Türk demokrasi tarihinin kara lekelerinden biri olan 27 Mayıs askeri darbesinin üzerinden 62 yıl geçti. 1950'de iktidar olar Demokrat Parti (DP), 27 yıllık tek parti dönemini sona erdirdi.
Türk demokrasi tarihinin kara lekelerinden biri olan 27 Mayıs askeri darbesinin üzerinden 62 yıl geçti. 1950'de iktidar olar Demokrat Parti (DP), 27 yıllık tek parti dönemini sona erdirdi.
DP'nin 1954 ve 1957 seçimlerinden de zaferle çıkmasının ardından, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki bazı general ve subayların oluşturduğu 38 kişilik Milli Birlik Komitesi, "DP'nin ülkeyi gitgide baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçesini öne sürerek 27 Mayıs'ta darbe yaptı.
Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri, DP'li milletvekilleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun ile asker ve bazı üst düzey kamu görevlileri gözaltına alındı. Darbeciler, milli mücadelenin Kuvayı Milliyeci kahramanı Galip Hoca'ya, yani Celal Bayar'a, akla hayale gelmedik muamelelerde bulundu.
DEMOKRASİ ŞEHİTLERİ
Yassıada'daki yargılamalar, 14 Ekim 1960'ta başlayıp 15 Eylül 1961'de bitti. 592 sanıktan 288'i için idam istendi. 15 kişi için idam kararı alındı. Bayar, Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam kararları oybirliğiyle alındı. Bayar hakkındaki karar, yaş haddi nedeniyle müebbet hapse çevrildi. Zorlu ve Polatkan 16 Eylül 1961'de, Menderes ise 17 Eylül 1961'de idam edildi.
11 Nisan 1990'da Menderes ve onunla birlikte idam edilen arkadaşlarının itibarları iade edildi. Menderes, Polatkan ve Zorlu'nun naaşları, 17 Eylül 1990'da İmralı'dan alınarak İstanbul Vatan Caddesi'nde yaptırılan anıtmezara taşındı.
ESKİ ASKER ANILARINI ANLATTI
Günümüzde 80 yaşında olan Halit Selvi o dönem görevli olarak gittiği Yassıada'da tanık olduklarını anlattı. Yassıada'da 2. bölükte Kazım Çakır Yüzbaşı kumandası altında görev yaptığı ve mahkumların kapısında nöbet beklediğini belirten Selvi, "O gün bir anda hasta oldu dediler. Bir baktık boyunlarında, boğazlarında hortumlar takılı ve o gün Menderes'i gıyaben infazı verildi. Erttesi gün biz Celal Bayarla, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkanları bir motora aldık. Giderken yolda Celal Bayar'a Fatin Rüştü Zorlu, "Senin 1950'de Çanakkale'ye geldiğin aklıma geldi" deyince o da "Biz Atatürk'ün birinci dostuyduk, benim babam büyük din alimiydi. Şu anda vatan haini olduk" dedi. bunun akabinde, Fatin Rüştü Zorlu, yakalarında ölüm kartı takılı "Biz vatan için çalıştık, vatana hakkımız helal olsun" dedi. Onları götürüp İmralı Adası'na teslim ettik. Akşamdan kalktık sabah Fatin Rüştü Zorlu'yu aşmışlar dediler. Ve akabinde ben koşarak oraya vardım, onu indirmişler Hasan Polatkan'ı asmışlar. Ertesi gün Menderes'i aldılar, kollarına 2 kişi girdi. Cipe bindirdiler, tekrar hücum bota bindirdiler. Doğru İmralı Adası'na götürdüler orada ben yoktum. Sorduğum zaman saat 2'de ipi çekildi dediler." dedi.
Selvi, "Kara günlerden ak günlere taşıyan bir başbakandı. Kur'anlarımız okunmazken, yollarımız yokken çok güçsüzlükler çekerken milleti refaha kavuşturdu. Türkiye'mizde 10 yılda büyük başarılar elde ederek, milletine hizmet etti. Bu memleketimiz ne gördüyse darbelerden gördü." ifadelerini kullandı.
