İstanbul'da Kadıköy ve Maltepe belediyelerinde devam eden rüşvet operasyonu CHP'lileri korkuttu. Ekrem İmamoğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında yaşanan adaylık kavgasındaki son gelişmelerle birlikte rüşvet operasyonunu da köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, bugünkü yazısında, "İstanbul'u kazanmanın havasıyla da alma verme işleri aleni yapılır oldu. Ama devleti ve hukuku unuttular. Şimdi bu gerçek önlerine çıktığı için şaşkınlar... "Belediyelerimizde yolsuzluk yapılıyor, biz de temiz toplum istiyoruz" demeyeceklerine göre, "Bu siyasi bir operasyondur" diyecekler... Yersek tabii..." ifadelerini kullandı.
İşte Övür'ün bugünkü yazısı;
Yakın tarihimizde büyük siyasi başarılara imza atan, yüzde 50'ler üzerinde oy alan liderler bile böylesine kibirli bir dil kullanmadı. Öyle kibirli ki, kendisini "siyaset mühendisliği" ile İstanbul'a başkan yapan Kemal Kılıçdaroğlu'nu ekarte etmek için yapmadığı numara kalmadı. Yüzüne gözüne bulaştırdığı son Karadeniz gezisi sonrası kendisini biraz eleştiren seçmenlerine bile "Vız gelir tırıs gider" diye meydan okudu.
Aynı kibirle, şimdi arkasında yüzde 52 halk desteği olan Başkan Erdoğan'a karşı ölçüsüz konuşuyor:
"Kimsiniz siz? Günün sonunda bir avuç insansınız. Biz, size 85 milyondan bahsediyoruz. Biz, size 16 milyon insanımızdan bahsediyoruz." Allah Allah, arkasında 26 milyon oy olan bir siyasi lider bile böyle hadsiz bir dil kullanmadı...
Ama o, o kadar pervasız ki "siyaset mühendisliği" ile HDP'ye taviz verilerek, İyi Parti'ye boyun eğilerek elde edilen 4.5 milyon oyu kendi başarısı sayıyor ve kendisini dev aynasında görüyor.
Kibriyle markalaşan "proje başkan" Ekrem İmamoğlu'ndan söz ediyorum.
Doğal bir siyasi mücadeleyle gelmediği için de daha ilk çıktığı cumhurbaşkanlığı yolculuğunu yüzüne gözüne bulaştırdı. Yaptıklarının arkasında duramadı. Sözcü yaptığı kankasını bile görevinden almak zorunda kaldı. Kibirli meydan okumalarla kendini seçmenleri nezdinde bile rezil etti.
Şimdi de fırsat bulduğu her mecrada Kılıçdaroğlu'na selam yollamayı ihmal etmiyor, geri adım attığını duyurmak için de kıvranıp duruyor. Son mesajına bakın:
"Biz, hâlâ o 6 Mayıs gecesi ceketimizi çıkardığımız, kollarımızı sıvadığımız yerdeyiz." Yani "İlk güne dönüyorum, artık yoluna çıkmayacağım" demek istiyor.
Kılıçdaroğlu inanır mı bilemem ama bu kibirli hali açığa çıktığı için mecburen çark etti. Alev Alatlı Hoca boşuna siyasi paçozlaşmadan söz etmiyor.
Doğrusu şimdi pes etmiş gibi görünse de içini kavuran o makam hırsı ve "gaz veren" iç ve dış dostları peşini bırakmaz. Bir ara verip tekrar başlayabilir. Artık nerelere savrulacak, ortaya çıkan bu siyasi çapsızlıkla ne kadar yol alacak bilemem ama bundan sonra işinin kolay olmadığını biliyorum.