Milli Savunma Bakanı Akar, Ege'de yaşanan gerilime dair yaptığı açıklamada "Sorunları barışçıl yoldan ve diyalog ile çözmek istiyoruz" dedi. Akar, "Yunanistan kullanılıyor" mesajını verdi.
Bakan Akar'ın açıklamaları şu şekilde;
"Tatbikat kapsamında gördükleriniz TSK'nın günlük hayatında yaptığı işler. TSK'nın günlük faaliyetlerinde de uçaklar hedefleri vuruyor, arama-tarama yapılıyor. Her gün bunlar yaşanıyor. Tatbikatta meskûn mahal faaliyeti, arama-kurtarma, istihkâm faaliyetleri de yapıldı. Muharebe tecrübesi konusunda kimse Mehmetçik'in, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin eline su dökemez. Bu konudaki bilgi, tecrübe, yaklaşımları çok güçlü. Bunları biz icra ettiğimiz görevlerde kullanıyoruz."
'200 SENEDE 3 KAT BÜYÜYEN YUNANİSTAN, TÜRKİYE'YE 'YAYILMACI' DİYOR'
"Biz kendi işimize bakıyoruz. Amacımız etkin-caydırıcı-saygın özelliğimizi pekiştirmek. Bizim silahlı kuvvetler olarak yapacağımız en önemli şey askeri eğitim, tatbikat. Personelin bilgisini, tecrübesini artırmak, diğer taraftan da bu bilgili, tecrübeli personeli teçhiz etmek. Biz bunun peşindeyiz. Silahlı kuvvetlerimizin eğitimini, tatbikatını en etkin şekilde yerine getirip en ileri teknolojiye sahip silah, araç, gereç ve mühimmatla teçhiz etmek için çalışıyoruz. Bu konuda bizi destekleyen başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere herkese teşekkür ediyoruz.
Yunanistan'da bazı siyasiler şahsi ikballeri için sabah kalkıyor 'Türkiye', akşam yatıyor 'Türkiye'. Türk-Yunan halkı, gerçekçi baktığınızda birbirini tanıyan, kültürü benzeyen halklar. Diyoruz ki 'Görüşelim, sorunlar üzerinde çalışalım, zenginlikleri beraber paylaşalım'. Onlar diyor ki '(Ege Denizi'nin) Hepsi benim'. Kimse bu devirde bunu kabul etmez. Ortak payda bulmak, bunu geliştirmek lazım. Tarafların bir yerde anlaşması lazım. 200 senede 3 kat büyüyen Yunanistan, Türkiye'ye 'Yayılmacı' diyor. Yayılacak yeri kalmamış adamların; bu şartlarda bize 'Yayılmacı' diyorlar."
ERDOĞAN'IN YUNANİSTAN'I UYARISI
"Her konuda uyardı. İki komşu ülke, iki NATO müttefiki. Cumhurbaşkanımız ile Sayın Miçotakis arasında gayet samimi, dostane görüşmeleri oluyordu. Sonra Miçotakis verdikleri sözleri unutarak ABD Kongresi'nde Türkiye'yi şikâyet etti. Cin şişeden çıktı; Türkiye'deki kişilik, kimlik meselesi herkes tarafından anlaşılmalı. 'Gel' deyince gelecek, 'Git' deyince gidecek bir Türkiye'den bahsetmiyoruz. Hakka-hukuka, iyi komşuluk ilişkilerine, müttefiklik ruhuna uygun şekilde konuşalım, görüşelim. Bizi eskiye özlemle suçlayanlar tuttular Roma'yı, Bizans'ı savunmaya başladılar."
ABD'NİN YUNANİSTAN'DA KURDUĞU YENİ ÜSLER)
"1980'de Türkiye-ABD arasında savunma ve ekonomik işbirliği anlaşması yapıldı. Bunun benzerini Yunanistan da yaptı. 2020'de bunu yenilediler. Bu çerçevede daha önce 5 olan üs sayısını artırdılar. Bunun en gündeme geleni de Dedeağaç. Dedeağaç'a yönelik, LNG deposu ve Avrupa'nın savunmasına ABD'nin desteği için lojistik merkez olarak kullanılacağına yönelik resmi beyanlar var. Resmi olarak bunu söylüyor, görüntü de bunu gösteriyor. Bunu Yunanlar, birtakım ifadelerle bu üsler Türkiye'ye karşıymış gibi gösteriyor. Ancak bütün bunları bir tarafa bırakıp bir asker, bir diplomat gözüyle baktığınızda 'Bu kesinlikle LNG ile alakalı, bizimle alakası yok' diyebilir misiniz? Diyemezsiniz. Her şey takip ve tedbir meselesi."
"Yunanistan'da bazı siyasiler mantıktan, akıldan, izandan, uluslararası hukuktan uzak beyanlarda bulunuyor. Sayın Cumhurbaşkanımız'ın da ifade ettiği Meis konusu var. Meis Adası Kaş'a bin 950 metre mesafede. 10 kilometrekare genişliğinde. Yunanistan ana karasına yaklaşık 600 kilometre mesafede. Aklı başında kime sorarsanız sorun, 10 kilometrekarelik adaya 40 bin kilometrekare münhasır ekonomik bölge talebini uygun görmez. Kimse buna 'Evet' demez, diyemez. Bütün dünyada hava sahası karasuları ile aynı genişliktedir. Yunanistan, 'Karasuları 6 mil, hava sahası 10 mil' diyor. Böyle olmaz. Biz bunu tanımıyoruz. Biz onları masaya çağırıyoruz, 'Gelin konuşalım' diyoruz. Gelmiyorlar. Konuşacak bir şeyleri yok; çünkü biz haklıyız."
'YUNANİSTAN, TÜRKİYE'YE KARŞI HESABI OLANLAR TARAFINDAN KULLANILIYOR'
"Yıllardan beri devam eden olaylar var. 1832, 1864, 1878, 1913, 1923, 1947'deki gelişmeler ortada. Anlaşmalara aykırı şekilde adaları silahlandırıyorlar. Bu oldubittileri kabul etmedik, etmiyoruz. Yunanistan'da bilinen bazı siyasilerin aşırı saldırgan eylem ve söylemleri var. Halklar arasında ise durum öyle değil. Askeri, siyasi, diplomatik bakımdan baktığımız zaman ise Yunanistan kullanılıyor. Türkiye'ye karşı hesabı olan kim varsa başvuracakları kapı Yunanistan, benim anladığım bu. Bunun faturasını da Yunan halkı ödemek zorunda kalıyor.
Proxy (vekâlet) savaşları yüzyıllardan beri devam eden bir şey. 1919'u hatırlayın. Ne haddine Yunanistan'ın tek başına buraya gelmesi. Yunanistan 1922'de 'Niye bizim başımızı belaya soktunuz?' diyerek 6 başbakan, bakan, genelkurmay başkanını astı. Biz de 'Tarihe, coğrafyaya, şartlara bakın, boyunuzu aşan işlere girişmeyin, herkesin telkin ve teşviklerine uymayın' diyoruz."
SURİYE'YE OPERASYON
"En çok Tel Rıfat'tan, Münbiç'ten bize yönelik taciz, saldırı yapılıyor. Ayrıca daha önceki müzakereler sırasında Rusya tarafından Tel Rıfat'ın gerek onlar tarafından gerekse beraber teröristlerden temizlenebileceğine yönelik beyanlar oldu. Bunu hatırlatıyoruz. Bizim teröristler dışında başka bir problemimiz yok. Terörist neredeyse hedefimiz orası
Operasyon matematiktir, lojistiktir. Bunun hesabı, kitabı yapılır; yeri ve zamanı geldiğinde harekete geçilir Bizim hedefimiz, amacımız teröristleri etkisiz hale getirmek. En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemiz devam edecek."
"Amacımız bir an önce terör belasından milletimizi kurtarmak. Bizim bu söylemimizi 'Kürtlere, Suriye'ye, Irak'a karşı' gibi başka yerlere çekiyorlar. Oysa bu konudaki hassasiyetimizi herkes biliyor. Bizim tek hedefimiz teröristler. Terörist neredeyse bizim hedefimiz orası. Çünkü aksi durum teröriste korumalı, güvenli alan bırakmak anlamına gelir; bunu da kabul etmeyiz. Bizim tek amacımız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, 85 milyon insanımızın, hudutlarımızın güvenliğini sağlamak. Başka bir hedefimiz yok. Bunu Iraklı dostlarımız da anladı. Diplomasinin, uluslararası ilişkilerin, güvenlik uygulamalarının kurallarına, inceliklerine uygun işimizi yapıyoruz. Komşularımızın bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygılı olduğumuzu her fırsatta ifade ediyoruz."
'ŞARTLAR OLUŞMAZSA FİNLANDİYA VE İSVEÇ'E 'EVET' DEMEYİZ'
"Sayın Cumhurbaşkanımız noktayı koydu. Şartlar oluşmazsa 'Evet' demeyiz. Terörle mücadelede olduğu gibi orada da açık, samimi bir politikamız var. Sen parlamentoya sokmuşsun, adamlara polis korumasında Türkiye'ye hakaret ettiriyorsun, teröristlere para toplatıyorsun. İsveç ve Finlandiya'nın terör konusunda mantıklı olmalarını bekliyoruz. NATO'nun gündeminde terör ile Rusya tehdidi var. İsveç 'Rusya beni tehdit ediyor, beni koruyun. İttifakın en büyük ikinci ordusuna sahip Türkiye sen de üye olarak katkı sağla' diyor. Peki. Ben de diyorum ki '40 seneden beri ben terörle mücadele ediyorum. Bu konuda sen de bize katkı sağla'. 'Ona karışmam' diyor. Böyle ortaklık olur mu? Temelden yanlış."
"Rusya Savunma Bakanı Şoygu ile geçen hafta yapıcı bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Bizim Ukrayna'daki gelişmeler bağlamında iki temel sorunumuz var: Biri insani yardım ve vatandaşlarımızın tahliyesi amacıyla Ukrayna'ya gönderilen 2 adet A400M nakliye uçağımızın orada kalması. Diğeri de limanlarda bekleyen ticari gemilerimiz. Bu konuları da ele aldığımız samimi, yapıcı bir konuşma oldu. Bununla ilgili karşılıklı personel görevlendirdik. BM ile de diyalog içindeyiz. Olayın önemini idrak etmek çok önemli. Teknik çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalar şu hususları kapsıyor: Ukraynalıların limandaki mayınları temizlemesi, limandan çıktıktan sonra belirli koridorlardan toplanma bölgesine girinceye kadar Ruslar tarafından eşlik edilmesi, olası mayınların temizlenmesi, ondan sonra da tercihen Türk unsurları tarafından ticari gemilerin emniyetli seyirlerinin sağlanması. Bir an önce işi sonlandırmak istiyoruz. Bizim hem Rusya hem Ukrayna ile yoğun görüşme trafiğimiz var. İki tarafın bazı çekinceleri var. Biz de aradaki çekinceleri ortadan kaldırmak için çalışıyoruz. Bu konuda umutluyuz.
Ayrıca biz hem Rus hem Ukrayna Savunma Bakanları ile görüşmelerimizde insani durumun daha da kötüleşmesine imkân vermeden bir an önce ateşkesin sağlanmasının önemini ifade ediyoruz. Diğer taraftan da Antalya ve İstanbul sürecinden sonra herhalde örtülü, açık engellemeler oldu. Eğer Batı bunu destekleseydi İstanbul görüşmelerinden olumlu sonuçlar çıkardı."
"Mayınla ilgili çeşitli sayılar ortaya atıldı. Bunlara ihtiyatlı yaklaşmak gerekiyor. Şu ana kadar 3 mayın emniyetli bir şekilde imha edildi. Mayın avlama gemilerimiz, helikopterlerimiz, deniz karakol uçaklarımız ve SAS timlerimiz teyakkuz halinde. İstanbul Boğazı'nı yakından gözetliyoruz. Giriş-çıkışı kontrol edip herhangi bir sürprizle karşılaşmamak için ilave tedbir aldık, tespit radarları koyduk. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu konuda çok ileri düzeyde bir kapasitesi var. Bizim hem tespit hem imha konusunda yeterli unsurlarımız, teçhizatımız var. Ayrıca sadece kendi ihtiyaçlarımızı karşılamanın ötesinde dostlarımıza, müttefiklerimize de mayınla mücadelede destek verebileceğimizi ilettik."