin damga vurduğunu söylemek herhalde yanlış olmaz. Bu süreçte kölelik, katliam, sömürü, istismara kadar uzanan boyutları vardır.

Batı medeniyeti dünyayı sanat, kültür, sinema, dizi, müzik, resim, sporuyla yani modern tabiriyle yumuşak güç unsurları denen içerik üretimiyle istila etmiştir. Burada teknolojinin bizatihi kendisiyle muhteviyatın ayrımını iyi yapmak gerekiyor. İnternet, sosyal medyayı kullanmak herkesin hakkıdır. Şayet içeriğini siz üretmiyor, dilini siz yönetmiyorsa kısa sürede sizi gönüllü şekilde esir alan silaha dönüşür.

'EN BÜYÜK GÜCÜMÜZ HİÇ ŞÜPHESİZ İNANÇ'
Benzer örnekleri tüm iletişim araçları, medya mecraları için vermek mümkündür. Bu mecranın yeni bir faşizm araçlarına dönmeye başlaması dünyayı tehdidin kucağına itmektedir. Dünya yeniden ırkçılığın, İslam düşmanlığının, ötekileştirmenin yükselişe geçtiği bir döneme girdi.

Avrupa ülkelerindeki seçimlerde ırkçı partilerin iktidara ortak olma, hatta tek başına iktidara gelme seviyesine ulaşmaları üzüntülü ve kaygı verici tablodur. Müslümanlar olarak en büyük gücümüz, imkanımız hiç şüphesiz inanç, iman, birlik ve beraberliğimizdir.


'MİMARİMİZİ YENİ BİR BOYUTLA TEKRAR İHYA ETTİK'
Medeniyetimizin zengin birikimini ihya etme kabiliyetimizi harekete geçerek önyargı, itham, dayatma; hatta saldırıların üstesinden gelebileceğimize inanıyorum. Elbette yüzümüze tokat, ayağımıza çelme, canımıza kast edene, haysiyetimize saldırana eyvallah edecek değiliz.

Devletimizi güçlendirerek, ekonomimizi geliştirerek, siyasi ve sosyal birliğimizi tahkim ederek mücadelemizi sürdüreceğiz. Asıl mesafe kat etmemiz gereken yumuşak güç alanları sanat, kültür, akademi, medya, sporu ihmal etmeyeceğiz.

Bu anlayışla biz de ülkenin temel altyapı eksikliklerini tamamladıkça, özgürlük ve demokrasi taleplerini karşıladıkça vaktimizi ve enerjimizi bu alana daha çok vermeye başladık. Mimarimizi yeni bir yorumla tekrar ihya ettik. Mimar Sinan Camii'ni inşa ederken bu anlayışla hareket ettik. Büyük Çamlıca Camii, Ankara'daki yaptıklarımız ve şimdi Barbaros Hayrettin Paşa Camii'ni inşa ederken bu anlayışla hareket ettik.

Birileri rahatsız olabilir, varsın onlar rahatsız olsun. Onlar rahatsız oluyor diye o izi sürmekten geri duramayız. Televizyon dizileri, müzik, sinemaya kadar özgün sanat içeriklerimizle dünyaya açıldık. Bilim insanlarımız, sanatçılarımız, edebiyatçılarımız, sivil toplum temsilcilerimiz başarılarıyla takdir topluyor.

İstanbul Mushaf'ını da medeniyetimizin yeni inkışafı, sembolü olarak görüyorum. İnşallah bunun devamı gelmeli. Hüseyin Kutlu hocama, emeği, gayreti, eseri için özellikle teşekkür ediyorum. Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Leylei Kadr'in alemi İslam'ın birliğine, beraberliğine vesile olmasını diliyorum."


İSTANBUL MUSHAFI HAKKINDA
İstanbul Mushafı olarak anılan çalışma sayesinde 18. yüzyıldan bu yana kesintiye uğrayan "nakkaşhane" geleneği de yeniden canlanmış olacak.

MUSHAF GELENEĞİ İHYA EDİLDİ
Hattat Hüseyin Kutlu'nun yetiştirdiği hüsnühat talebeleri ile tezhip ve cilt gibi farklı alanlarda uzmanlardan oluşan 66 kişilik ekibin yıllar süren çalışmaları sonucu hazırlanan eser, 10 ciltten oluşuyor.

Mürekkebinden kağıdına, hattından tezhibine, cildinden tıpkı basımına kadar her aşaması Kanlıca İslam Medeniyeti Sanat Bahçesi'nde hazırlanan Kur'an-ı Kerim, 1400 yıllık mushaf geleneğini ihya ediyor.

Mushafta, Endülüs, Memlük, İlhanlı-Celayir, Türkmen dönemleri olarak anılan Akkoyunlu ve Karakoyunlu devri, Timur, Babür ve Safevi dönemlerini takip eden Osmanlı'nın ilk ve son dönemlerinden bugüne kadar uzanan ekoller ve üsluplar özü itibariyle temsil ediliyor.

1001 FARKLI TASARIM KULLANILDI
İslam Medeniyetinin miras bıraktığı mushaf sanatlarının tümüne, sure başlığı, cüz gülleri, cilt deseni, hatime sayfaları, zahriyeler ve ser-levhalar gibi mushafın farklı bölümlerinde yer veriliyor.

Teknik ve sanatsal özellikleriyle benzersiz bir çalışma olan İstanbul Mushafı'nda 1001 farklı tasarımda durak, 14 farklı secde gülü ve aşr gülleri, 30 farklı cüz gülü, 120 hizip gülü ve 114 sure için ayrı tasarımlarda sure başlığı yer alıyor.

Eserin orijinali Başkan Erdoğan'a takdim edildikten sonra, orijinalinde kullanılan el yapımı aharlı kağıtlara, geliştirilen özel yöntem ve teknikle gerçekleştirilen 1000 takım tıpkıbasımı da İslam Dünyasının devlet başkanlarına, din adamlarına, belli başlı kütüphanelere ve önemli camilere hediye edilecek.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN