Türkiye'nin, Doğu Ege Adalarının silahsızlandırılmış statüsünün korunmasına yönelik talebine Yunan siyasiler, çoğu kez Türkiye'nin Yunanistan'ı tehdit ettiği iddiasıyla yanıt veriyor.
YUNANİSTAN, ADALARI SİLAHLANDIRDIĞINI İTİRAF EDİYOR
Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panayotopulos, Türkiye'nin Yunanistan'ı "casus belli" kararı aracılığıyla tehdit ettiğini ileri sürerek, birçok kez yaptığı açıklamada, "Tehdit edilen silahsızlandırılmaz." ifadelerini kullandı.
Panayotopulos, bu ifadeleriyle taraf oldukları uluslararası anlaşmalara aykırı tutumlarını itiraf etmiş oldu.
Slovakya'nın başkenti Bratislava'da geçen hafta düzenlenen GLOBSEC Güvenlik Konferansında yaptığı konuşmada Yunanistan'ın sabrının sınırlarına yaklaştığını savunan Panayotopulos, "Bazı adalarımızın silahsızlandırılmasını tartışan ve silahsızlandırılmaması halinde onları alacağını söyleyen bir müttefikimizin olması tuhaf. Egemenliklerini mi kaybedeceğiz?" ifadelerini kullandı.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias da ocak 2022'de yaptığı açıklamada, "Türkiye adalarımızın karşısına en büyük amfibi kuvveti ve Akdeniz'in en büyük amfibi filosunu yerleştirdi ve aynı zamanda bizden adalarımızı silahsızlandırmamızı istiyor." diyerek Yunanistan'ın söz konusu adaları silahlandırmasının "kendini savunma hakkı" olduğunu ileri sürdü.
1923 Lozan Antlaşması'na göre gayri askeri statüde olması gereken adalardan Semadirek, Limni, Midilli, Sisam, Sakız, İpsara, Ahikerya ile 1947 Paris Antlaşması'na göre silahsızlandırılması öngörülen Batnoz, İleriye, Kelemez, İstanköy, İleki, Kerpe, Sömbeki, Rodos ve Meis'te halihazırda Yunan askeri bulunuyor.
Yunanistan, Türkiye'nin itirazlarına ve antlaşmalardan doğan yükümlülüklerine rağmen 1960'lardan beri adaları silahlandırarak Ege Adaları'nın silahsızlandırılmış statüsünü ihlal etmeyi sürdürüyor.
Diğer yandan Yunanistan, 1993'te Uluslararası Adalet Divanının zorunlu yargı yetkisini kabul ederken, "ulusal güvenlik çıkarları" ile ilgili askeri önlemlerden kaynaklı hususlara ilişkin olarak zorunlu yargı yetkisine çekince koymuştu.
Yunanistan, bu şekilde adaların silahlandırılmasına ilişkin bir tartışmanın Uluslararası Adalet Divanı'na gitmesini engellemeyi hedeflerken, bu durum, Yunanistan'ın anlaşma yükümlülüklerini ihlal ettiğinin Atina tarafından zımnen kabul edildiğini ortaya koymuştu.
YUNANİSTAN, TÜRKİYE'NİN SÖYLEMLERİNİ REDDEDİYOR
Yunanistan, BM'ye mayıs 2021'de gönderdiği mektupta da Atina'nın, Türkiye'nin bu konudaki görüşlerini tamamen reddettiğini bildirdi.
Atina'nın Doğu Ege'deki adaları silahlandırmadığına ilişkin bir açıklama bulunmayan mektupta, "Yunanistan'ın yukarıda adı geçen antlaşmalar gereğince bu adaları silahsızlandırma zorunluluğunu, iddialara göre ihlal ettiğine ilişkin temelsiz önermelere dayanarak, Yunanistan'ın bu adalar üzerindeki egemenliğinin sorgulanma teşebbüsü uluslararası hukukun temel prensiplerine aykırıdır." ifadesi yer aldı.
Mektupta, Yunanistan'ın adalar üzerindeki egemenlik hakkının, silahsızlandırılmalarıyla ilgisi olmadığı ileri sürülerek, "Türkiye'nin son yıllarda, büyük bir kısmını Yunan adalarının karşısında saldırgan bir pozisyonda konuşlandırdığı askeri mühimmatını, endişe verici oranda artırdığı hatırlanmalıdır." iddiasına yer verildi.
YUNANİSTAN, EGE'DE KENDİNİ HAKLI GÖSTERMEK İÇİN 16 HARİTA YAYINLADI
Yunanistan Dışişleri Bakanlığından yapılan ve Yunanistan tarafından hazırlanan 16 haritanın eklendiği resmi açıklamada, Türkiye, revizyonist politika izlemekle suçlandı.
Açıklamada, "Türkiye'nin Ege Adalarının silahsızlandırılmış statüsüne ilişkin teorileri" ifadesi kullanılarak, söz konusu haritalar paylaşıldı.
ANKARA BM'YE KONUYA İLİŞKİN MEKTUP GÖNDERMİŞTİ
Türkiye, Atina yönetiminin Doğu Ege adalarının silahsızlandırılmış statüsünü ihlal eden eylemleri hakkında Temmuz 2021'de BM'ye mektup göndererek şikayette bulunmuştu.
Türkiye'nin BM Nezdindeki Daimi Temsilcisi Feridun Sinirlioğlu imzasıyla, Genel Sekreter Antonio Guterres'e hitaben yazılan mektupta, "Bir kez daha dikkatinize getirmek isteriz ki Yunanistan, Ege ve Akdeniz'deki adaların silahsızlandırılması konusunda ilgili anlaşmalardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmemektedir." ifadesi kullanılmıştı.
Mektupta, aralarında Meis adasının da bulunduğu söz konusu adaların Türkiye ana karasına yakınlığına vurgu yapılarak 1923 Lozan ve 1947 Paris Barış Antlaşmalarında açıkça belirtilmesine rağmen Yunanistan tarafından silahlandırılmasının Türkiye'nin güvenliğine ciddi tehdit oluşturduğunun altı çizilmişti.
Türkiye'nin, Yunanistan'ın adalar üzerindeki ihlallerini diplomatik kanallar üzerinden defalarca dile getirdiğine işaret edilen mektupta, "Eğer Yunanistan, anlaşmalardaki yükümlülüklerini yerine getirmede başarısız olursa o anlaşmalardan kaynaklı egemenlik haklarını deniz yetki alanlarının belirlenmesi dahil öne süremez." ifadesine yer verilmişti.