"BUGÜN DE AYNI YOLDAN GİDEN KİFAYETSİZ MUHTERİSLER VAR"
Kısakürek'in eserlerinin, kendi nesilleriyle birlikte gençlerin yolunu ve ufkunu aydınlatmaya devam ettiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Kalemini davasının kılıcı yapanla, kökü dışarıda ideolojilerin maşalığından başka vasfı olmayan arasındaki fark işte budur. Necip Fazıl, bugünkü Türkiye'yi anlamak için önce Sultan 2. Abdülhamid'in anlaşılması gerektiğine inanıyordu. Bu yaklaşımını da 'Marifet, büyük kısmı kursaktan doğma uydurmalarla Abdülhamid'i konuşturmakta değil, onun hakkında konuşabilmektedir.' diyerek, farklı bir boyuta taşıyordu. En önemli eserlerinden olan Ulu Hakan kitabı, bir tarih veya edebiyat ürünü olmaktan ziyade bu anlayışla ortaya konmuş bir dava manifestosuydu.
Ülkemizde bunca yıl sonra hala Sultan Abdülhamid'e husumet besleyenlerin, edepsizce dil uzatanların, onunla hesaplaşma peşinde koşanların olduğunu gördükçe, üstadın tespitlerinin ve hassasiyetinin doğruluğunu tekrar tekrar anlıyoruz. Asırlar geçse de maalesef bu ülkenin gündemi ve tarafları hiç değişmiyor. Dün de kendi bencil hesapları için ülkeyi ve milleti ateşe atmaktan, tarihini ve kültürünü hiçe saymaktan çekinmeyenler vardı, bugün de aynı yoldan giden kifayetsiz muhterisler var. Elbette üstadın her dediği, her yazdığı dokunulmaz, tartışılmaz, müzakere edilmez değildir. Osmanlı'nın yıkılışına ve Cumhuriyet'in kuruluşuna şahitlik etmiş, tek parti devrinin tüm zorbalıklarını iliklerine kadar yaşamış, tasavvuf kapısından girerek yeni bir dünya ile tanışmış, ülkedeki tüm fikir hareketlerinin içinde bizzat bulunmuş, devrinin tüm sınamalarından geçmiş bir ismin kendi iç yolculuğunun zorlu ve meşakkatli geçmesi kadar zor bir şey yoktur. Nitekim üstadın da kendisiyle ilgili pek çok tanımlamayı art arda sıraladıktan sonra işaret ettiği en önemli husus, fikir namusudur."
"FATİH SULTAN MEHMET HAN'IN EMANETİNİ YENİDEN GEDİĞİNE KOYDUK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üstat Necip Fazıl Kısakürek'in, fikir namusu hassasiyetiyle yaptığı tespitlerin ve beslediği ruhun, milletin ufkunu aydınlattığı, heyecanını harekete geçirdiği ve bilincini güçlendirdiğinin bir gerçek olduğunu söyledi.
Bu ateşleyici heyecana, bu itici lokomotife her dönem ihtiyaç olduğunu anlatan Erdoğan, "En çok da içinden geçtiğimiz şu kritik süreçte ihtiyacımız var. Bunun için Necip Fazıl'ı okumak, anlamak, onun açtığı yolu, yükselttiği o dava bayrağını, ruhu ve manasıyla sürekli daha ileriye taşımak hepimizin boynunun borcudur." diye konuştu.
Erdoğan, fikir dünyası çoraklaşmış, ruh dünyası daralmış, heyecanı körelmiş, azmi kırılmış bir milletin ne büyük davaları taşımaya ne de kendine güçlü bir gelecek inşa etmeye takati yetmeyeceğini belirtti.
Dünyadaki şartların zorluğu, ülkedeki entelektüel iklimin bunaltıcılığı, bireysel sıkıntıların ağırlığının hiç kimse için bu mücadeleden geri kalma bahanesi olamayacağının altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:
"Siyasette, fikirde, edebiyatta, hayatın her alanında tek başımıza da olsak, kalabalıklar içinde yalnız da kalsak bu mücadeleyi vermekle mükellefiz. Zafere ulaşırsak ne ala, ulaşamazsak bile mücadelenin bizatihi kendisi, biz faniler için en büyük şeref payesidir. Hatırlarsanız nice büyüğümüz ömrünü, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması mücadelesine adamıştı. Bu mücadelenin sonunu göremeden ölüp giden nice isimler oldu. Ama yine de onların verdiği mücadelenin izini takip ederek, onların açtığı yoldan ilerleyerek işte nihayet Fatih Sultan Mehmet Han'ın emanetini yeniden gediğine koyduk."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kısakürek ve diğer büyüklerin hayatlarını adadıkları davalarının neticelerini de birer birer görmeyi sürdüreceklerine işaret ederek, "Biz değilsek bile bizden sonraki nesiller bunu sağlayacaktır. Sözlerimi üstadın şu veciz ifadeleriyle bitirmek istiyorum; 'Üzülme bu davanın sahibi Hakk'tır. Hak olan davada zafer muhakkaktır.' Bir kez daha Necip Fazıl Kısakürek üstadı rahmetle, minnetle, hasretle yad ediyor, bu programın düzenlemesinde emeği geçenlere şahsım, milletim adına tekrar teşekkürlerimi sunuyorum." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a konuşmasının ardından vakıf üyelerince, Zindan'dan Mehmed'e Mektup Şiiri'nin hat sanatıyla Osmanlıca yazıldığı tablo hediye edildi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Necip Fazıl Kısakürek Kültür ve Araştırma Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Şeyma Kısakürek Sönmezocak da programda konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, program kapsamında AKM'de açılan Zindan'dan Mehmed'e Mektup Sergisi'ni gezdi.
Programa, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe de katıldı.